39. Enes b. Malik anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.) Küba'ya git*tiği zaman Mühan'ın kızı Ümmü Haram'a uğrar, o da Peygam*berimizi yedirip içirirdi. Ümmü Haram, Ubade b. Samit'in nikâhı altında idi. Yine bir gün Hz. Peygamber, Ümmü Ha*ram'a uğradı. Ümmü Haram kendisine yemek ikram etti. Daha sonra oturarak saçlarım karıştırmaya başladı. Resûlullah (s.a.v.) uyuyakaldı. Bilahare gülerek uyandı. Ümmü Haram:
«— Niçin gülüyorsun ya Resûlallah?» diye sordu. Hz. Pey*gamber şu cevabı verdi:
«— Ümmetimden bir grup insan Allah yolunda sava*şan gaziler olarak bana gösterildi. Şu denizin ortasında taht üzerinde kral gibi (veya taht üstündeki krallar gibi) duruyorlardı?» Ümmü Haram:
«—Ya Resûlallah! Dua edin de ben de onlardan olayım!» di*ye rica etti. Hz. Peygamber ona dua etti. Sonra başını koydu uyudu. Tekrak gülerek uyandı. Ümmü Haram:
*—- Ya Resûlallah! Niçin gülüyorsun?» diye sordu. Peygam*berimiz ilk defasında olduğu gibi cevap verdi:
*— Ümmetimden bir grup insan Allah yolunda sava*şan gaziler'olarak bana gösterildi. Taht üzerindeki kral gibi (veya tahtlar üzerinde kurulmuş krallar gibi)lerdi.»
Bunun üzerine Ümmü Haram tekrar:
«— Ya Resûlallah! Allah'a beni de onlardan kılması için dua et» dedi. Hz. Peygamber:
«— Sen ilklerindensinî» buyurdu.
Ümmü Haram, Muaviye zamanında bir gemiye bindi. Gemiden karaya çıkınca bir hayvanla yoluna devam ediyordu. Ancak bineğinden düşüp vefat etti.
40. Ebû Hüreyre'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş*tur: «Eğer ümmetime meşakkat yüklemiş olmasaydım Al*lah yolunda hiç bir seriyyeden geri kalmazdım. Fakat onları bindirecek bineJk bulamadım, onlar da bundan sonra binecek vasıta bulamaz. Benden sonra benim gibi her sefere çıkamamak onlara ağır gelir. Halbuki Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öl*dürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi ne kadar çok isterdim.

41. Yahya b. Said'den, Uhud harbinde Hz. Peygamber: «— Sa'd b. er-Rebi' el-Ensari'den kim haber getire*cek?» diye sordu. Adamın biri:
«— Ben ya Resûlallah!» dedi ve sonra savaş meydanında dolaşmaya başladı. Adamı gören Sa'd b. er-Rebi':
«■— Ne var?» diye sordu. Adam ona:
«- Senden bir haber getirmem için beni Hz. Peygamber gön*derdi.» dedi. Bunun üzerine Sa'd:
*—Git, Peygamberimize benden selam söyle, on iki tane yara aldığımı kendisine bildir. Yaraların hepsi de tam can alıcı yerlerimde. Kavmine söyle, Resûlullah (s.a.v.)'a bir şey olursa onlardan bir kişi bile kalsa Allah'ın dininde mazeretleri geçer*siz sayılır.» dedi.

42. Yahya b. Saidden: Resûlullah (s.a.vO cihada teşvik ede*rek cennetten bahsetti. Ensardan bir zat da bu sırada elindeki hurmalardan yiyordu. Bunun üzerine:
«— Eğer bunlar bitinceye kadar oturursam, ben yaşama hırsıyla dolu bir insanım demektir.» dedi ve elindeki hurmaları atarak kılıcım kuşanıp şehit oluncaya kadar savaştı.

43. Muaz b. Çekelden: Savaş iki türlüdür. Birinde en kıy*metli mallar feda edilir, arkadaşlar birbirine yardım ederler, kumandanlara itaat edilir ve bozgunculuktan kaçılır. îşte bu türlü bir savaş baştan sona hayırlıdır. İkinci tür savaşta ise en kıymetli mallar harcanmaz. Arkadaşlar birbirlerine yardımcı olmazlar, kumandanlara itaat edilmez ve bozgunculuk yapmak*tan kaçınılmaz. İşte bu çeşit savaşa katılanlar tatminkâr bir şe*kilde geri dönemezler.