49. Abdurı-ahman b. Ebî Sa'sa'dan: Ensar'dan olup sonra*dan Selemiyyeyn kabilesine mensup olan Amr b. Cemuh ve Ab*dullah b. Amr'ın mezarlarını sel götürmüştü. Çünkü onların kabirleri sel ağzına geliyordu, ikisi de aynı mezarda gömülü bulunuyorlar ve ikisi de Uhut şehitlerindendi. Derhal onlar için başka mezar kazıldı. Bulundukları mezar açılınca görüldü ki sanki henüz daha akşamleyin vefat etmişler gibi cesetleri hiç bozulmamış! Biri yaralanmış ve elini yarasının üzerine koy*muştu. Böylece defnedilmiş. Mezar açılınca elini yaranın üze*rinden aldılar, sonra el tekrar yaranın üzerine geldi, aynı eskisi gibi kondu. Mezarın açılışı ile Uhut harbi arasında tam kırk al*tı sene geçmişti.
imam Malik'ten: Zaruret halinde iki-üç kişinin aynı kabre defnedilmesinde bir mahzur yoktur. Ancak en yaşlısı kıble tara*fına konulmalıdır.
50. Rebia b. Ebî Abdurrahman'dan: Hz. Ebû Bekr'e Bah*reyn'den biraz mal gelmişti. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekr:
«— Resûlullah (s.a.v.)'in kime bir sözü, bir va'di varsa gel*sin!.» dedi. Cabir b. Abdullah geldi, Hz. Ebû Bekr ona üç tutam yiyecek verdi.