***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Ehl-I SÜnnet MezheplerI
EHL-I SÜNNET MEZHEPLERI
Itikadi (inanç ve imani) Açidan Mezhepler
Itikadi açidan mezhepler iki tanedir.
1) Maturidi mezhebi; Imam Maturidi tarafindan kurulmustur.
2) Es'ariyye mezhebi; Imam Es'ari tarafindan kurulmustur.
Bu iki mezhep temelde birdir. Ancak aralarinda teferruata ait kirka yakin konuda fikir ayriligi vardir. Fikir ayriligina düstükleri konular sadece ayrintilardan ibarettir.
Maturidi Mezhebi
Maturidi mezhebinin kurucusu Imam Maturidi'dir. Asil adi Ebu Mansur Muhammed bin Mahmud el-Maturidi'dir. Hicri 238 yilinda Semerkant'ta dogmustur.
Türk asilli olan Imam Maturidi, ilim tahsilini Imam-i Azam'in talebelerinden almistir. Çalismalarinda akil ile nakil arasinda güzel bir baglanti kurmustur. Ehl-i Sünnet inancina siki sikiya bagli talebeler yetistirerek sapkin firkalarin karsisinda yikilmaz bir set olusturmustur. Ehl-i Sünnet inancinin kendinden sonraki nesillere ulastirilmasinda büyük katkisi vardir.
Imam Maturidi, fikihta Hanefi mezhebine bagli olan Müslümanlarin itikatta imamidir. Maturidi mezhebi basta Türkler olmak üzere pek çok Müslüman tarafindan kabul edilmistir.
Maturidi'nin günümüze kadar ulasan eserlerinden bazilari sunlardir: Kitabü't Tevhid, Te'vilatü'l Kuran.
Bizim için Ehl-i Sünnet itikadinin temelini olusturan inanç kaidelerinden bazilari sunlardir:
- Allah (cc) vardir ve birdir. Zati ve fiilleriyle bir olan Allah (cc)'a imanla mükellefiz. Allah (cc)'in Zati ve fiili sifatlari vardir. Bunlar Allah (cc)'in Zati'yla beraber vardir. Allah (cc)'in kelam sifati kendi Zati'yla kaimdir.
- Iman, dil ile ikrar ve kalp ile tasdikten ibarettir. Dil ile ikrar eden fakat kalp ile tasdik etmeyen kimse mümin degildir. Imanin yeri kalptir. Kalbe yer eden imana zorla da olsa kimsenin gücü yetmez.
Iman eden birinin Müslüman olmadigini söylemek nasil dogru degilse, Islam'in sartlarini yerine getiren birinin mümin olmadigini söylemek de dogru ve caiz degildir. Amel imana dahil degildir.
- Ahirette Allah (cc)'i görmek mümkündür. Ancak O'nu görmek keyfiyetsiz olacaktir.
- Insan bir seyi islemeye karar verdiginde Allah (cc) onda bu fiili isleme kudretini yaratir. Bunun yaratilmasi fiille beraberdir. Insan fiil isledigi zaman sevap veya cezaya müstehak olmasi kasde baglidir.
- Zina etmek, adam öldürmek, içki içmek gibi büyük günahlari islemesi insani imandan çikarmaz. Büyük günahi isleyen kimse tevbe ederse affa ugrar.
- Günahkarlar için Peygamberimiz (sav)'in sefaat etmesi haktir. Bu Allah (cc)'in Peygamberimiz (sav)'e bir lütfudur. Peygamberimiz (sav) büyük günah sahibi müminlere sefaat edecektir.
Es'ariyye Mezhebi
Es'ariligin kurucusu Ebu'l Hasan El-Es'ari, Hicri 260 yilinda Basra'da dogdu. Kirk yasina kadar Mu'tezile alimlerinden Ebu Ali el Cübbai'den ders aldi.
Imam Es'ari pek çok eser kaleme aldi. Ehl-i bid'at olan Mu'tezile'yi, filozoflari, tabiatçilari, dehrileri (Allah (cc)'a ve ahirete inanmayan imansiz kimseleri), Yahudi ve Hiristiyanlari hedef alan eserler yazdi. Risaletü'l-Iman, Makalatü'l-Islamiyyin ilk akla gelen eserleridir. Günümüze kadar ulasmis yirmiyi askin eseri vardir. Yirmi yil yatsi namazinin abdesti ile sabah namazi kildigi rivayet edilir. 324 yilinda Bagdat'ta vefat etmistir.
Amelde safii ve Maliki mezhebine mensup olanlardan bir kismi itikatta Es'ariyye mezhebine baglidir. Es'ariyye mezhebi özellikle Irak, Suriye ve Misir'da yaygindir.
Ehl-i Sünnet itikadinin olusmasinda Imam Es'ari'nin görüslerinin büyük önemi vardir. Maturidi ile irade konusunun disinda önemli bir konuda fikir ayriligina düsmemislerdir.
Imamin bazi görüsleri sunlardir:
- Kabir sorgusu, hasir, sirat ve mizan haktir. Edebi yönden Kuran bir mucizedir. Bir benzeri, insanlar tarafindan yazilamaz.
- Peygamberin mucize göstermesi lazimdir. Velilerin de keramet göstermesi caizdir. Peygamberlerin mucizeleri kavimlerine peygamberliklerini isbat içindir. Veli ise kerameti ile üstünlük saglamamali, kerametini gizlemelidir.
- Bir melek vasitasiyla kendisine Allah (cc) tarafindan vahiy gelen ve kainata konulmus olan adetleri bozacak sekilde mucize gösteren kimseye "nebi" denir.
- Allah (cc)'in izni ile Peygamberimiz (sav)'in müminlere sefaati haktir. Allah (cc)'in ahirette müminler tarafindan görülmesi caizdir. Allah (cc) birdir ve esi benzeri yoktur. Hayir ve ser Allah (cc)'tandir. Insanlarin fiilleri Allah (cc) tarafindan yaratilir ve kullar tarafindan islenir. Insanlarin bir sey yapabilmeleri için gerekli olan güç, fiil ile beraber Allah (cc) tarafindan kendisine verilir.
Ameli Açidan Mezhepler
Ehl-i Sünnet itikadinda, ameli konularda dört mezhep vardir:
1) Hanefi mezhebi; Imam-i Azam Ebu Hanife tarafindan kurulmustur.
2) safii mezhebi; Imam safii tarafindan kurulmustur.
3) Hanbeli mezhebi; Imam Hanbel tarafindan kurulmustur.
4) Maliki mezhebi; Imam Malik tarafindan kurulmustur.
Bu bölümde mezhep imamlarimiz ve onlarin görüsleri üzerinde duracagiz.
Hanefi Mezhebi ve Imam-i Azam Ebu Hanife
Imam-i Azam, Hicri 80 yilinda Küfe'de dogmustur. Asil adi Numan b. Sabit'tir. Yasadigi bölge itibariyle bazi rivayetlerde onun Türk asilli oldugu söylenmektedir. Ticaretle ugrasan varlikli bir insan olan babasi, Hz. Ali (r.a.)'nin halifeligi sirasinda onun hayir duasini almistir.
Imam-i Azam genç yasta Kuran'i ezberledi. Arap dili ve edebiyati, fikih, hadis ve kelam ilimlerinde kendisini gelistirdi. Bulundugu yöredeki sapkin dini görüslere sahip olan insanlarla tartisarak birçogunu ikna etmeyi basardi. Böylece Ebu Hanife ismi duyulmaya basladi.
Ilmi, zekâss, zühd ve takvass çok yüksekti. Ictihadsndaki yükseklik, mezhebindeki kolaylsk ve mükemmellik bütün Müslümanlar tarafsndan benimsenmistir.
O dönemde fikih konusunda büyük bir ihtiyaç vardi. Imam-i Azam ticareti birakarak bu konulara yöneldi. Bu arada kendisini daha da gelistirerek Kuran ve sünnetten hüküm çikarmaya, hadis rivayetlerini arastirmaya, sahabenin ihtilafa düstügü konulari ögrenmeye koyuldu.
30 yillik medrese hayati boyunca 4.000'den fazla ögrenci yetistirdi. Imam Ebu Yusuf, Imam Muhammed, Hasan b. Ziyad gibi her biri basli basina müçtehid olan ögrenciler yetistirmistir.
Imam-i Azam, talebelerine su esaslari tatbik ettikleri takdirde ilimlerinin saglam temellere oturabilecegini söylemistir:
1) Bir ilim meclisine devam etmek ve bu meclisin genel havasini teneffüs etmek.
2) Alimlerle birlikte olmak ve bulunduklari çagdaki her türlü fikir hareketiyle temasta bulunmak.
3) Kendisine önemli ve üstü kapali meseleleri açiklayan üstadinin yanindan ayrilmamak.
Imam-i Azam, bir çok Islam alimi ile biraraya geldikten sonra, çagin en büyük alimlerinden Hammad b. Ebu Süleyman'a baglanir. Çok sey ögrendigi hocasi vefat edince bütün gözler ona çevrilir.
Irak valisi Yezid b. Hubeyre tarafindan Imam-i Azam'a kadilik teklif edilir. Imam-i Azam bu teklifi reddedince günlerce süren iskencelerden sonra hapsedilir. Fakat halkin tepkisinden korkuldugu için kisa bir süre sonra serbest birakilir.
Uzun süre Hicaz'da yasayan Imam-i Azam, yönetim Abbasiler'e geçince tekrar Küfe'ye döndü. Fakat Abbasi yönetiminde de degisen pek bir sey olmamisti. Abbasi Halifesi El Mansur kendisine Bagdat kadiligi teklif ettiginde, onun cevabi söyle oldu: "Eger ben bu vazifeyi kabul etmedigim takdirde Firat nehrinde bogulmakla tehdit edilirsem, bogulmayi tercih ederim. Sizin etrafinizda ikrama ihtiyaci olan çoktur." Bu cevap üzerine Abbasi Halifesi El Mansur, onu fikirlerinden döndürmek için günlerce iskence yaptirdi. Iskence sirasinda sagligi bozulunca Imam-i Azam, Hicri 150 yilinda Bagdat'ta vefat etti. Türbesi hala her yil yüzbinlerce Müslüman tarafindan ziyaret edilmektedir.
Imam-i Azam'in ölümünden sonra talebeleri, onun içtihadlarini, rivayet ettigi hadisleri sistemli bir hale getirerek yeni eserler olusturdular. Imamlarinin görüslerinin isiginda yeni hükümler çikararak Islam cografyasina dagildilar. Böylece Imam-i Azam'in görüsleri bir mezhep halini aldi. Günümüzde, Türkiye, Balkanlar, Kafkasya, Sibirya, Çin, Pakistan, Arnavutluk, Misir, Filistin, Suriye ve Irak'ta yasayan Müslümanlar Hanefi mezhebine göre amel etmektedirler.
Imam-i Azam'in günümüze ulasan eserlerinden bazilari sunlardir: El-Fskhu'l-Ekber, Kitâbü'l-Âlim ve'l-Müteallim, Kitâbü'r-Risâle, bes tane el-Hasiyye kitabs, el-Kasidetü'n-Nu'mâniyye, Ma'rifetü'l-Mezâhib,
Imam-i Azam Ebu Hanife'nin eserlerinden bazi alintilar örnek vermek gerekirse;
"Elinden geldigi kadar insanlara sevgi göster. Herkese selam ver, isterse asagi kimseler olsun. Baskalariyla bir mecliste toplanir, aranizda bazi meseleler münakasa edilirse ve senin bildigine muhalif bir sey söylenirse sen onlara muhalefet etme. sayet sana sorarlarsa onlara bildigin gibi haber ver, sonra bu hususta söyle söyle baska kavil de vardir, delili de sudur, diyerek kendi bildigini söyle, böylelikle seni dinlerler ve senin ilminden dereceni anlarlar.
Sana gelenlerin hepsine baska baska bilgiler ver, her biri senden bir sey ögrensin. Onlara kiymetli seyler ver, ehemmiyetsiz seylerle ugrasma. Onlarla arkadas gibi ol, hatta saka yollu latifeler yap. Zira dostluk ve samimiyet ilme devami saglar. Onlara yumusak davran hos muamele et. Onlardan hiçbirine can sikintisi ve bezginlik gösterme. Kendini onlardan biri imis gibi tut.
Denemedikçe kimsenin dostluguna güvenme. Alçak ve hasis olan kimseyle dost olma. Güzel ahlakli genis yürekli ve derya gönüllü ol. Elbisen temiz ve yeni olsun. Binek atin iyi olsun. Güzel kokular kullan. Yemek yedirmekte cömert ol ve herkesi doyur. Bir fitne fesad duydun mu onu islah için kos. Seni ziyaret edenleri de, etmeyenleri de sen ziyaret et. Sana ister iyilik yapsinlar, ister kötülük sen daima iyilik yap. Affet ve bazi seylere göz yum. Sana eziyet veren seyleri terket, hakki yerine getirmeye çalis. Arkadaslarindan hastalananlari ziyaret et, göremediklerinin durumunu sorustur. Sana gelmeyenlerle sen alakadar ol." (Ebu Hanife'nin Ögrencisi Yusuf'a vasiyetinden)
Bilmis ol ki amel ilme uyar. Nasil ki aza gözün görmesi sayesinde hareket eder. Az dahi olsa amel ile ilim, çok amel ile cehaletten daha faydalidir. Bu suna benzer: Çölde bir adamin yaninda az miktar azik bulunsa bile dogru yolu biliyorsa kurtulur. Bu adamin durumu yaninda çok azik bulunup da yolu bilmeyen adamin durumundan daha hayirlidir. Cenab-i Hak söyle buyurur 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mus Bunu ancak akilli olanlar anlar.' (Osman Keskioglu, Ebu Hanife, M. Ebu Zehra, s. 177 )
Imam-i Azam'in Ebu Yusuf'a ögütlerinin bir kismi Erzurumlu Ibrahim Hakki Hazretleri'nin Marifetname isimli eserinde geçmektedir. Asagidaki alintilar bu eserden alinmistir:
"Insanlarin iyiligini isteyici ol ve onlara nasihat et. Halk, hareketlerini begenip seninle görüsmek istediginde onlarin sohbetlerine git. Meclislerinde insanlari ve kendini tevkir ile ilim müzakere edesin.
Her taleben kendisini senin oglun bilsin. Ilme çalisma gayretleri her geçen gün çogalsin. Seni dinlemeyen avamla ve pazardakilerle konusma. Dogruyu söylemekte kimseden çekinmeyesin. Ibadetin avamdan çok olsun, az olmasin. Küfür ve bid'at ehl-i ile oturup konusma, müsait ortam olursa dine davet et. Bu nasihatleri bizden cani gönülden kabul et. Zira bunlari senin ve herkes için vasiyet ettim. Bu yolda gidesin, halki da Hak yoluna getiresin."