Sayfa 2/2 İlkİlk 12
15 sonuçtan 11 ile 15 arası

Konu: Hilye-i saadet

  1. #11
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Hilye-i saadet

    Resulullah efendinmizin konuşması hakkında şöyle buyurulmuştur. Allahü teâlânın yaratıkları arasında ondan daha fasih ve şirin konuşan üslubu hızlı ve akıcı bir kimse yoktu. Mübarek sözleri gönülleri alır ve ruhları cezbederdi.
    Konuşması o derecede idi ki onun nihayetine akıl yetişmezdi. Nasıl böyle olmasın ki bu şerefli lisanı ile Hak teâlânın emir yasaklarını insanlara bildirdi. Allah'ın muradı onun lisanından beyan oldu. Allahın emir ve yasaklarının hepsi onun vasıtasiyle açıklanıp bildirilirdi.
    Farzlar ve sünnetler onunla açık seçik ortaya konulmuştur. Doğruluk ve olgunluk yolu dünyaya geliş ve Allaha dönüş caddesi onunla açık ve aydınlık hale gelmiştir. O derecede konuşması akıcı ve aydınlık sözleri açık ve berrak idi ki söz söylediği zaman kelimeleri inci gibi dizilirdi. Bir kimse saymak istese şerefli kelimelerinin sayılması kabildi.
    Aişe-i Sıddıka validemiz anlatır:
    Resulullah efendimiz sözünü sizin dizdiğiniz gibi dizmezdi. O öyle söz söylerdi ki eğer sayıcı bir kimse onları saymak istese sayılması kabil olurdu. Bazı yerde anlaşılsın diye bir kelimeyi üç kere tekrarlardı. "Ben Arabın en açık ve aydınlık konuşanıyım" diye buyururdu. Cennet ehli Muhammed aleyhisselamın diliyle konuşurlar.
    Hazret-i Ömer bin Hattab bir gün:
    - Ya Resulallah! Ne haldir ki sen bizim aramızdan çıkıp yabancı bir diyara gitmedin. Yine de fesahatte güzel konuşmada hepimizden üstünsün dedi.
    Fahr-i Kainat efendimiz:
    - İsmail'in "aleyhisselam" konuştuğu dil kaybolup gitmişti. Cebrail aleyhisselam onu bana getirdi ezberletti buyurdu.
    Velhasıl lisanın kemaline delalet eden şeylerin nihayeti yoktur. Bu mananın tasdiki akıllı kişiler katında asla delile ve isbata muhtaç değildir. Bazı alimler Peygamber efendimizin lafzı az ve manası çok olup asla fasihlerin divanlarından hiç birinde geçmemiş olan şerefli sözlerinden bazısını toplamışlardır.


    Seni çok Özledim Annem

  2. #12
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Hilye-i saadet

    Resulüllah efendimizin gülmeleri de itital üzere olduğunu hazret-i Aişe validemiz şöyle bildirmiştir: "Ben Resulüllah efendimizin gülmeğe itibar edip tam olarak güldüğünü görmedim. Sadece tebessüm ederlerdi."
    İbni Ebi Hale buyurdu ki:
    "Resulullah efendimizin en fazla gülmesi tebessüm şeklinde idi. Gülerken mübarek dişleri habbü'l-ğamam gibi görünürdü."
    Habbü'l-ğamam buluttan tane tane düşen çiğ damlası veya dolu tanesidir mübarek dişlerini ona benzetmiştir.
    İbn-i Hacer buyurdu ki: "Bütün hadis-i şeriflerden açıkça anlaşılan şudur ki: Peygamber efendimizin çok görülen hali tebessüm idi. Az olarak güldüğü de görülmüştür. Kahkaha iye gülmenin mekruh olması en çok görülen hal olmasında veya çok kuvvetli görülmesindedir. Zira böyle gülmek vakarı giderir.
    İbn-i Battal "Resulüllah efendimizden uyulması gereken nesne o fiilidir ki ona devam eylemiştir" diye buyurdu.
    Yani gülme hususunda Resulüllah efendimizden en çok görülen tebessüm olunca mü'min olana da yaraşan gülecek olduğu zaman tebessüm etmek ve aşırı derecede gülmemektir. Arada sırada beşeriyet icabı acayip bir şeyin idrakinden zaruri olarak çok veya kuvvetli gülmek vaki olursa bir şey lazım gelmez. Uygun olmayan bunun çok vaki olmasındadır.
    Ebu Hüreyre'nin bildirdiği hadis-i şerifte Fahr-i Alem efendimiz :
    "Çok gülme! Zira şüphesiz çok gülmek kalbi öldürür" diye buyurmuştur.
    Ebu Hüreyre hazretleri buyurdu ki:
    "Resulüllah efendimiz güldükleri zaman nuru duvarların üzerine ışık saçardı."
    Peygamber efendimizin Cebrail aleyhisselam geldiğinde ta o halet kendilerinden gidinceye kadar tebessüm ettikleri görülmezdi.
    Tebessüm etmek güleryüzlü olmak çok iyidir. Fakat kahkaha ile gülmek hoş değildir. Ayet-i kerimede "Az gülüp çok ağlasınlar!" [Tevbe 82] buyuruldu.
    Hadis-i şeriflerde de çok gülmenin zararları şöyle bildirildi:
    "Gafletinden habersiz gafile şaşılır. Şu kişiye de şaşılır ki ölüm onun peşinde iken o dünyanın peşinde koşar. Rabbinin kendinden razı olup olmadığını bilmeden kahkaha ile gülene de şaşılır."
    "Gülerek günah işliyen ağlıyarak Cehenneme gider."
    "Eğer benim gördüğümü siz görseydiniz az güler çok ağlardınız"
    Peygamber efendimiz Hz. Mikailin gülmeyişinin sebebini Hz. Cebraile sual edince "Cehennem yaratıldığından beri hiç gülmemiştir" cevabını verdi


    Seni çok Özledim Annem

  3. #13
    ***
    DIŞARDA
    Points: 18.904, Level: 87
    Points: 18.904, Level: 87
    Level completed: 11%,
    Points required for next Level: 446
    Level completed: 11%, Points required for next Level: 446
    Overall activity: 7,0%
    Overall activity: 7,0%
    Achievements
    yagmurdamlasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Sitemizin Ninesi
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    2.304
    Points
    18.904
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    19

    Standart Cevap: Hilye-i saadet

    Gülümserken

    Efendimiz (sav), şaka yaparken bile asla yalan söylemezdi.

    Hanım sahabilerden biri Resullullah’a (sav) ürkek bir şekilde çekinerek bir dileğini anlatmakatadır.

    Efendimiz onu rahatlatmak ister.

    Bir ara sözünü keserek sorar:

    – Sen şu gözünde ak olan kişinin eşisin, değil mi?

    Hanım sahabi şaşırarak:

    – Ey Allah’ın Elçisi, benim kocamın gözünde ak yoktur.

    – Her insanın gözünde ak olur.

    Kadın sahabi anlar ve tebessüm eder.

    ccc

    Bir yolculuk sırasında Enceşe isimli bir arkadaşı develerinin önünde, daha hızlı yürümeleri için şarkı söyleyerek tempo tutmaktadır.

    Şarkı hızlanır, tempo yükselir ve develerin sürati de artar.

    Develerin üzerinde bulunan hanımlar için endişeye kapılan Efendimiz (sav) Enceşe’ye seslenir.

    – Enceşe dikkat et! Billurlar kırılmasın!

    ccc

    Yaşlı bir kadın mescide, Efendimiz (sav)’in yanına gelir ve

    – Ey Allah’ın Elçisi, benim için dua et de Allah beni cennetine koysun. Efendimiz:

    – Yaşlı kadınlar cennete giremez, der.

    Kadın üzülür, neredeyse ağlayacaktır.

    Efendimiz (sav)’in yüzünde bir tebessüm yayılır:

    – Üzülme, yani yaşlı değil, bir genç kız olarak cennete gireceksin, der.

    ccc

    Bir arkadaşı kendisinden bir binek devesi ister. O:

    – Olur,seni bir dişi deve yavrusuna bindirelim, der.

    Arkadaşı şaşırarak, itiraz eder:

    – İyi ama Ey Allah’ın Elçisi, ben dişi deve yavrusunu ne yapayım. Bir işime yaramaz ki!

    Bunun üzerine peygamberimiz:

    – Bütün develer bir dişi devenin yavrusu değil midir? der.



    İnsanlardan bir insan olma

    O kendi işini kendi görmekten hoşlanırdı. Arkadaşları bütün işini yapmaya hazır olmalarına rağmen bunu istemezdi. Evdeyken, elbiselerini yamar, evi süpürür, keçileri sağar, develeri bağlar ve yemlerini verirdi.

    Ayrıca, ayakkabılarını ve delik su kırbalarını tamir eder, hiçmetçilere de yardım ederek onlarla birlikte hamur yoğururdu.

    Çarşıdan yiyeceğini kendi taşır, birisi “Ey Allah’ın elçisi! İzin ver ben taşıyayım” dediğinde, “her mümin taşıyabiliyorsa kendi yükünü kendi taşısın” derdi.

    ccc

    Arkadaşalarından Rabia oğlu Amir’le beraber mescide gitmektedir. Ayakkabısının bağı çözülür. Amir hemen atılıp, bağlamak ister. Efendimiz (sav) engel olur, kendi bağlar. Bir yandan da Amir’e hitap eder:

    – Bu, başkasına hizmet gördürmektir. Ben ise başkasına hizmet gördürmeyi sevmem.

    ccc

    Bedir’e doğru yol alınmaktadır. Deve azdır, ancak üç kişiye bir tane düşer ve sırayla binilir. Efendimiz (sav)’le aynı deveyi paylaşan arkadaşları kendi haklarından gönüllü olarak vazgeçerler. Sürekli O’nun binmesini isterler. O ise kabul etmez:

    – “Siz” der, “benden daha güçlü değilsiniz. Kaldı ki bende sizin kadar sevap kazanmaya muhtacım.”

    ccc

    Sahabe naklediyor: “Bir gün aklından zoru olan bir kadın geldi, Allah Resulü’nün elinden tutarak çekti ve O’na: “Gel benim evimdeki şu işimi gör.” dedi. Kadın Allah Resulü’nün kolundan çekiyor, O da arkasına takılıp gidiyor, derken sahabe de onların arkasına düşüyor. Ve Allah Resulü gayet rahat bir şekilde kadının dediği işi görüyor, sonra geri dönüyor. Bu iş, belki bir ev süpürmek, belki de yıkanmış çamaşırları sıkmaktı. İşin şekli ne olursa olsun, Allah Resulü bu işi yapmıştı. Zira O, kimseyi üzmeyen, darıltmayan bir insandı. O, saygı insanıydı ve O’nun bu hareketi asla zillet de değildi.

    ccc

    Bir yolculuktadırlar... Yemek için mola verilir. Arkadaşlarının her biri bir görev üstlenir. Hz Muhammed(sav) de:

    – "Ben de ateş için odun toplayayım", der

    Arkadaşları önüne geçmek isterler.

    – Ey Allah'ın Elçisi! Siz dinlenin biz o işi de görürüz.

    Efendimiz (sav) bütün ciddiyetiyle cevaplar:

    – "Gerçekten bunu isteyerek yapacağınızı biliyorum. Ancak ben bir topluluk içinde ayrıcalıklı bir durumda bulunmaktan hoşlanmam. Bunu Allah da sevmez." Ve odunları toplamaya koyulur.

    ccc

    Hz. Ömer kendisinden Umre yapmak üzere Mekke'ye gitmek için izin ister. O sevinerek izin verir ve öğütler:

    – "Kardeşim! Duanda beni de unutma."

    O gün Hz. Ömer'in anlatımıyla hayatının en sevinçli günüdür.

    ccc

    “Çocuğu olan onunla çocuklaşsın" der. Koşu yarışı yapan çocuklar görünce O da aralarına karışır. Kazananı ödül olarak devesinin üzerine alır ve Medine sokaklarında gezdirir.

    ccc

    Mescid’e yakın bir yerde Habeşistanlı zenci müslümanlar yerel bir oyun oynamaktadırlar. Efendimiz (sav)’in aklına eşi Ayşe gelir. Eve gider ve

    – Ayşe, gel sen de seyret, der.

    Hz. Ayşe, oyunu,

    – Ben de yanağımı Allah’ın Elçisinin omuzu üzerine koyarak seyretmeye başladım, diye anlatır.

    Oyun uzun sürer, Efendimiz (sav) arada bir

    – Doymadın mı? diye sorar. Hz. Ayşe kendi deyimiyle

    “Bana olan sevgisini denemek için”

    – Hayır! diye cevap verir. Efendimiz (sav) yorulmasına rağmen sesini çıkarmaz. Ayak değiştirerek dikilmeye devam eder

  4. #14
    ***
    DIŞARDA
    Points: 18.904, Level: 87
    Points: 18.904, Level: 87
    Level completed: 11%,
    Points required for next Level: 446
    Level completed: 11%, Points required for next Level: 446
    Overall activity: 7,0%
    Overall activity: 7,0%
    Achievements
    yagmurdamlasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Sitemizin Ninesi
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    2.304
    Points
    18.904
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    19

    Standart Cevap: Hilye-i saadet

    Gülümserken

    Efendimiz (sav), şaka yaparken bile asla yalan söylemezdi.

    Hanım sahabilerden biri Resullullah’a (sav) ürkek bir şekilde çekinerek bir dileğini anlatmakatadır.

    Efendimiz onu rahatlatmak ister.

    Bir ara sözünü keserek sorar:

    – Sen şu gözünde ak olan kişinin eşisin, değil mi?

    Hanım sahabi şaşırarak:

    – Ey Allah’ın Elçisi, benim kocamın gözünde ak yoktur.

    – Her insanın gözünde ak olur.

    Kadın sahabi anlar ve tebessüm eder.

    ccc

    Bir yolculuk sırasında Enceşe isimli bir arkadaşı develerinin önünde, daha hızlı yürümeleri için şarkı söyleyerek tempo tutmaktadır.

    Şarkı hızlanır, tempo yükselir ve develerin sürati de artar.

    Develerin üzerinde bulunan hanımlar için endişeye kapılan Efendimiz (sav) Enceşe’ye seslenir.

    – Enceşe dikkat et! Billurlar kırılmasın!

    ccc

    Yaşlı bir kadın mescide, Efendimiz (sav)’in yanına gelir ve

    – Ey Allah’ın Elçisi, benim için dua et de Allah beni cennetine koysun. Efendimiz:

    – Yaşlı kadınlar cennete giremez, der.

    Kadın üzülür, neredeyse ağlayacaktır.

    Efendimiz (sav)’in yüzünde bir tebessüm yayılır:

    – Üzülme, yani yaşlı değil, bir genç kız olarak cennete gireceksin, der.

    ccc

    Bir arkadaşı kendisinden bir binek devesi ister. O:

    – Olur,seni bir dişi deve yavrusuna bindirelim, der.

    Arkadaşı şaşırarak, itiraz eder:

    – İyi ama Ey Allah’ın Elçisi, ben dişi deve yavrusunu ne yapayım. Bir işime yaramaz ki!

    Bunun üzerine peygamberimiz:

    – Bütün develer bir dişi devenin yavrusu değil midir? der.



    İnsanlardan bir insan olma

    O kendi işini kendi görmekten hoşlanırdı. Arkadaşları bütün işini yapmaya hazır olmalarına rağmen bunu istemezdi. Evdeyken, elbiselerini yamar, evi süpürür, keçileri sağar, develeri bağlar ve yemlerini verirdi.

    Ayrıca, ayakkabılarını ve delik su kırbalarını tamir eder, hiçmetçilere de yardım ederek onlarla birlikte hamur yoğururdu.

    Çarşıdan yiyeceğini kendi taşır, birisi “Ey Allah’ın elçisi! İzin ver ben taşıyayım” dediğinde, “her mümin taşıyabiliyorsa kendi yükünü kendi taşısın” derdi.

    ccc

    Arkadaşalarından Rabia oğlu Amir’le beraber mescide gitmektedir. Ayakkabısının bağı çözülür. Amir hemen atılıp, bağlamak ister. Efendimiz (sav) engel olur, kendi bağlar. Bir yandan da Amir’e hitap eder:

    – Bu, başkasına hizmet gördürmektir. Ben ise başkasına hizmet gördürmeyi sevmem.

    ccc

    Bedir’e doğru yol alınmaktadır. Deve azdır, ancak üç kişiye bir tane düşer ve sırayla binilir. Efendimiz (sav)’le aynı deveyi paylaşan arkadaşları kendi haklarından gönüllü olarak vazgeçerler. Sürekli O’nun binmesini isterler. O ise kabul etmez:

    – “Siz” der, “benden daha güçlü değilsiniz. Kaldı ki bende sizin kadar sevap kazanmaya muhtacım.”

    ccc

    Sahabe naklediyor: “Bir gün aklından zoru olan bir kadın geldi, Allah Resulü’nün elinden tutarak çekti ve O’na: “Gel benim evimdeki şu işimi gör.” dedi. Kadın Allah Resulü’nün kolundan çekiyor, O da arkasına takılıp gidiyor, derken sahabe de onların arkasına düşüyor. Ve Allah Resulü gayet rahat bir şekilde kadının dediği işi görüyor, sonra geri dönüyor. Bu iş, belki bir ev süpürmek, belki de yıkanmış çamaşırları sıkmaktı. İşin şekli ne olursa olsun, Allah Resulü bu işi yapmıştı. Zira O, kimseyi üzmeyen, darıltmayan bir insandı. O, saygı insanıydı ve O’nun bu hareketi asla zillet de değildi.

    ccc

    Bir yolculuktadırlar... Yemek için mola verilir. Arkadaşlarının her biri bir görev üstlenir. Hz Muhammed(sav) de:

    – "Ben de ateş için odun toplayayım", der

    Arkadaşları önüne geçmek isterler.

    – Ey Allah'ın Elçisi! Siz dinlenin biz o işi de görürüz.

    Efendimiz (sav) bütün ciddiyetiyle cevaplar:

    – "Gerçekten bunu isteyerek yapacağınızı biliyorum. Ancak ben bir topluluk içinde ayrıcalıklı bir durumda bulunmaktan hoşlanmam. Bunu Allah da sevmez." Ve odunları toplamaya koyulur.

    ccc

    Hz. Ömer kendisinden Umre yapmak üzere Mekke'ye gitmek için izin ister. O sevinerek izin verir ve öğütler:

    – "Kardeşim! Duanda beni de unutma."

    O gün Hz. Ömer'in anlatımıyla hayatının en sevinçli günüdür.

    ccc

    “Çocuğu olan onunla çocuklaşsın" der. Koşu yarışı yapan çocuklar görünce O da aralarına karışır. Kazananı ödül olarak devesinin üzerine alır ve Medine sokaklarında gezdirir.

    ccc

    Mescid’e yakın bir yerde Habeşistanlı zenci müslümanlar yerel bir oyun oynamaktadırlar. Efendimiz (sav)’in aklına eşi Ayşe gelir. Eve gider ve

    – Ayşe, gel sen de seyret, der.

    Hz. Ayşe, oyunu,

    – Ben de yanağımı Allah’ın Elçisinin omuzu üzerine koyarak seyretmeye başladım, diye anlatır.

    Oyun uzun sürer, Efendimiz (sav) arada bir

    – Doymadın mı? diye sorar. Hz. Ayşe kendi deyimiyle

    “Bana olan sevgisini denemek için”

    – Hayır! diye cevap verir. Efendimiz (sav) yorulmasına rağmen sesini çıkarmaz. Ayak değiştirerek dikilmeye devam eder

  5. #15
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Hilye-i saadet

    katkından dolayı teşekkür ederim hanife ablacım


    Seni çok Özledim Annem

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Benzer Konular

  1. Hilye-i Şerif
    By Günışıgı in forum Hz. Muhammed (S.A.V.)
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 05.06.09, 12:22
  2. Saadet - Şükür
    By BaRLa in forum Risale-i Nur Fihristi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 03.06.09, 09:58
  3. HirkÂ-İ saÂdet
    By SiLa in forum H-Harfi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08.12.08, 11:34
  4. Asr-ı Saadet Hatıraları
    By SiLa in forum Sadatı kiram
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 22.09.08, 16:44
  5. Lihyei Saadet
    By Konyevi Nisa in forum Sünnet-i Seniyye
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29.06.08, 11:20

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •