Ulu Cami (Merkez)
Adıyaman Çarşısı içerisinde yer alan Ulu Cami ilin en büyük camisidir. Belgelere göre Zülkadiroğullarından Alaü’d-devle tarafından yaptırılmıştır. Günümüzdeki yapı eski yapının yıkılarak 1873’te yapılmış şeklidir. 1902 yılında Mehmet Fevzi Efendi tarafından onarılmıştır.
Ulu Cami, kareye yakın dikdörtgen planlı olup, kesme taştan, dört payenin taşıdığı merkezi bir kubbe ile üzeri örtülüdür. Ayrıca dört köşesinde dört küçük kubbe ile ana kubbe desteklenmiştir. Orta kubbe oldukça yüksek ve kasnaklıdır. Caminin biri kuzey, diğer ikisi de batı ve doğu köşelerinde bulunan üç kapısı vardır. Bunlardan doğu köşesindeki beş basamaklı bir merdivenle sahanlığa çıkılarak içeri girilmektedir. Kuzey girişinin önünde dört sütunun taşıdığı çapraz tonozlu, beş bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Girişin ahşap kapısı 1902 yılında Çevre Mehmet Fevzi tarafından yapılmış, son derece güzel bir eserdir.
Kare kaideli silindirik gövdeli minaresi caminin kuzeydoğu köşesindedir. Buradaki iki kitabede 1798 ve 1854 tarihleri yazılıdır. Büyük olasılıkla bunlar caminin onarımı ve minarenin yapımı ile ilgilidir.
Ulu Cami (Besni)
Caminin kuzey cephesindeki giriş kapısı üzerindeki kitabeden XVII.yüzyılda yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Besni’nin en büyük camisi olan bu yapının önünde iki sıralı sütunların meydana getirdiği üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Doğu yönündeki minare ile birlikte L şeklinde bir plan düzeni göstermektedir. İbadet mekanı mihrap duvarına paralel üç sıralı ve her sırada üçer sütun ile dört nefe ayrılmıştır. Sütunları birbirine bağlayan kemerler üst örtüyü taşımaktadır.
Kuzeydoğusundaki minare saçak hizasına kadar kare kaide üzerinde yükseldikten sonra şerefe altı zengin mukarnaslarla süslü silindirik gövdeye geçilmektedir. Caminin biri minare yanında, diğeri de ibadet mekanının altındaki beden duvarlarında olmak üzere iki çeşmesi bulunmaktadır.
Besni Ulu Camisi mimari elemanları, iç mekan düzeni ve üst örtüsü ile yerel bir üslubu yansıtmaktadır.
Kab Camisi (Merkez)
Adıyaman Çarşısı ile Hükümet Konağı arasında Kab Mahallesi’nde bulunan bu cami, kitabesine göre 1768 yılında yapılmış, 1923 yılında da Hacı Mehmet Ali isimli bir kişi tarafından yeniden yapılmıştır. Bunları belirten kitabeler kuzey ve güney yönündeki kapıların üzerindedir.
Dikdörtgen planlı caminin önünde son cemaat yeri, yazlık ve kışlık olmak üzere iki tanedir. Cami ve son cemaat yeri kesme taştan yapılmış olup, üzerini kasnaktan itibaren bağdadi sıvalı ahşap bir kubbe örtmektedir. İbadet mekanındaki iki payenin yardımıyla ve bunları birbirine ve duvarlara bağlayan kemerlerle içerisi kare şekline dönüştürülmüştür. Bunun dışında kalan bölümler, önceden caminin bütününde olduğu gibi ahşap tavanla örtülmüştür.
Caminin kuzey kenarında kare kaide üzerinde silindirik tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. 1934 yılında yıldırım düşmesi sonucu yıkılan minaresi yenilenmiştir. Ayrıca çevresinde hamam, çeşme ve helalar bulunmaktadır.
Siratut Camisi (Merkez)
Siratut Mahallesi’nde, Cumhuriyet Caddesi üzerindeki bu cami Hacı Mehmet İnan tarafından Cumhuriyetin ilanından sonra eski caminin yerine yeniden yaptırılmıştır. Caminin giriş kapısı üzerinde okunamayacak derecede bozulmuş olan kitabesinin eski camiye ait olduğu sanılmaktadır.
Dikdörtgen planlı caminin üzeri ahşap bir kubbe ile örtülüdür. Önünde dört kemerli bir son cemaat yeri bulunmaktadır.
Çarşı Camisi (Hacı Abdülgani Camisi) (Merkez)
Adıyaman Çarşısı içerisinde bulunduğundan ötürü Çarşı Camisi olarak isimlendirilen bu cami, vakfiyesinden öğrenildiğine göre Hacı Abdülgani tarafından 1557’de yaptırılmıştır. Ardından Hacı Mehmet Bini Seyfettin Rızaullah tarafından 1640 yılında yenilenmiş, 1910’da 1957 ve 1982 yıllarında onarılmıştır.
Dikdörtgen planlı caminin ibadet mekanının ortasında dört dikdörtgen payenin taşıdığı ahşap bir kubbe, bunun dışında kalan kısımlarda ahşap tavanlarla örtülmüştür. Beden duvarları beyaz köfeki taşından olup, kenarlarda payandalarla desteklenmiştir. Caminin kuzey yönünde kesme taştan yapılmış son cemaat yeri bulunmaktadır. Son onarımlarla cami özelliğini yitirmiştir.
Hacı Süleyman Mescidi (Merkez)
Yeni Pınar Caddesi üzerindeki Hacı Süleyman Mescidi, kitabesinden öğrenildiğine göre 1720 yılında yaptırılmış, 1890 ve 1899 yılında da onarılmıştır.
Dikdörtgen planlı küçük bir yapı olan mescidin önünde dört sütunlu ahşap tavanlı bir son cemaat yeri bulunmaktadır. İbadet mekanının üzeri ahşap bir tavan ve çatı ile örtülüdür. Mescit mimari yönden bir özellik taşımamaktadır.
Eski Saray Camisi (İbrahim Bey Camisi) (Merkez)
Eski Saray Camisi kitabesinden öğrenildiğine göre 1638 yılında İbrahim Bey tarafından yaptırılmıştır. Günümüze gelen yapının yalnızca doğu cephesinin bir kısmı ile güney cephesi ilk yapıya asit olup, diğer bölümler tamamen değişmiş ve yapı orijinalliğinden uzaklaşmıştır.
Dikdörtgen planlı, ahşap tavanlı caminin mihrap yönündeki duvarları kesme taştandır. Üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Son onarımlarda cami genişletilmiş, bu nedenle de son cemaat yeri ibadet mekanı içerisinde kalmıştır.
Adıyaman camileri içerisinde en dikkat çekici mihrap bu camide olup, yarım silindirik mihrap nişi mukarnaslarla sonuçlanmaktadır. Ayrıca mihrap nişinin etrafı kemerli bir bordürle de çevrelenmiştir. Caminin doğu yönündeki kapısı üzerinde de orijinal kitabesi bulunmaktadır.
Toktamış Camisi (Besni)
Günümüzdeki Besni’nin güneyinde terk edilmiş olan Eski Besni’nin bulunduğu yerdeki bu cami, oldukça harap ve yıkık durumdadır. XVII.yüzyılda yapıldığı sanılırsa da bu iddia kesin değildir. Caminin son cemaat yeri ve minaresinin dışında kalan bütün bölümleri moloz taştan yapılmıştır. İbadet mekanı duvarlarında yer yer ağaç hatıllar kullanılmıştır. Son cemaat yeri ile orijinal olan minaresi keme taştandır. Üst örtüsü toprak damlıdır. İbadet mekanı dikdörtgen planlı olup, yöresel mimari üslubunu yansıtmaktadır.
Külhanönü Camisi (Besni)
Bu caminin ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Yapıda kullanılan malzeme ve mimari elemanlara dayanılarak geç devir Osmanlı camisi olduğu sanılmaktadır. Dış duvarları kesme taştan olup, dikdörtgen planlı caminin önünde üç bölümlü son cemaat yeri vardır. İbadet mekanı üç sıra halindeki pencerelerle aydınlatılmıştır. Üst örtüsü çatı ile kaplanmıştır. Kuzeybatı köşesine son cemaat yerinin çıkıntısı ile caminin ana duvarlarının birleştiği yere kare kaideli on iki kenarlı gövdesi olan minare yerleştirilmiştir.
Çarşı Camisi (Besni)
Eski Besni’nin merkezinde bulunan bu cami çarşı içerisinde olduğundan ötürü Çarşı Camisi olarak tanınmıştır. Kapısı üzerindeki kitabeden 1492 yılında Kalaunoğlu Mehmet Nasır tarafından yaptırıldığı öğrenilmektedir. Bu kişinin Mısır Kölemen Sultanları ile bağlantısı olup olmadığı bilinmemektedir.
Cami yöresel üsluba göre yapılmış, düzgün bir planı bulunmamaktadır. Girişte aynı zamanda avlu olarak kullanılan bir son cemaat yeri ve dikdörtgen planlı ibadet mekanı bulunmaktadır. İbadet mekanı, iki sıra halinde üçer sütunla üç nefe ayrılmıştır. Caminin ikinci katında ne amaçla bilinmeyen bir takım odalar yer almaktadır. Dış cephesinin yalnızca doğu yönünde pencereler açılmış, diğer yönlere de yontma taştan sağır duvarlar yerleştirilmiştir. Batı cephesi arazi meylinden ötürü toprak altında kalmıştır. Bu nedenle de caminin üzerini örten topraktan arazi seviyesi ile aynı hizaya gelmiştir. Doğu cephesinde giriş kapısı üzerine 12 kenarlı minaresi yerleştirilmiştir.
Musalla Camisi (Merkez)
Musalla Camisi’nin ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Minaresi 1890 yılında yıkılmış, cami bir süre kadro harici bırakılmış ve cezaevi olarak kullanılmıştır. Dikdörtgen planlı olan bu cami Vakıflar genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Cami mimari yönden önem taşımamakta olup, günümüzde ibadete açıktır.
Abuzer Gaffari Türbesi (Merkez)
Adıyaman’ın 5 km. doğusundaki Ziyaret Köyü’nün hemen girişindedir.Sahabeden Abuzer Gaffari’nin türbesi olup, kitabesinde 1136 tarihi yazılıdır. Sultan IV.Murat Bağdat seferi dönüşünde bu türbenin yapılmasını istemiştir. Yanında küçük bir de mescidi bulunmaktadır.
Şam ile Medine arasındaki Rebze Köyü’nde de aynı isimde bir türbe daha bulunmaktadır. Bu türbeler aynı kişiye ait ise bunlardan birisinin Makam olduğu sanılmaktadır.
Arslan Paşa Türbesi (Samsat)
Türbenin yazıtı bulunmadığından yapım tarihi ve kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır. Yapı üslubundan XIX.yüzyıla ait olduğu sanılmaktadır. Kalker taşından kare planlı bir türbe olup, üzeri bir kubbe ile örtülmüştür.
Hacı Hasan Türbesi (Samsat)
Türbenin kitabesi bulunmadığından yapım tarihi ile Hacı Hasan’ın kimliği bilinmemektedir. Türbe 4.72x4.72 ölçüsünde kare planlı olup, üzeri kubbe ile örtülmüştür. Kubbeyi taşıyan kemer ayakları sonraki yıllarda duvar ile örülmüş ve yapı özelliğini kaybetmiştir.
Hacı Yusuf Türbesi (Kahta)
Kahta İlçesinde Hacı Yusuf Köyü’ndedir. Nakşibendi tarikatından Hacı Yusuf’un türbesidir. XIII.yüzyılın ikinci yarısına ait olan türbe 4,95x4,95 ölçüsünde kare planlıdır. Dört yanı kemerli olup, dışa açıktır.
Hasan-Mekki Türbesi (Merkez)
Hacı Ömer Mahallesi’nde bulunmaktadır. Halife Ömer döneminde buraya yapılan Arap akınları sırasında ölen Hasan Mekki’ye ait olduğu söylenmektedir. Yapı mimari yönden bir özellik taşımamaktadır.
Mahmud-ı Ensari Türbesi (Merkez)
Adıyaman’ın 7 km. doğusundaki Akdağ’ın yüksek bir tepesinde bulunmaktadır.Bağdat seferi dönüşünde Sultan IV.Murat’ın emri ile sahabeden Mahmud-ı Ensari adına yapılmıştır. Giriş kapısı üzerinde 1126 tarihli onarım kitabesi bulunmaktadır.
Mehmet Gazi Paşa Türbesi (Samsat)
Samsat’ın Tepeönü Köyü’nde bulunan türbe XIX.yüzyılda yapılmıştır. 4.50x4.50 ölçüsünde kare planlı kubbeli bir türbedir. Türbenin dört yanında sivri kemerler üzerine kubbe oturtulmuştur.
Sefan Türbesi (Samsat)
Samsat İlçesinin Birik Köyü’ndedir. Hicretin 17.yılında Ermeni Savaşlarında şehit düşen Sefan isimli bir kişiye aittir. Türbeyi sonraki yıllarda Mehmet Ali Efendi yaptırmıştır.
Şeyh Abdurrahman Erzincani Türbesi (Merkez)
Adıyaman’ın 7 km. kuzeyinde İndere (Zey) Köyü’nde bulunan türbe, söylentiye göre Sultan IV.Murat Bağdat seferine giderken bu köyde konaklamış, Şeyh Abdurrahman Erzincani ordunun beslenmesi ve bakımını üstlenmiştir. Padişah bu işi ne ile karşılayacağını merak etmiş, çok az yiyecek ve arpa ile büyük bir orduyu beslediğini görünce Ondan Bağdat’ın alınması için dua etmesini istemiştir. Bağdat seferi dönüşünde aynı köye uğrayan padişah şeyhin öldüğünü öğrenince türbesinin yapılmasını istemiştir.
Abdurrahman Erzincani, aslen Erzincanlı olup, Adıyaman’a yerleşmiş bir velidir. Türbesinde kendisinden başka eşi ve kızının sandukası bulunmaktadır.
Zeynel Abidin Türbesi (Merkez)
Adıyaman’ın 15 km. doğusunda bulunan Zeynel Abidin’in Hz. Ali’nin torunu olduğu bilinmektedir. Türbenin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.