22. Amr b. Şuayb anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.), Huneyn'den çıktığı zaman Ci'irrâne'ye gitmek istiyordu. Orada bulunanlar da ganimetlerin taksimini istiyorlardı. Tam bu sırada Resûlul*lah (s.a.v.)'ın devesi bir ağaca yaklaştı, ridası ağaca takılınca sırtından çıktı. Hz. Peygamber:
*— Ridamı getirin!» buyurdu. Daha sonra ise şunları söy*ledi: «Allah'ın size ganimet olarak verdiklerini taksim et*meyeceğimden mi korkuyorsunuz? Kuvvet ve iradesi sa*yesinde yaşadığım Allah'a yemin ederim ki, eğer Allah si*ze Tihame'deki ağaçlar kadar nimet verse, yine aranızda bölüştürürdüm. Siz beni ne cimri, ne korkak, ne de ya*lancı olarak göremezsiniz» buyurdu. Bir yerde konakladığı zaman ordunun arasında ayağa kalkarak:
«— İğneden ipliğe ne varsa getirin. Çünkü ganimete hıyanet, kıyamet gününde bunu yapanlar için bir ayıp, ateş ve büyük kusurdur» buyurdu. Daha sonra da yerden bir deve tüyü alarak (veya başka bir şey):
«— Beni kuvvet ve iradesi ile yaşatan Allah'a yemin
ederim ki, Allah'ın size ganimet olarak verdiğinin beşte birinden şu kadar fazlası bile bana ait değildir. Bu beşte bir de yine size harcanır» buyurdu.

23. Zeyd b. Halid el-Cüheni'den: Biri Huneyn savaşında vefat etmişti. (Namazım kıldırması için) durumu Hz. Peygam-ber'e bildirdiler. Hz. Peygamber: «Arkadaşınızın namazını kılınız» buyurdu (ve fakat kendisi kıldırmak istemedi). Bunun üzerine oradakilerin yüz ifadeleri değişti. Resûlullah (s.a.v.): «Arkadaşınız ganimete hıyanet etmiştir.» buyurdu. Derhal eşyalarım açıp baktık, eşyaları arasında iki dirhem kıymetinde yahudi kolyeleri vardı.

24. Abdullah b. Mugire b. Ebi Bürde el-Kinani'den: Resûlul*lah (s.a.v.) bir kabileye uğrayarak onlara dua etti. Bu esnada kabilelerden birine de dua etmedi. Yapılan araştırmada. Hz. Peygamberin dua etmediği kabile mensuplarından bir adamın eğeri altında çalınmış bir ganimet eşyası olan kolye bulundu. Onlar bunu Resûlullah (s.a.v.)'a getirdiklerinde, Hz. Peygamber ölüye tekbir getirir gibi tekbir getirdi.

25. Ebû Hüreyre/anlatiyor: Resûlullah (s.a.v.)'la beraber Huneyn savaşının yapıldığı sene yola çıktık. Bu savaşta gani*met olarak mal, elbise ve eşyadan başka ne altın ne de gümüş elde edilmişti.
Rifaa b. Zeyd, Hz. Peygamber'e siyah bir köle hediye etti. Bu köleye Mid'am derlerdi. Hz. Peygamber Vadiül Kura'ya doğ*ru yöneldi, oraya varınca Mid'am, Resûlullah (s.a.v.)'ın bineğin*den takımlarını indiriyordu. Birden nerden geldiği belli olma*yan bir ok ona isabet etti ve hemen öldürdü. Halk «Cennet ona mübarek olsun» deyince Hz. Peygamber:
«— Asla, kuvvet ve iradesi ile yaşadığım Allah'a ye*min ederim ki Hayber savaşında ganimetler taksim edil*meden bir elbise almıştı, bu onu cehenneme atacaktır»
buyurdu. Oradakiler bu sözleri duyunca, adamın biri Hz. Pey*gamber'e bir veya iki terlik kayışı getirdi. J3unun üzerine Hz. Peygamber:
«- Çalınan mal bir veya iki terlik kayışı da olsa, cehennem*den bir parçadır» buyurdu.

26. Abdullah b. Abbas'tan: Ganimete hıyanet edip de kalp*lerine korku düşmeyen bir toplum yoktur. Zina yaygınlaştığı halde ölümlerin artmadığı, ölçü ve tartıyı eksik yaptıkları halde rızkları kesilmeyen, haksız kararlar verildiği halde kan davala*rı artmayan ve sözlerinde durmadıkları halde Allanın kendile*rine düşmanlarını musallat etmediği bir topluluk yoktur.