Çiğ tanelerini toplayan rugosumlar (1)
Cenâb-ı Allah'ın yeryüzünde yarattığı her canlı varlık, O'nun sonsuz gücünün ve sanatının bir tecellisi olarak tüm heybetiyle kendisini göstermektedir. Milyonlarca hayvan türünün hayatlarını devam ettirirken sergiledikleri kendilerine has özellikleri insanoğlunu, bu canlılardaki yeteneklerin gerçek kaynağını araştırmaya sürüklemiştir.
Gerek deniz altında, gerekse karada muhteşem detaylarla süslenmiş olarak yaratılan pek çok hayvan türü, adeta bir insanın sahip olduğu bilgi ve becerilere sahipmişcesine tabiatdaki hayatlarını sürdürmektedir. İşte insanı bu noktada derin düşünmeye sevkeden olay, bu hayvanların en basit fiziksel özelliklerle yaratılmış olanından, en karmaşık yapıda olanına kadar tümünde tahmin edilemeyecek kadar üstün zeka örnekleriyle karşılaşmasıdır.
Bu hayvanlar arasında en ilgi çekici özelliklere sahip olanlardan biri de, Güney Hindistan'da yaşayan Rugosum karıncalarıdır. Bu karıncalar, kendilerine mekan olarak benimsedikleri bu sıcak bölgenin iklim şartlarına uyum sağlayabilmek ve hayatlarını devam ettirebilmek için çok değişik bir yöntem kullanırlar. Sık sık rugosum yuvalarına rastlanan Güney Hindistan, kasım ayından nisan ayına kadar geçen süre zarfında hiç yağış almayan ve sıcaklığı 30 derecenin altına düşmeyen bir bölgedir. Oldukça sıcak geçen günler, burada yaşayan her canlı varlık açısından büyük bir tehlikeyi de beraberinde getirir. Nitekim bu kurak bölgede aynı insan gibi birçok hayvan da hayati ihtiyaçları olan suyu yeterince bulamama riskiyle sık sık karşı karşıya kalır. Halbuki rugosum karıncaları aynı bölgede bulunmalarına rağmen, diğer canlılar için hayati risk oluşturan böyle bir durumdan hiç bir zaman etkilenmezler. Çünkü bu hayvanlar, içinde yaşadıkları sıcak ortamda hiç zorlanmadan hayatlarını sürdürebilecekleri son derece akılcı bir tedbir almışlardır. Bu tedbir, rugosumların, sabahın ilk saatlerinde oldukça az miktarda görülen çiğ taneciklerinden oluşturdukları mükemmel su kaynaklarıdır. Fakat bu karıncalara kurak arazilerde hayat kaynağı olan çiğ tanecikleri, bölgenin her yerinde değil yalnızca belli başlı bazı kesimlerinde görülür. Susuzluklarını giderecek su damlacıklarına ulaşmak için özellikle bu bölgelerde yaşamak zorunda olan rugosumlar, aradıkları bölgeyi bulduktan sonra bir engelle daha karşılaşırlar. Bu ise, bitkilerin ve hayvanların su bulmakta zorlandığı kurak arazilerin üzerine yayılan kavurucu sıcaklardır. Birçok canlı için oldukça büyük bir tehlike teşkil eden bu sıcaklar, sabah saatlerinde etrafta belirmeye başlayan çiğleri kısa sürede kurutup buharlaştırarak yokeder.
İşte bu zor şartlar altında hayatlarını sürdüren rugosum karıncaları, hayatlarının devamı için son derece önemli olan suyu, uyguladıkları mükemmel bir teknikle elde eder ve hiçbir zaman susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalmazlar. Rugosumların, çiğin oluştuğu yeri arayıp bulmaları ve suyu buharlaşmadan yuvalarına taşımaları teorik açıdan oldukça zor ve zahmetli olacağından; öncelikle bu karıncalar yaşadıkları yuvanın en alt kısmına koni biçimi verir ve burasını suyun en iyi şekilde toplanabileceği bir düzende inşa ederler. Büyük bir mühendislik harikası sayılabilecek yuvanın koni şeklindeki alt kısmının inşası için seçilen malzemeler de son derece hayret vericidir. Çünkü yuvanın alt girişi, daha aşağıdaki tabakalara suyu hiç bir şekilde geçirmeyecek kadar dayanıklı bir malzeme olan kilden yapılmıştır. Küçücük bir bedene sahip olan rugosum karıncasının, yuvada çiğ suyunun toplandığı alt bölümün su geçirmemesi gerektiğini ve bunun için de en uygun malzemenin kil olduğunu bilebilmesi, kendi zeka sınırları dairesinde imkansızdır.
Cenâb-ı Allah'ın ilhamıyla inşa ettikleri yuvalarında yaptıkları her hareket, ayrı bir hikmet üzere gerçekleşmektedir.
Serap Akıncıoğlu, Yeni Asya, 4 Ağustos 1997.
--------------------------------------------------------------------------------
Çiğ tanelerini toplayan rugosumlar (1)
Çiğ tanelerini toplayan rugosumlar (2)