"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) selam verip (namazdan çıkınca) üç kere istiğfarda bulunup: "Allahümme ente'sselâm ve minke'sselâm tebârekte ve teâleyte yâ ze'lcelâli ve'l-ikrâm. (Allahım sen selamsın. Selamet de sendendir. Ey celâl ve ikrâm sâhibi sen münezzehsin, sen yücesin)" derdi." [Müslim, Mesâcid 135, (591); Tirmizî, Salât 224, (300); Ebû Dâvud, Salât 360 (1513); Nesâî, Sehv 80, (3, 68).]

AÇIKLAMA:

1-Müslim'in rivâyetinin devamında şu ziyâde yer alır: Velîd der ki: "Evzâî'ye, sordum, hadiste zikredilen istiğfar nasıl olur?" Bana: "Estağfirullah estağfirullah dersin" diye cevap verdi".
2-Selâm, Allah'ın isimlerindendir. Hadiste: "Allahım sen, mahlûkata has her çeşit kusurlardan, noksanlıklardan selâmettesin, uzaksın" demektir. "Selâmet de sendendir" sözü de, "İnsanlara selâmeti sen verirsin, dilersen sen alırsın, selâmetin varlığı da yokluğu da sendendir" mânasını ifâde eder.
Tebârekte, mübârek oldun, münezzeh oldun mânalarına gelir. Bu tâbirin aslı bereket'tir. Bereket ise kesret, çokluk ve nemâ (artma) mânasına gelir. "Celâl ve kemâl sıfatlarının çokluğu sebebiyle, noksan sıfatlardan uzaksın, büyüksün..." gibi mânalarla te'vil edilebilir.
Hülâsa, selam verdikten sonra okunan bu zikr, hürmet makamında sena ve tenzih maksadıyla söylenmektedir.

ـ3ـ وعن كعب بن عجرة رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]أنَّ النَّبىَّ # قالَ: مُعَقِّبَاتٌ َ يَخِيبُ قَائِلُهُنَّ، أوْ فَاعِلُهُنَّ دُبُرَ كُلِّ صََةٍ، ثََثٌ وَثََثُونَ تَسْبِيحَةً، وَثََثٌ وَثََثُونَ تَحْمِيدَةً، وَأرْبَعٌ وَثََثُونَ تَكْبِيرَةً[. أخرجه مسلم والترمذى والنسائى.وفي رواية للنسائى عن زيد بن ثابت رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]فَلَمَّا أُمِرُوا بِذلِكَ رَأى رَجُلٌ مِنَ ا‘نْصَارِ في مَنَامِهِ أنَّ رَجًُ يَقُولُ اجْعَلُوهَا خَمْساً وَعِشْرِينَ، وَاجْعَلُوا فِيهَا التَّهْلِيلَ، فَلَمَّا أصْبَحَ ذَكَرَ ذلِكَ لِرَسُولِ اللّهِ # فَقَالَ: اجْعَلُوهَا كَذَلِكَ[. سمى التسبيحات »مُعَقِّبَاتٍ« ‘نهَا تعود مرة بعد مرة، وكل من عمل عم ثم عاد إليه فقد عقب .