361- Süleyman b. Harb bize anlatarak dedi ki: Şube bize Enes b. Sîrîn'den, o İbni Ömer'den (ra) şunu nakletti:
İbni Ömer (ra) hanımını hayız hâlinde iken boşadı. (Babası) Ömer (ra) Allah Resûlü'ne (sav) bundan bahsetti. Allah Resulü (sav) "Hanı*mını geri alsın" dedi.
(Enes Bunun bir boşama sayılıp sayılmayacağını sordum. "Sayılmaz da ne olur?" dedi.

Şerh

Bu hadis-i şerif bir önceki başlıkta şerhedilmiştir.

Hüküm

Hayız hâlinde yapılan boşama, Allah Resûlü'nün (sav) sünnetine aykırı bid'î talaktır.

Bâb: Eşini Boşayan Erkek


362- Haccâc b. Minhâl bize anlatarak dedi ki: Hemmâm b. Yahya bize Katâde'den, o Ebû Gallâb Yûnus b. Cübeyr'den şunu nakletti:
İbni Ömer'e (ra) hayızh iken karısını boşayan bir adamın durumu*nu sordum. Şöyle cevap verdi: İbni Ömer'i bilirsin. O İbni Ömer, ha*nımını hayızh iken boşamıştı. (Babası) Ömer (ra) Allah Resûlü'ne (sav) giderek durumu anlattı. Allah Resulü (sav) de hanımını geri almasını ve ancak temizlendiğinde boşamak isterse boşamasını söyledi.
"Peki bunu boşama saymış mıydı?" Şöyle cevap verdi: iktidarsız ol*sa ve beyinsiz hâle düşse ne dersin?

Şerh

Bu hadis-i şerif üstte şerhedildiğinden tekrarına gerek görmüyoruz.

Bâb: Yüce Allah'ın "Kadınlarından İylâ Yapan Erkekler İçin" Buyruğu


363- İsmail b. Ebî Üveys bize kardeşinden, o Süleyman'dan, o Humeyd et-Tavîl'den, o Enes b. Mâlik'ten (ra) anlatarak dedi ki:
Allah Resulü (sav) hanımlarına bir ay yaklaşmamaya (îlâ) yemin et*ti. Ayağı incinmişti. Kendine mahsus çardakta yirmi dokuz gün kaldık*tan sonra indi. "Ey Allah Resulü! Bir ay yaklaşmamak üzere yemin et*miştiniz?" dediler. Buyurdu ki: Ay bazen yirmidokuz çeker.

Şerh

Allah Resûİü'nün (sav) hanımlarına bir ay yaklaşmamak üzere yemin edişini konu alan bu hadisi daha önce Yemin ve Namaz bölümlerinde gör*müş ve şerhetmiştik. Burada yeniden zikredilme sebebi, îlâ yeminiyle ilgili boyutudur. Bab başlığında yer alan ayet-i kerimenin meali şöyledir:

Hüküm

îlâ: Kocanın eşiyle cinsî teması yemin, adak veya bir şarta bağlayarak, belirli veya belirsiz bir süre kendisini bundan menetmesi anlamında bir dav*ranıştır.
İslâmiyet, eşiyle bu anlamda ilişki kesmeyi dört aylık süre ile sınırlamış*tır. Koca bu süre içinde her an yemininden dönüp eşiyle barışabilecek ve yemin kefareti vererek uhrevî sorumluluktan kurtulabilecektir. Ancak eşine dönmeksizin dört aylık müddet sona ererse evlilik de sona erer.
Dört aydan kısa süreli îlâ, evlilikle ilgili hukukî sonuç doğurmaz. Bu du*rumda koca, süre dolmadan önce eşine dönerse, yeminini bozmuş sayılacağı için sadece yemin kefareti gerekir.
Dört aylık süre dolduğunda îlâ amacına ulaşmış olur. Hanefîlere göre, bu durumda hâkime başvurmaksızın, "bâin boşama" meydana gelir. Çünkü dört aydır kocalık görevini yapmayan bir erkeğin kadın üzerindeki zulmünü kal*dırmak ve onun yeniden evlenmesini sağlamak, ancak bâin boşama ile olur.
Şafiî, Mâlikî ve Hanbelî ulemâsına göre ise, îlâ'da dört ay tamamlanınca, evlilik kendiliğinden sona ermez. Erkek eşine döner veya onu boşar. Her ikisini de yapmazsa, kadın hâkime başvurarak boşanma isteğinde bulunur ve hâkim eşleri boşar. Her iki durumda da bir "ne1! (cayılabilir) boşama" mey*dana gelir.

Ders

Allah Resûİü'nün (sav) yaptığı gibi belli süreli ve eşleri terbiye ve ceza*landırma amaçlı olması dışında îlâ yemini, kadına zarar vermekten başka bir şey değildir. Bu nedenle, dindar ve sorumluluğunu bilen bir hane reisini böyle bir yeminde bulunması mâkul ve uygun bir davranış değildir.