"Bir gece Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraber çıktık., Derken bir adama rastlatdık. Sual (ve Allah'tan talep) hususunda çok ısrarlı idi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onu dinlemek üzere durakladı. Ve:
"Eğer (duayı) sonlandırırsa vâcib oldu!" buyurdu. Kendisine:
"Ne ile sonlandırırsa ey Allah'ın Resûlü!" denildi.
"Âmin ile" dedi, uzaklaştı. Adama:
"Ey fülan! duanı âminle tamamla ve de gözün aydın olsun!" dedi." [Ebû Dâvud, Salât 172, (938).]
AÇIKLAMA:
1- Tîbî hadisten şu neticeyi çıkarır: "Bu hadis, dua eden kimseye, duanın sonunda âmin demesinin müstehab olduğuna delildir. Ancak imam dua ediyor ve cemaat âmin diyorsa, imamın ayrıca âmin demesine hâcet yoktur, cemaatin âmini ile iktifa eder." Aliyyu'l-Kârî, bu görüşe katılmaz: "Namazda, kıyasa göre imam da âmin demelidir, namaz dışında da uygun olanı hem imam, hem cemaat her ikisinin de âmin çekmesidir" der.
2- Hadiste geçen "vâcib oldu" tâbiri "cennet vâcib oldu" demektir.Böylece Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) duada ısrar etmeyi, mübâlağaya yer vermeyi teşvik etmiş olmalıdır. Az ve ısrarsız dua bir nevî istiğna alâmetidir, kulluk edebine yakışmaz. Duada ısrar, pekçok hadiste övülmüştür.
ـ6ـ وعن أنس رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]قالَ رسولُ اللّهِ #: إذَا دَعَا أحَدُكُمْ فََ يَقُل: اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى إنْ شِئْتَ. اللَّهُمَّ ارْحَمْنِى إنْ شِئْتَ، ولكِنْ لِيَعْزِمِ المَسْألَةَ، فإنَّ اللّهَ تَعالى َ مُسْتَكْرِهَ لَهُ[. أخرجه الشيخان.وللستة إ النسائى عن أبى هريرة بنحوه »الْعَزْمُ«: الجد، ونفى التردد.