Günümüz dertlerine deva olan kitaplar okunmalıdır:
İlim deyince karşımıza okuma, okuma deyince de neyi nasıl okuma problemleri çıkıyor. Herşeyden önce okunması hayatiyet ifade eden mevzûlar vardır. Kalbinden hasta olan, ya da kansere yakalanmış bir insanın tedavisinde kırık kolun alçıya alınması ya da damarlarından kan kaybeden hastaya penisilin tatbîki veyahut batmakta olan bir gemi kaptanının, tayfaların ellerine birer fırça ve boya tutuşturup, “şu direkleri boyayın” demesi ne ise, kalbî ve rûhî hayatı adına kan kaybeden birinin, mide ve bağırsaklarıyla uğraşılması da aynı şeydir. Evet, bir toplumda Allah ve Rasûlü, Kur’ân ve İslâm bilinmiyor, düşünce hayatında şüpheler, tereddütler cirit atıyorsa, o zaman kalkıp o topluma içtimaî, iktisadî, siyasî doktrin ve prensipler ihtiva eden kitapları tavsiye etmemiz bir işe yaramayacak ve zihin ve ruhlardaki hiçbir problemi çözemeyecektir. Felsefî ve benzeri eserler okuyarak, ya da sadece günlük gazete malûmatı, aktüel mes’elelerin yorumları veya eskilerin menkıbeleriyle, kafalarında ilim ve fikir adına pek çok tereddüt taşıyan insanların karşısına çıkmak, ağızdan dolma tüfekle makinalı tüfeğe karşı koymak gibidir. O halde, evveliyetle günümüzün dertlerine, neslimizin kalb ve vicdan hastalıklarına ve düşünce bozukluklarına derman olacak kitaplar okunmalıdır.