Adıyaman Kalesi (Merkez)



Adıyaman’ın ortasındaki yığma tepe üzerindeki bu kaleyi VII.yüzyıl ortalarında Bizans saldırılarına karşı koymak amacıyla Emevi komutanı Mansur İbn-i Cavana yaptırmıştır. Kaleye komutan Hısn-ı Mansur ismi verilmiştir. Bu kale sonradan Adıyaman kentinin oluşmasına neden olmuştur. VIII.yüzyılın sonlarına doğru da Harun-ür Reşit tarafından onarılmıştır. Günümüze oldukça harap ve yıkık bir durumda gelebilmiştir.


Adıyaman Kalesi ile ilgili bir efsaneye göre; kalenin orta yerinde bir mil çevresinde dönen bir köşk varmış. Bu köşkte Arap kumandanının kızı kaleyi kuşatan Türk kumandanını görmüş ve ona aşık olmuştur. Kumandana haber göndererek kendisi ile evlenmeyi kabul ettiği takdirde kalenin anahtarını vereceğini söylemiştir.


Bir gece Türk kumandanının yanına kaçmış ve ona elbiselerinin içerisindeki bir şeyin kendisini rahatsız ettiğini söylemiştir. Elbiselerini çıkardığında bir kuru yaprağın vücudunu zedelediği görülmüştür. Kumandan “Baban seni kuru bir yapraktan dahi sakınır yetiştirdiği halde kendisine ihanet ettin. Kim bilir bize ne türlü ihanetler yaparsın”, diyerek kızı öldürtür. Bundan sonra da kaleyi ve şehri ele geçirir.



Besni Kalesi (Besni)


Besni ilçesindeki bu kalenin Hititlerden kaldığı sanılmaktadır. Timur’un Anadolu’yu işgali sırasında, 1400’lerde Timur’luların eline geçmiş, Yavuz Sultan Selim 1516’da bu kaleyi ele geçirmiş ve onarmıştır. Günümüze harap durumda ulaşabilmiştir.



Kahta Kalesi (Kahta)


Kahta’nın 20 km. kuzeyinde Eski Kahta Köyü (Kocahisar) yakınındadır. Kahta Çayına hakim kayalık bir tepe üzerinde bulunmaktadır. Hititlerden kalma bir kale olup, MÖ.IX.yüzyılda yapılmıştır. Eski Hitit metinlerinde bu kalenin ismi geçmektedir. Yavuz Sultan Selim zamanında 1516’da ele geçirilmiş, Sultan I.Mahmut tarafından da onarılmıştır.


Bugünkü kale meydanında bu kaleden arta kalan bir cami kalıntısı, hamam, iki su sarnıcı, kral sarayı ve diğer bina kalıntıları bulunmaktadır. Kaleden Kahta Çayına inen 400 m.uzunluğunda kayalar oyularak yapılmış merdivenli bir yol vardır. BU yolun yapılış amacı kalenin kuşatıldığı sırada su gereksiniminin bu yolla sağlanmasıdır.


Theresa Cille ve Profesör Dörner’in burada yaptıkları kazılarda büyük boyda kabartmalar ele geçirilmiştir. Ayrıca Anadolu’daki yazılı kayaların en büyüğü de kalenin güney yamacındadır. Buradaki Grekçe yazıtta Kommegene Devletinin başkenti Arsemia, Kral Antiochos’un aile seceresi, siyasi amaçları ve dinsel inançları yazılıdır. Ayrıca I. Antiochos’un babası Kommagene Kralı I.Mithridates’in burada gömülü olduğu ve onuruna her ay törenler düzenlendiği bu yazıttan öğrenilmektedir.



Keysun Kalesi (Besni)


Besni İlçesinin güneyindeki Çakırhöyük (Keysun) bucağında, geniş bir ovanın ortasında bulunan kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Günümüze surlarından birkaç parça gelebilmiştir. Tarih boyunca ova ortasında bulunduğundan ötürü bir çok kez yakılıp yıkılmış, sık sık da el değiştirmiştir. Kalenin çevresindeki Ovene ve Tavas isimli su kaynakları ünlüdür.



Samsat Kalesi (Samsat)


Samsat’ta bir höyük üzerindeki bu kale Hititler döneminden kalmıştır. Yapılan değişikliklerle Roma döneminde de kullanılmıştır.


S.Müller, E.Meeyer ve F.Sardient burada kazı yapmış, bu kazılar sonucunda; surlar, su kemerleri, su kanalları ile mozaik döşemeli saray kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.



Yeni Kale (Kahta)



Yeni Kale, Kocahisar (Eski Kahta Köyü) yakınında Kommagene Krallığı tarafından yapılmıştır. Yakınındaki Arsemia ile birlikte kullanılan kale Romalılar ve Memluklar tarafından onarılmış, bazı ekler yapılarak kullanılmıştır.


F.Dörner 1970’li yıllarda burada bir kazı ve onarım çalışması yapmış, kale içerisindeki camiyi, zindanı, su yollarını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca burada kitabeler bulunmuştur. Kaleden Nymphois’e inen su yolunun 80 m. uzunluğunda bir tünelle Arsemeia ile bağlantısı olduğu ortaya çıkarılmıştır.








Derik Kalesi (Sincik)


Cendere Köprüsü’nden Sincik İlçesi Datgeli Köyü’nün yakınında 1.400 m. yüksekliğindeki bir tepe üzerinde kurulmuştur. Kalenin MS.70’lerde Romalılar tarafından yapıldığı ve uzun süreli kullanıldığı bilinmektedir. Kalenin içerisinde büyük bir mabet bulunduğundan ötürü kutsal bir alan olarak kabul edilmiş ve çevresinde yaşayanlarca ziyaret edilmiştir. Kutsal bölge olarak kabul edilen bu kalenin yakınında Kommegene krallarının Temenos kalıntıları bulunmaktadır.



Gerger Kalesi (Gerger)



Gerger ilçesinin güneyindeki Oymaklı (Nefsi Gerger) Köyü yakınındadır. Aynı zamanda Berber Kalesi olarak da tanınan, sarp bir kayalık üzerindeki Orta Çağ’dan kalma bu kale, günümüze son derece iyi bir durumda gelmiştir.


Hitit döneminde yapıldığı sanılan kalenin, MÖ.II.yüzyılda Kommegenelerin soyundan Arsemes tarafından kurulduğu iddia edilmektedir. Kale aşağı ve yukarı kale olmak üzere iki bölümden, blok taşlardan meydana gelmiştir. Kalenin batı surlarında Kral Samos’a ait bir kabartma bulunmaktadır. Arap akınları sırasında Arapların eline geçen kalenin içerisine cami, dükkanlar ve su sarnıçları yapılmıştır.


Cendere Köprüsü (Kahta)



Kahta İlçesinin 18 km. kuzeyinde Fırat Nehri’nin kollarından Cendere Çayı’nın en dar yerinde bulunan Cendere Köprüsü’nün ne zaman yapıldığı konusunda çelişkiler bulunmaktadır. Köprünün Kommagene Krallığından kaldığı veya Roma İmparatoru Septimus Severius’un (MS.192-211) emri ile yapıldığı kaynaklarda geçmektedir.


Cendere Köprüsü’nün yanı başına, Karakuş Tepesi’ndeki yuvarlak sütunlar, köprünün yerini belli etmek için dikilmiştir. Köprü ayakları kayalıklar üzerine oturtulmuştur. Köprünün boyu 30 m., yüksekliği de 18 m.dir. Köprünün büyük bir kemeri ve doğu tarafında da küçük bir tali kemeri bulunmaktadır. Kemerlerin her biri 10 tonluk 92 blok taştan meydana getirilmiştir. Bu köprü çağının en güzel mühendislik örneklerinden birisidir. Burada Kommegene Krallığına ait bazı yazıtlar da bulunmuştur.



Kızılin (Göksu) Köprüsü


Gümüşkaya Köyü’nün 3 km. kuzeybatısında Göksu Çayı üzerindeki Göksu Köprüsü Roma döneminde, MS.I.-II. yüzyılda yapılmıştır. Bu köprü Samsat’ı Besni’nin Çakırhöyük Bucağına bağlamaktadır.


XIX.yüzyılın sonlarında burada çıkan bir itilaf nedeni ile dinamitlenerek yıkılmıştır. Günümüzde köprünün orta kemeri dışında kalan bölümleri sağlam durumdadır.



Altınlı Köprü (Gölbaşı)


Adıyaman, Gölbaşı İlçesi Yolbağ (Karamağara) Köyü’nde, Karatepe’nin eteklerindeki vadide yer alan bu köprünün yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Roma dönemine ait olduğu sanılan köprü, kemerleri beyaz kesme taştan, diğer kısımları da moloz taştan yapılmıştır. Köprü 4 büyük kemerden meydana gelmiştir. Günümüze orijinal şekli ile gelen köprü halen kullanılmaktadır.



Malpınarı Kaya Yazıtı (Merkez)


Adıyaman’a 35 km. uzaklıkta Fırlaz Köyü’nün güneyindeki Göksu Nehri’nin kenarında bulunan Geç Hitit Dönemine ait çivi yazılı bir kitabedir. MÖ.900-600 yıllarına tarihlenen bu kitabe, 182x85 cm. ölçüsünde 9 satır halinde doğal bir kaya yüzeyinin üzerine yazılmıştır.


Arsemia Anıtı (Kahta)

Kahta Çayı’nın doğusunda, eski Kahta Kalesinin karşısında bulunan Kommegene Krallığının yazlık başkenti Arsemeia’da bulunan bir anıttır.


MÖ.II.yüzyılın başlarında Kommegenelerin atası sayılan Arsemeia’nın güneydeki tören yolu üzerinde bulunan kabartma stelde Antiochos ile mitolojik tanrılardan Herakles’in el sıkışma sahnesi tasvir edilmiştir. Bunun üzerinde de Grekçe bir yazıt bulunmaktadır.


Bu kabartmanın bulunduğu yerde çok sayıda heykel parçası ile kraliçe ve Antiochos’un büstleri bulunmuştur. Aynı zamanda stelin önünde Anadolu’nun en büyük Grekçe yazıtlarından biri vardır. Bu yazıtın bulunduğu yerden başlayan ve 158 m. derinliğe inen bir de tünel yer almaktadır.









Haydaran Kaya Kabartması


Adıyaman’ın 15 m. kuzeydoğusundaki Taşgedik Köyü’nde bir mağara içerisinde kayalara yapılmış bir kabartma bulunmaktadır. Bu kabartma 2.00x1.00 ölçüsünde olup, bir kadın ve bir de erkek figürü tasvir edilmiştir. Her ikisinin arasında da ışık saçan bir yıldız görülmektedir.


Turuş Kaya Mezarları


Adıyaman’a 40 km. uzaklıkta, Adıyaman-Şanlıurfa karayolunun 1 km. batısında yer alan Turuş Kaya Mezarları Roma dönemine tarihlendirilmiştir. Kayalara oyularak yapılan mezarlara zeminden 10-13 basamakla inildikten sonra ulaşılır. Bu mezarların duvarlarında ve kapı girişlerinde çeşitli figürleri içeren kabartmalar bulunmaktadır.