Bâzıları da "Ölmek üzere bey'at" demiştir. jjHer iki şey üzerine bey'atın delili Yüce Allah'ın şu sözüdür:
(And olsun ki, Allah müzminlerden SenHnle o ağacın altında heyhat ederlerken razı olmuştur.,." (ei-Feth: i8)
165-.......İbn Umer (R) şöyle dedi: Bizler Hudeybiye'den dön*düğümüzün ertesi yılından beri altında bey'at ettiğimiz o (târihî ve mübarek) ağacı (unuttuk da onu) ta'yîn üzerinde bizden iki kişi(nin re'yi) bir arada toplanamadı. Bu (ağacın bilinmemesi) da Allah tara*fından gelen büyük bir rahmet oldu.
Cuveyriye dedi ki: Ben Nâfi'e:
— Rasûlullah hangi şart üzerine sahâbîleri ile bey'atlaşma yap*tı; ölmek üzere mi? diye sordum.
Nâfi':
— Hayır, ölmek üzere değil, harbde sabır ve sebat etmek üzeri*ne sahâbîleriyle bey'atlaşma yaptı, dedi.
166-.......Abdullah ibn Zeyd (R) şöyle demiştir: Harre vak'ası zamanı olduğu sırada Abdullah ibn Zeyd'e bir gelen geldi de, ona:
— Abdullah ibn Hanzala, insanlarla ölmek üzere bey'atlaşıyor (sen ne dersin)? dedi.
Abdullah ibn Zeyd de ona:
— Ben RasûluIIah(S)'tan sonra hiçbir kimse ile bu ölüm şartı üze*rine bey'at etmem, diye cevâb verdi .
167-.......Seleme ibnu'1-Ekva' (R) şöyle demiştir: Ben Peygam*ber (S) ile bey'at etmiş, sonra ağacın gölgesi tarafına dönüp gelmiş*tim. însanlar(ın bey'at sıkışıklığı) hafifleyince Peygamber bana hita*ben:
— "Ey Ekva' oğlu! Sen bey'at etmez misin?" diye sordu. ;İbnu'l-Ekva' dedi ki: Ben de:
— Ben bey'at etmişimdir yâ Rasülallah! diye cevâb verdim. O:
— "Bir daha bey'at et!" buyurdu. jBen de kendisiyle ikinci defa bey'at ettim. (Râvîsi Yezîd ibn Ebî Ubeyd tarafından
— (Yâ Ebâ Müslim!) O gün siz hangi madde üzerine bey'at edi*yordunuz? diye soruldu da îbmı'I-Ekva':
— Ölmek üzerine (yânı ölsek bile kaçmamak üzerine), demiştir .
168-.......Humeyd şöyle demiştir: Ben Enes(R)'ten işittim, şöyle diyordu: Ensâr hendek kazma gününde:
— Nahnu'îlezîne bâyeû Muhammeden Aîe'l-cihâdi mâ hayîynâ ebeden! ( = Bizler diri olduğumuz müddetçe devamlı cihâd etmek üzere Muhammed'e söz vermiş kimseleriz)! derlerdi.
Peygamber (S) de onlara cevâb verip şöyle buyurdu:
— "Allâhumme lâ ayşe illâ ayşu'l-âhirah Fe-ekrimi 'Î-Ensâra ve 'Î-Muhâcirah
(= Yâ Allah! Âhiret yaşayışından başka -hakîkî- yaşayış yoktur. Onun için Sen Ensâr'a ve Muhâcirler'e ikram eyle!)? .
169-.......Mucâşı' (ibnu Mes'ûd es-Sulemî-R) şöyle demiştir: (Mekke fethinden sonra) ben kardeşim Mucâlid ibnu Mes'ûd ile Pey-gamber(S)'in yanına geldim de:
— (Medîne'ye) hicret etmek üzere bize bey'at et (yânî muâhade ve müsâade eyle), dedim. Peygamber:'
— "Artık hicretin hükmü, (fetihten önce) hicret edenlere âid ola*rak geçmiştir" buyurdu.
Ben:
— Bizimle ne üzerine bey'at edersin? dedim. Peygamber:
— 'İslâm ve cihâd üzerine" buyurdu.