FETHULLAH HOCA ELİTİST İSLÂM’IN TEMSİLCİSİ

Prof. Ali Yaşar SARIBAY

Fethullah Hoca’nın “Ufuk Turu”nda söylediklerine ilişkin bir değerlendirme istendiğinde İslâmî Araştırmalar dergisinde çıkan “Bilgisayar yardımı ile namaz vakitlerinin tayini” başlıklı çeviri bir makale okuyordum. Hoca’nın söyledikleri üzerine düşünerek sokakta yürümeye çıktığımda önümde yanyana koyu bir sohbet içinde giden türbanlı bir kız ile küpeli bir oğlana rastladım. Tam da gündelik hayatın olağan olmayan bir anındayım, derken, Fethullah Hoca’yı anlamamı sağlayan anahtar kavram aklıma geldi: “Heroic Life”. Sosyolog Mike Featherstone’a ait olan, maalesef Türkçe karşılığını tam bulamadığım bu kavram, dünyevi, sıradan ve olduğu gibi kabul edilen gündelik hayatın aksine; mücadele cesareti, zor olanı başarmak, fazilet, şeref ve şan arayışı etrafında şekillenen olağanüstü bir hayatı ifade eder. Gerçekten de Fethullah Hoca’nın söylediklerinde ve yaptıklarında bu hayat kavrayışı son derecede açıktır. Orta Asya’da yapılanları ancak su katılmamış bir “mücadele cesareti” ile açıklayabilir; medrese anlayışını kolej formu içine yerleştirip pozitif bilimlerde öğrencilerin gösterdikleri başarıyı sadece “zoru başarmak” olarak niteleyebiliriz. Buna bağlı olarak, “Türk insanının bir şey yapamayacağına ben de inandırılmıştım. Türk insanı NASA’da çalışamaz, Türk insanı bir araştırma merkezi kuramaz... Bizi geriye çekip, arka sıraya yerleştirenler, yerimizi pekiştirmek için, sık sık Türk insanının barbar, tarihte yaptığı şeylerin ise kaba kuvvete dayalı olduğunu vurguladılar... Bu yüzden olimpiyatlara katılan arkadaşlarımız, sadece birincilik almakla kalmadılar, esasen bu karanlık çeperi yıktılar. Ve bu milletin mânâ kökünde 7–8 asır evvel gerçekleşen dikey terakkiyi, itilayı yepyeni ufukların da işaretini vererek yeniden gösterdiler..” ifadesini, fazilet, şeref ve şan arayışı değil de, ne olarak niteleyebiliriz?

Bu çerçevede Fethullah Hoca’yı, her şeyden önce, O’nun “Türkiye İslâmı” veya “Türk İslâmı” deyişinde simgelenen dinî milliyetçiliğin “heroic” şahsiyeti olarak değerlendirmek uygun olur.

Öte yandan, Hoca’nın İslâm’a getirdiği yorumların, hem pragmatist bir yaklaşımı yerleştirmeye, hem de popüler İslâmî hayat tarzını sıradanlıktan çıkarmaya yönelik olduğu görülmelidir. Şahsen, Fethullah Hoca’yı ve çevresini şehirli, kitabi, yani elitist İslâm’ın temsilcisi olarak görüyorum. Bununla beraber, Hoca’nın fazlasıyla medyatik hale geldiğini düşündüğüm için, bunun paradoksal olarak İslâmî hayat tarzını yeniden ve daha fazla sıradanlaştıracağı kanısına sahibim. Çünkü, Jean Baudrillard’ın isabetle belirttiği gibi, günümüzde her kişi kendi “görüntüsünü” arıyor. Kendi varoluşunu ileri sürmek artık olanaklı olmadığından, “ne var olmayı ne de bakılıyor olmayı dert etmeksizin boy göstermekten başka yapılacak bir şey kalmıyor geriye.” Bu, insanların her şeyin üstünde bir “imaj” olarak zuhur etmesine, “sığ bir dışadönüklük”ün oluşmasına yol açıyor. “Küçük adamın hissiyatı”, bunu ancak “elit” ve “estetik” ayrıntıları yokeden bir farksızlık temelindeki sıradanlığa dönüştürebilir. Bu anlamda, dindar olsun, laik olsun büyük çoğunluğun Fethullah Hoca’yı onamasına bir raslantı diyebilir miyiz?

Madalyonun öbür yüzüne gelince: Hoca’nın gösterdiği pragmatist yaklaşım, İslâm’ın iç–sekülerleşmesini gerçekleştirici bir rol oynamaya adaydır. Nitekim “herkesle diyalog için paylaşılacak fasl–ı müştereklerin çokluğu”ndan “yaşanan dogmalar savaşı”na dikkat çekiş ve nafile bir “Batı düşmanlığı”nı reddediş, sözkonusu rolün zeminini döşemeye yönelik kabul edilebilir. İslâm’ın iç–sekülerleşmesinin sağlandığı oranda, uçları törpüleyen ortacı bir “itidal”; aynı zamanda Kant’a hayranlık şeklinde dile getirilmiş olan bir aydınlanmacı zihniyet, demokrasinin pekişmesinde inkarı mümkün olmayan bir işlev görebilir. Bunun için “laik” kesimlere düşen görev ise; Hoca ve çevresinin özellikle modernitenin bazı öğelerinin izdüşümünü gösteren söylemini, meşruiyet ve anlam krizini gidermenin tutamağı olarak almaktan çok, genel olarak İslâm’ın demokrasi içindeki yerine oturtma pratiği olarak değerlendirmeleridir.