Dinî mes’elelerin ilzam etmek ve susturmak maksadıyla münakaşa ve münazara tarzında anlatılması caiz değildir.

Dini anlattığımız bir yerde itirazlar ve karşı fikirler varsa, orada konuşmayı kesme mecburiyetindeyiz. Devam ettiğimiz takdirde, hem biz günaha gireriz, hem de karşımızdakinin iman durumunu tehlikeye atmış oluruz. Maksat, hiç bir zaman onun sesini kesmek, mat etmek ve fikir üstünlüğü sağlamak değil, maksat Rabbimiz’in sevdirilmesidir.

Bazen münakaşa yapmak, muhatabımızı inadında ısrar etmeğe, hattâ küfür adına bilgisini artırmak için araştırmaya sevkedebilir. İlzam etme, susturma düşüncesi ve fikrî münakaşalar onu inada sevkedecekse, bu tür münakaşalardan mutlaka kaçınılmalıdır. Evet, böyle durumlarda muhatabımız bizi dinlemeyeceği gibi, o da galebe çalmak için hazırlıklı gelecek, bizi dinlemek yerine, kendi soru ve cevaplarını düşünmeyi tercih edecek ve neticede hınç ve öfke dolu olarak yanımızdan ayrılacaktır.