135- Hafs b. Ömer bize anlatarak dedi ki: Şube bize Amr b. Murra'dan, o İbni Ebî Leylâ'dan şunu nakletti:
Allah Resûlü'nün (sav) kuşluk vakti namaz kıldığını Ümmü Hâni (r.anhâ) dışında bize haber veren olmadı. O, şunu anlatmıştır:
Allah Resulü (sav) Mekke'nin Fethi günü evinde gusletti ve sekiz re*kat namaz kıldı. O'nun bu kadar hızlı namaz kılarken hiç görmemiştim. Fakat rükû ve secdeleri tam yapıyordu.
el-Leys dedi ki: Yunus bana İbni Şihâb'dan, o Abdullah b. Âmir b. Rebî'a kanalıyla babasının şu ifadesini nakletti ki o, Allah Resûlü'nün (sav) seferde geceleyin bineği üzerinde, -bineğin- götürdüğü yöne doğru teşbih namazı kıldığını görmüştür.

Şerh

Allah Resûlü'nün (sav) kuşluk vakti namaz kıldığını Ümmü Hâni (r.anhâ) dışında bize haber veren olmadı" ifadesi, böyle bir şeyin kesinlikle olmadığına delil teşkil etmez. Çünkü Abdurrahman b. Ebî Leyla bunu kendi adına olumsuz olarak ifade etmektedir. Zira Allah Resûlü'nün (sav) bu vakitte kıldığına dair ona rivayet gelmemiştir. Allah Resûlü'nün (sav) bu vakitte namaz kıldı*ğına dair başka rivayetler mevcuttur.

Hüküm

İbn Ömer'den (ra) "Allah Resûlü'nün (sav) yolculuklarda farzların önce*sinde ve sonrasında nafile namaz kılmadığı" rivayet edilmiştir. Yine ondan Allah Resûlü'nün (sav) yolculukta nafile namaz kıldığı da rivayet edilmiştir.
Fıkıh âlimleri bu konuda değişik görüşler ortaya koymuşlardır; Sahabe*den bazıları yolculukta nafile namaz kılınabileceği kanaatindedir ki Ömer b. el-Hattâb, Ali b. Ebî Tâlib, Abdullah b. Mesûd (r.anhum) bunlardandır.
Bir gurup ilim adamı ise ne farzdan Önce, ne de farzdan sonra nafile kı-lınmaması görüşündedir.
Yolcukta nafile kılmamanın izahı; ruhsatı kabul etmektir. Kılanlara bü*yük sevap vardır. İlim adamlarının çoğunluğu da bu kanaattedirler

Ders

Yolculuk, hastalık veya yaşlılık gibi ruhsatlara bağlı olarak bazı nafile namazların kılınmayabileceği hususu, bize göre temelde vicdanî bir konu olup kişinin fetvayı kalbinden istemesini gerektiren bir durumdur. Meseleyi kalbine soran biri, kalbinden namazı kılma yönünde bir sinyal aldığı vakit onun üstüne gider ve namazını huzur ve huşu içinde kılar. Aksi bir sinyal alansa kılmaz. Elbette namazını kılan için büyük sevap vaat edilmiştir. Fakat kılmayan için de her hangi bir günah tehdidinde bulunulmamıştır. O da neti*ce itibraıyla meşru bir ruhsattan istifade etmiştir.