Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) birisine dua edeceği vakit önce kendisine dua ederek başlardı." [Tirmizî, Daavât, 10, (3382).]
AÇIKLAMA:
1- Bu rivâyet, Müslim'de Hz. Musa ile Hz. Hızır kıssasının bidâyetinde bir kısım ziyade ile yer almıştır: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), herhangi bir peygambere dua etmek isteyince kendinden başlardı".
2- Ancak hemen ifade edelim ki, bu hadiste belirtilen husus Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın müstemir ve muttarid bir âdetini, prensibini ifâde etmemektedir. Çünkü, kendisine hiç yer vermeden yaptığı dua örnekleri vardır.Hz. Hâcer kıssasında: يَرْحَمُ اللّهُ اُمَّ اسْمَاعِيلَ لَوْ تَرَكَتْ زَمْزَمَ لَكَانَتْ عَيْناً مَعِيناً
"Allah İsmail'in annesine rahmet buyursun, zemzemi akmaya bıraksaydı tatlı bir pınar olacaktı" der.
Hassan İbnu Sâbit (radıyallâhu anh) için yaptığı duada da şöyle demiştir: اَللَّهُمَّ اَيِّدْهُ بِرُوحِ الْقُدُسِ "Rabbim onu Rûhu'l-Kudüs'le (Cebrail) takviye et, güçlendir."
İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ)'a da şöyle dua etmiştir:
اَللَّهُمَّ فَقِّهْهُ في الدِّينِ "Rabbim onu dinde âlim kıl."Hz. Lût (aleyhisselâm)'a duası şöyledir. يَرْحَمُ اللّهُ لُوطاً لَقَدْ كَانَ يَأوِى إلى رُكْنٍ شَدِىدٍ
"Allah Lût'a rahmet buyursun O, çok muhkem bir kaleye sığınmıştı."
ـ5ـ وعن أبى مصبح المقرائى عن أبى زهير النميرى رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]خَرَجْنَا مَعَ النَّبىِّ # ذَاتَ لَيْلَةٍ فَأتَيْنَا عَلى رَجُلٍ قَدْ ألَحَّ في المَسألَةِ، فَوَقَفَ رسول اللّهِ #
يَسْمَعُ مِنْهُ، فقَالَ: أوْجَبَ إنْ خَتَمَ، فَقِيلَ: بِأىِّ شَئٍ يَخْتِمُ يَارسول اللّهِ؟ قالَ: بِأمِينَ، وَانْصَرَفَ، فَقِيلَ لِلرَّجُلِ: يَافَُنُ اخْتِمْ بِأمِينَ، وَأبْشِرْ[. أخرجه أبو داود.»أوْجَبَ«: إذَا فعل شيئاً يوجب له الجنة أو النار .