Halifet Gazi Türbesi (Merkez)


Amasya’nın batısındaki Şamice Mahallesi’nde, Amasya Valilerinden Danişmendli Emir Mücahit el Mübarizüddin Halifet Alp İbn Tûli için 1226’da yaptırılmıştır.

Son yıllarda onarılan türbe, kesme taştan kare plân üzerine sekizgen cepheli kule şeklinde yapılmıştır. Kümbet, kare planındaki bir kaide üzerinde, sekizgen bir plan biçiminde yükselir. Çatısı da sekizgendir. Diğer Selçuklu mezar anıtlarında olduğu gibi, burada da kümbete bir kaç basamaklı bir merdivenle çıkılır. Sekizgen odanın üstü bir kubbe ile örtülüdür. Odanın doğusundaki merdivenle, beşik tonozlu kare planlı mahzene inilir.

Türbe içerisinde 0,90 x 2.15 m. ölçüsünde mermer bir sanduka vardır. Sandukanın güneye bakan yönüne de kıvrık boynuzlu birer koş başı yerleştirilmiştir. Ayrıca bu iki koç figürü arasına, defne yapraklarından yapılmış bir girlandı taşıyan üç adet erkek figürü ile iki kanatlı melek başı görülmektedir. Bu figürlerin Antik Çağlardan alındığı sanılmaktadır. Büyük olasılıkla Halifed Gazi’nin bu motifleri beğenerek burada kullandığı sanılmaktadır.




Torumtay Türbesi (Merkez)

Click this bar to view the full image.
Gök Medrese karşısında, Gıyaseddin II. Keyhüsrev zamanında Amasya valiliği yapmış olan Seyfeddin Torumtay tarafından, 1279 yılında kendisi için inşa ettirilmiştir. Türbe içinde Seyfettin Torumtay’ın kendisi ve ailesi gömülüdür.

Selçuklu mezar mimarisinin eyvan tipli türbelerinden olup, dikdörtgen planlı türbeye, kuzey doğu kenarına yakın bir yerindeki merdivenle çıkılır. Her cephesinde birer penceresi bulunan türbe, içten beşik tonozla örtülüdür. Üstünün konik bir çatıyla kaplı olduğu bilinmektedir. Tamamen kesme taştan yapılmış olan türbenin güney cephesinde palmet ve rûmilerden oluşan panolar yer almaktadır. Böylece Selçuklu mimarisinde görülen cephe süslemeleri, yapıya hareket getirmek amacıyla burada da tekrarlanmıştır.

Bu türbe diğer Selçuklu türbeleri gibi, iki katlıdır. Alt kat ölünün gömüldüğü mahzen olup, buraya içeriden bir merdivenle inilir. Aynı zamanda bu merdivenle çatıya da ulaşılmaktadır. İkinci kattaki beşik tonozlu sahanda sandukalar bulunmaktadır.



Şirvani Türbesi (Merkez)

Click this bar to view the full image.
Amasya’da Şamlar Mezarlığı’nın üst tarafında yer alır. Türbenin batısı, mescide ayrılmış olup, her ikisinin üzerinde de birer kubbesi vardır.

Bu türbeyi Sadrazam Şirvanizade Mehmed Rüştü Paşa 1869’da yaptırmış, 1873’te de vakıflarını düzenlemiştir.

Türbe içerisinde Mehmet Rüştü Paşa’nın babası es Şeyh İsmail Seraceddini Şirvani, kardeşi eski İstanbul Kadısı es Seyyid Ahmed Hulusi Efendi ile eniştesi El Hac İsa Ruhi Efendi gömülüdür.







Aşağı Piriler Türbesi (Merkez)

Aşağı Piriler Türbesi, Amasya’da Çilehane camisi’nin giriş kapısının solunda buradaki dergâhın da batısındadır. Türbeyi Cami ile birlikte 1413’de Yakup Paşa yaptırmıştır. Kare planlı, üzeri kubbe ile örtülü tek sandukalı bir türbedir.


Amasya Kalesi




Click this bar to view the full image.
Amasya kalesi, Amasya il merkezinin kuzeyini kaplayan Harşena Dağı üzerindedir. Harşena Kalesi adıyla da bilinir. Amasya Kalesi’nin üzerinde inşa edildiği kaya , denizden 700. Yeşilırmak’tan ise 300 m. yüksekte bulunmaktadır. Bazı tarihçilere göre kaleyi ilk defa Pontus Kralı Mithridates tarafından yaptırılmıştır. Bazılarına göre ise; Kumandan Karsan veya Harsana yaptırdığı için Harşana / Harşena ismini almış olabileceği söylenmektedir.

Amasya Kalesi, bir çok kez el değiştirmiş ve tahrip olmuştur. Persler, Romalılar, Pontus ve Bizanslıların egemenlikleri döneminde saldırıya uğrayan Amasya Kalesi, yüzyıllar içinde yıkılmış ve her seferinde yeniden inşa edilmiştir.

Roma ve Pontuslular arasında geçen çarpışmalar sırasında önemli oranda tahrip gören Harşena Kalesi 1075’te Türklerin Amasya’yı fethetmesiyle birlikte önemli oranda onarım görmüştür. XVIII. yüzyıla kadar kullanılan Kale, bu yüzyıldan sonra askeri önemini kaybetmiştir.

Click this bar to view the full image.
Kalenin önemli tepe noktası kesme, sur duvarları moloz taşlardan yapılmış olup, Yeşilırmak’ın kıyısına kadar 8 müdafaa kademesine sahiptir. Kalede Cilanbolu denilen ve kalenin orta yerinde giriş kapısının hizasında yüksekçe bir yerden kayaya oyulmuş 150 basamakla aşağıya inilen 8 metre çapında dehliz vardır. Kalede sarnıçlar, su depoları, eteklerinde Osmanlı dönemine ait hamam kalıntıları ve kayaya oyulmuş Pontus Kral Mezarları bulunmaktadır. Kalenin sur duvarlarının çoğunluğu ayakta kalmıştır.

Bugünkü Amasya şehrinin kuzeyini kaplayan kale, İçeri Şehir (Hatuniye Mahallesi), Kızlar Sarayı ve Yukarı Kale (Harşena) olmak üzere üç bölümden oluşmuştur. Yeşilırmak Nehri kıyısı boyunca, İstasyon Köprüsü ile Hükümet köprüsü arasında uzanan yaklaşık 800 m.lik bir alanı kaplayan Hatuniye Mahallesi’nde Yeşilırmak’ın kuzeyinden yükselen antik sur duvarları üzerinde Amasya evleri, hamamlar ve camiler inşa edilmiştir.

Aşağı Kale olarak da adlandırılan bu bölüme Alçak Köprü’den, İstasyon Köprüsü’nden, Sultan Bayezid Camii karşısında bulunan Mağdenüs Köprüsü’nden ve Hükümet Köprüsü’nden girilebilmektedir.Kızlar Sarayı demiryolu ile İçeri Şehir’den (Hatuniye Mahallesi) ayrılmıştır.


İç Kale

Enderun Kalesi olarak da bilinir. Bu iç kaleyi, Pontus Kralı Mithridates M.Ö. 250 dolaylarında yaptırmıştır. Sarayın bulunduğu teraslar güzel ve temiz bir görünümdeki destek duvarlarından başka günümüze gelebilen bir kalıntısı yoktur.Sarayın XVI.yüzyıla kadar kullanıldığı bazı kaynaklardan öğrenilmektedir. Sarayın dış bölümünün taştan, iç kısmının tuğla ve ahşaptan olduğunu sanılmaktadır. 1146’da iç kaleyi onartan Selçuklu Sultanı I. Mesud Amasya’yı merkez yapıp İç Kale’de cami, medrese, hamam ve saray yaptırmış, ölünceye kadar da burada oturmuştur.


Kızlar Sarayı

Kızlar Sarayı, İç kalenin üzerinde bulunan mağaraların altındadır. Sinop mutasarrıfı İsfendiyar Bey’in torunu Doğrak Hatun Amasya’ya geldiği zaman, Selçuk Sarayına giremeyince, Kızlar Sarayı yaptırılmıştır. Bu sarayın yapımından sonra İsfendiyar Beyleri, çevrede yaptıkları fetih ve savunmalarda Amasya’yı bir üs gibi kullanmışlar ve Kızlar Sarayında ikamet etmişlerdir.

Kızlar Sarayı, 150 yıldan uzun bir süre Osmanlı şehzadelerine, hatunlarına ve valilerine mekan olmuştur. 1852 yılına kadar faal bir biçimde hizmet vermiştir. Bu tarihten sonra Amasya ayânına terk edilmiştir. Daha sonra ise kendi kaderine bırakılmıştır. Bugün tamamen harap durumdadır.


Cilanbolu Kuyusu

Amasya kalesinde çok sayıda dehliz ve su kuyuları bulunmaktadır. Bu kuyuların en ünlüsü Cilanbolu diye isimlendirilen yerdir. Cilanbolu kuyusu, Harşena kalesinin orta yerinde, büyük kapının hizasında bulunan yüksek yerde, güneyden kuzeye doğru gitmektedir. Yüz elli kadar basamakla aşağıya inilir. Daha aşağılarda tahribat sonucu merdivenler kaybolmuştur. Kuyunun girişi geniş ve yuvarlaktır. Önce kagir olarak başlayan kuyu, daha aşağılarda kayaların oyulması biçiminde devam etmektedir.