Sabit ibn Eşlem el-Bunânî, Enes'ten: Peygamber (S), oğlu İbrahim'i kucağına aldı, onu öptü ve kokladı, diye söylemiştir .

23-....... İbnu Ebî Nu'm şöyle demiştir: Ben İbn Umer'in ya*nında hazır bulunuyordum. Bir adam ona sivrisineğin kanının hük*münü sordu. İbn Umer ona:
— Sen hangi beldedensin? dedi.
Adam:
— Ben Irak ehlindenim, dedi. İbn Umer (hazır bulunanlara):
— Şu adama bakın! Bana sivrisineğin kanından soruyor! Hâl*buki bu Iraklılar vaktiyle Peygamber'in torununu öldürmüşlerdi. Ben Peygamber(S)'den işittim, O: "Bu iki torunum, benim dünyâdan öpüp kokladığım iki reyhânımdır" buyuruyordu, dedi.

24-.......Peygamber'in zevcesi Âişe (R) tahdîs edip şöyle dedi:
Bir kerre yanında kendisine âid iki kız çocuğu bulunan bir kadın ba*na geldi, benden birşey vermemi istiyordu. Fakat o sırada benim ya*nımda bir tek hurmadan başka birşey bulamadı. Ben o tek hurmayı kadına verdim. Kadın onu iki kızı arasında taksim etti. Sonra kalktı ve çıkıp gitti. Akabinde Peygamber içeri girdi, ben kendisine kadı*nın yaptığını söyledim. Peygamber (S): "Her kim bu kız çocukların*dan herhangi birşeye (bakıma, terbiyeye) velayet eder ve onlara iyilik edip güzel muamelede bulunursa, o kız çocukları kendisi için cehen*nem ateşinden koruyan bir perde olurlar" buyurdu .

25-.......Ebû Katâde (el-Hâris ibn Rıb'î el-Ensârî -R) şöyle de*miştir: Peygamber (S) bizim yanımıza çıktı, omuzu üzerinde damadı Ebû'I-Âs ibnu'r-Rabî' ibn Abdişşems ile kızı Zeyneb'den olma kız torunu Umâme vardı. Peygamber bu Ebû'l-Âs kızı Umâme'yi taşı*yarak namaz kıldırdı. Rukû'a vardığı zaman onu yere kor, rukû'dan başını kaldırdığı zaman onu yerden tekrar kaldırır idi

26-.......Ebû Hureyre (R) şöyle dedi: Rasûlullah (S) torunu el-
Hasen ibn Alî'yi öptü, o sırada yanında el-Akra' ibn Habis et-Temîmî oturmakta idi. el-Akra':
— Benim on tane çoeuğum vardır, onlardan hiçbirini öpmedim, dedi.
Rasûlullah ona doğru baktı, sonra da:
— "Merhamet etmeyen merhamet olunmaz" buyurdu.

27-.......Âişe (R) şöyle dedi: Peygamber'e bedevî bir Arab gel*di de:
— (Yâ Rasûlallah!) Sizler çocukları öper (sever) misiniz? Biz ço*cuklarımızı öpüp okşamayız, dedi.
Peygamber (S):
— "Allah senin gönlünden merhamet ve şefkati çekip çıkarmıştır. Ben senin için neye mâlik olabilirim (yânî ne yapabilirim) ?" di*ye cevâb verdi.

28-....... Bana Zeyd ibn Eşlem, babası Eslem'den; o da Umer ibnu'l-Hattâb(R)'dan şöyle tahdîs etti: Peygamber(S)'in huzuruna (Havâzin kabilesinden) birtakım esirler gelmişti. Bunların içinde em*zikli bir kadın vardı. (Çocuğunu kaybetmişti.) O kadın göğsüne biri*ken sütü sağıyor, çocuklara veriyor, emziriyordu. Bu kadın esirler arasında çocuğu(nu) bulunca hemen alıp onu sinesine bastı ve (derin bir şefkatle) çocuğunu emzirmeye başladı. Bu yüksek şefkat levha*sını görünce Peygamber bize:
— "Şu kadının kendi çocuğunu ateşe atacağını sanır mısınız?" dedi.
Biz de:
— Hayır, atmamağa muktedir oldukça atmaz! dedik. Peygamber (S):
— "İşte Yüce Allah kullarına bu kadının çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir" buyurdu.