14. Hz. Aişe der ki: «Ebû Bekir'in oğlu (kardeşim) Abdurrah-man'a Ebû Ümeyye kızı Kureybe'yi (ailesinden) istedim. Onlar da verdiler. Sonra Abdurrahman'a sitem ederek:
«— Biz, Onun değil, Hz. Aişe'nin hatırı için verdik» dediler. Bunun üzerine Hz. Aişe Abdurrahman'a (haber) göndererek du*rumu bildirince Abdurrahman da boşama yetkisini (hanımı) Ku-reybe'ye verdi. Kureybe, kocasını tercih etti. Bu olay talak sayıl*madı.
15. Kasım'dan şöyle rivayet edildi:
Hz. Peygamber'in hanımı Hz. Âişe, Abdurrahman —Şam'da iken— kızı Hafsa'yı Zubeyr'in oğlu Münzir'le evlendirdi.
Abdurrahman (Şam'dan) gelince:
«— Ben olmadan bu yapılır mı?» dedi.
Hz. Aişe (olayı) Münzir'e anlatınca, Münzir:
«— Bu iş, Abdurrahman'm elindedir. (Yani boşama yetkisini ona verdim. Ne derse o olur.)»» demesi üzerine:
Abdurrahman (Aişe'ye hitaben):
«— Senin kararlaştırdığın işi bozma gücünü kendimde gör*müyorum» dedi. Böylece Hafsa, Münzir'in yanında kaldı ve bu olay talak sayılmadı.
16. Abdullah b. Ömer ile Ebû Hureyre'ye, boşama yetkisini ka*rısına veren, bu yetkiyi kullanmadan kocasına iade eden kadının kocası hakkında fetva soruldu.
Her ıkısı de:
«—Bu boşama sayılmaz», dediler.
Saîd b. Müseyyeb der ki:
«Bir adam boşama yetkisini karısına verir de karısı da ondan ayrılmaz ve onun yanında kalırsa bu, boşama sayılmaz.»
îmanı Malik, boşama yetkisi kendisine verilen, bu yetkiyi ka*bul etmeyip sonra kocasından ayrılan kadın hakkında der ki: «Onun elinde böyle bir yetki yoktur. Bu yetki, ikisi bir mecliste bu*lunduğu sürece devam eder.»