130- Muhammed b. Mihrân bize anlatarak dedi ki: el-Velîd b. Müslim bize İbni Nemr'den, o İbni Şihâb'dan, o Urve'den, o Âişe'den (r.anhâ) şunu nakletti:
Allah Resulü (sav) husuf namazında kıraati sesli okudu. Kıraati bi*tirdiğinde tekbir getirerek rükuya eğildi. Birinci rükûdan doğrulduğunda 'semiallâhü limen hamideh, Rabbena ve lekel hamd' dedi. Sonra küsûf namazının ikişer rükûlu, dörder secdeli dört rekatında da kıraate devam etti.
el-Evzâî ve diğerleri dediler ki: ez-Zührî'nin Urve kanalıyla Âişe'den (r.anhâ) şöyle naklettiğini dinledim:
Allah Resulü (sav) devrindş güneş tutuldu. Allah Resulü (sav) bir tellal göndererek "Namaz toplayıcıdır!" diye çağrı yaptırdı. Sonra halkın önüne geçerek dört rekat kıldırdı. Her rekatı iki rükû ve dört secde olmak üzere lal*dı.
Abdurrahman b. Nemr de bana İbni Şihâb'm ez-Zührî'den benzerini duyduğu*nu bildirdi. Dedim ki: Peki şu kardeşin Abdullah b. ez-Zübeyr ne yapmakta o za*man? Medine'de (küsûf) namazı kıldığında sabah namazı gibi sadece iki rekat kıl*dı!
Cevaben dedi ki: Haklısın. O, sünnette hata etti. Süfyân b. Hüseyin ve Süley*man b. Kesîr, kıraatin sesli olması noktasında ez-Zührî'den gelen rivayete mutâbaat ettiler.

Şerh

Allah Resulü (sav) husuf namazında kıraati sesli okudu" ifadesinde, Allah Resûlü'nün cehrî kıratta bulunduğu anlaşılmaktadır ki bu gündüz vakti kılınan namazla ilgili bir durumdur. Bu görüşte olmayan bir topluluk ise bunun ay tutulmasıyla ilgili olduğunu söylemişlerdir. Ay tutulmasıyla ilgili olduğu yönündeki rivayet pek güçlü değildir. Sahih rivayetlerde, ay değil güneş tutulması olduğu beyan edilmektedir.

Hüküm

Hanefî mezhebinde küsûf namazının kıraatiyle ilgili olarak iki görüş bil*dirilmiştir. İmam-ı Azam'a göre kıraat gizli, tmameyne göre ise seslice yani cehrî okunur.

Ders

Güneş ve ay tutulması, kâinatta alışılmış düzenin bir anda değiştiği, ay*dınlığın yerini karanlığın aldığı ender anlardandır. Günümüzde bilimsel olarak aylar hatta yıllar önce tespit edilen bu olay, astronominin henüz gelişme*diği toplumlarda mucizevî bir an olarak görülür, bundan türlü yorumlar çıka*rılırdı. Bugün gelişmiş uzay bilimleri sayesinde bunun dahi sıradan bir olay hâline geldiğini görmekteyiz. Ancak yine de bu olayların, belli bir zaman silsilesi içerisinde belli yol işaretleri olma, dolayısıyla hiç beklenmeyen ge*lişmelerin sinyali vazifesini görme gibi işlevleri olabilir. Bu yüzden güneş ve ay tutulması gibi tabiat olaylarında Efendimizin takip ettiği yolu takip ederek namaz ve duaya sığınmakta büyük faydalar vardır.