
“ Heroon biçimine uygun olarak egemen unsurlar şunlardır: Kahraman mezarının bulunduğu veya öyle sanıldığı zemin kat sağlam,yontma taş bir yapı. Yanda küçük bir kapısı var ve bu da yalnız kültle (kurban kanı ve şarap dökerek) ilgili kişilerin içeri girebilmeleri için. Bunun üzerinde bir küçük tapınak veya tapınağa benzer açık bir galeri,dinsel törenler için değil,sadece insan üstü bir varlığın huzuruna sunulmak amacıyla...”
Böylece IV.Tüzyılın Liykia krallarından Perikles’in mezar anıtı ile sarayı ortaya çıkarılmıştır. Heroon’un yeri özenle seçilmiş ve Amphiprostylos (Ön ve arkada iki portikosu olan, ama yanlarda sütunları olmayan tapınak şekli) tipinde yapılmıştır. Bu anıtsal mezarla sanki daha da yüceltilmiştir. J. Borchhardt’ın ekibi burada yaptıkları çalışmalarda taşların bazılarını yerlerine koyarak rekonstrüksiyonunu yapmışlardır. Alınlık bölümünü süsleyen kabartmalardan bazıları bugün Antalya Müzesindedir. Ancak anıtın bazı kabartma ve mimari parçaları evvelce Viyana’ya götürülmüş, bugün Viyana Müzesindedir.
Heroon’un üzerinde durulacak bir özelliği de çatısının ön ve arkasında yer alan ölü sorumluları Hora’lar ve Kharitlerden teşekkül eden karyatidlerdir. Bunlar adeta Periklesin Heroon’unun bekçileridir. Ayrıca yan duvarlar üzerinde, 6 m. uzunluğunda frizler bulunmaktadır. Bu frizlerde dört atın çektiği bir savaş arabası,arkasında kral ve yanındakiler,at üzerinde süvariler,kalkan ve mızraklarıyla piyadeler görülmektedir. Askerlerin kıyafetlerinden bunların Pers ve Lykia’lı oldukları kolayca anlaşılmaktadır. Kuzey alınlıkta Perseus’un Medusa’nın başını kesişi sahnesi işlenmiştir. Akroter’in ortasında ise Perseus.başını kestiği Gorgo-Medusa’dan hızla uzaklaşmaktadır. Köşe akroterlerde ise Medusa&nın kaçışan kardeşleri vardır. Perseus’un işlenişi enteresandır, bu tip konularda Perseus daima Hades başlığı giyer. Burada ise başında Pers krallarının giydiği dik Tiara vardır. Bu Heroon, Perikles’in ölümünden sonra M.Ö. 370 senesinde yapılmıştır.

Toçak Dağı eteklerindeki Tiyatro Turunç ovadan Kumluca’ya giden yol üzerindedir. Tek diazomalı caveası,yarım daire şeklindeki oturma kademeleri denize yöneliktir. Alt kısmında 16 yukarıda ise daha fazla oturma sıraları vardır. Diazomanın arkasındaki 1,5 m. yüksekliğindeki duvarın arkasında cavea’nın çevresini dolaşan ve üstünde diazomaya doğru açıklıkları bulunan üstü kapalı bir geçit yer alır. Ancak erozyon ve deprem nedeniyle tiyatronun büyük bir kısmı yıkılmıştır. Limyra’nın ilk araştırılması sırasında D.de Bernardi Ferrero, Batı Anadolu’daki tiyatroları tanıtırken önceliği bu tiyatroya vermiştir. Limyra’daki 1974 yılı kazı çalışmalarında Scene’nin çevresi temizlenmiş,etrafa dağılan taşları galeriler içerisinde düzenlenen depolarda koruma altına alınmıştır. Orkestra bölümünde 1984-85 yıllarında yapılan kazı çalışmalarında mimari bloklar, scenenin bezemeleri ve oturma kademelerinin bir bölümü ortaya çıkarılmıştır. Her iki yanında büyük, tonozlu birer girişi olan Orkestra tiyatronun ana planına göre orantısız bir büyüklüğe sahiptir. Tiyatronun bazı kesimlerinde dikkati çeken düzensizlikler onun çeşitli evreler geçirdiğine işaret etmektedir. Nitekim M.S. 141-142 yıllarında bu bölgeyi şiddetle sarsan deprem tiyatronun da bir bölümünü yıkmıştır.

Lykialı Opramoas, depremden zarar gören yapıların yeniden onarılması için Lykia birliğine özel servetinden 20.000 dinar yardım yapmış ve bu arada tiyatro da yenilenmiştir. Tiyatronun üstünde Nekropol sahası uzanmaktadır. Çoğunluğu M.Ö. IV.Yüzyılda yapılmış olan ortalama 400 mezar bu kentin Nekropolünün büyüklüğünü , yerleşiminin önemini ve nüfusunun yoğunluğunu göstermektedir. Nekropol alanı batı,doğu ve kuzey olmak üzere üçe ayrılmıştır. Batı bölümündeki en önemli mezar anıtı M.Ö. IV.Yüzyıla ait, hükümdar adına savaşmayı görev sayan sınıfın temsilcisi ve hazinedarı Tebursseli’nin kayaya oyulmuş tapınak cepheli mezarıdır. Mezar kitabesinde şunlar yazılıdır: “ Bu mezarı Tebursseli yaptırdı. Zzaja’nın babası, Perikle’nin krallığında, Lysandros’un kız kardeşini ve Xntabura’nınkini gömdü” Diger bir köşede ise: “ Tebursseli Lysander’in ve kralın onuruna bunu vakfetti. Zafer kazanan Tebursseli,Perikle ile birlikte Arttumpara’yı ve Mpara ordusunu yok ettiğinde, bunu yaptırdı” ibareleri yazılıdır.
Buradaki diğer önemli anıt mezar ise Limyra kralı Perikles’in kardeşi olan Katabura’ya ait olanıdır. M.Ö. 350 tarihine ait olan bu mezarın kaidesi kabartmalarla süslü kaidesinin üzerinde semerdamlı çatısı olan lahid yükselir. Doğu nekropolünde ise IV.Yüzyıla tarihlenen İon sütunlu, kabartmalı mezar da dikkat çekicidir. Bunların yanı sıra Xuwata’nın süt ninesi için yaptıdığı mezar, Kaineus’un mezarları ve bunların üzerindeki Lykçe yazılar ile çifte balta stel buradaki diğer eselerdir.
Kentin doğusunda sütunlu cadde ve Hamam kompleksi son kazılarda ortaya çıkarılmıştır.
Podalia (Podala)
Podalia,Elmalı’ya 25 km. uzaklıkta eski Avlan Gölünden arta kalan ovada,Keramik köyü yakınındadır. Podalia sözcüğü Luwi dilinden türetilmiş olup ”Göllücek” anlamındadır.
Podalia’nın tarihi çağlarına ait bilgilerimiz çok yetersizdir. Lykia eyalet birliğine dahil olan kentler arasında burasının da ismi geçmektedir. Ayrıca yörede bilimsel araştırma da yapılmamıştır. Yalnızca Romalıların buraya egemen oldukları yıllarda kendi adına sikke bastığı bilinmektedir. Bizans döneminde ise Myra metropolitliğine bağlı bir piskoposluk merkezi olmuştur.
Günümüzde, Karemık köyü yakınındaki tepede bazı kalıntılarla karşılaşılmıştır. Bunlar rektogonal tekniğinde yapılmış duvarlara ait parçalardır. Ayrıca Hellenistik çağ ve sonrasına tarihlenen keramik parçaları da yüzeyde çok sayıda bulunmuştur. Bunlar arasında erken Tunç çağına ait keramik parçalarının oluşu Podalia’daki yerleşimin oldukça eskiye indiğini bizlere göstermektedir.