***
DIŞARDA
Points: 39.199, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Burdur Han, Hamam ve Kervansarayları
Burdur Han, Hamam ve Kervansarayları
Susuz Han (Bucak)
Antalya-Burdur karayolu üzerinde, Bucak ilçesi yakınındaki Susuz Köyde bulunan Susuz Han günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir. Susuz Han’ın kitabesi bulunmadığından, yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bununla beraber Gıyaseddin Keyhüsrev’in döneminde (1237-1246) da yapıldığı sanılmaktadır. Buradaki ejder motifli süslemeleri dikkate alınacak olursa I.Alaeddin Keykubat döneminde de yapılmış olabileceği de düşünülmektedir.
Susuz Hanın blok taşlardan oluşan beden duvarlarının mimari parçaları önce hanın öndeki 25 X 26 m. ölçüsündeki kapalı mekanının yapıldığını ardından avlunun yapımına başlandığını göstermektedir. Bu arada bilinmeyen bir nedenle avlunun tamamlanamadığını kemerlerin duvardaki izleri göstermektedir.
Hanın batı yönündeki giriş kapısı diğer Selçuklu han ve kervansaraylarında olduğu gibi beden duvarlarından dışarıya doğru çıkıntı ve üzerinde bezenmemiş hiçbir yüzey parçası bırakmamıştır. Bundan ötürü de Susuz Hanın giriş kapısı kalın taş söveli ve yay kemerli olup Anadolu Selçukluları taş oyma işçiliğinin en güzel örneklerinden birisini ortaya koymaktadır. Kapıda birbirlerinden farklı düzeylerde geniş bordürler halinde geometrik kafes örgüsünü oluşturan bezeme rumili frizler, üzerleri ajurlu yıldızlar, akantus dalları ile görkemli bir görüntü sergilemektedir. Bu bezeme arasında girişin iki yanındaki mihrapçık kemerleri üzerinde ve kemer dolgularında ejder ve melek figürlerinin bulunuşu da dikkat çekicidir. Burada insan başını yutmaya çalışan uzun gövdeli bir çift ejder yuvarlak kıvrımlar yaparak sütun başlarından kemerin en uç noktasına kadar devam etmektedir. Kuşkusuz, Çin sanatında görülen bu tür ejder tasvirlerinin Selçuklular tarafından kullanılmış oluşu, Selçukluların Çinliler ile ilişkilerini göstermektedir.
Giriş kapısı ile aynı eksen üzerinde yer alan, yüksek tonozlu iç mekan dört sıra halinde on altı taş ayak bulunmaktadır. Bunlar hanın içerisini beş nefe ayırmıştır. Bu bölümlerden ortadaki bir kule gibi yükselerek, üzeri kesme taş bir kubbe ile örtülmüştür. Bu kubbenin eteğini balık kılçığı desenli bir silme çevirmektedir. Hanın içerisinde farklı kullanıma göre farklı seviyeler oluşturmuştur. Bunlardan bir bölüm diğerlerinden 80 cm. daha yüksektir. Hanın beden duvarları diğer kervansaray ve hanlarda olduğu gibi dışarıdan gelebilecek bir saldırıya karşı kale görünümünde yapılmıştır. Aydınlatma kuzey ve güney kenarlardaki ikişer, giriş kapısındaki bir mazgal ile sağlanmıştır. Duvarlar dışarıdan altı köşeli, kare ve yuvarlak payandalar ile desteklenmiştir.
Tabak Hamamı (Merkez)
Burdur Ulu Camisi’nin kuzey doğusunda bulunan Tabak Hamamı vakıf kayıtlarına göre 1523 yılında Şeyhülislam Bedayi Efendi tarafından yaptırılmıştır.
Anadolu kasaba hamamlarının bir örneği olan bu hamamın kare planlı bir soyunmalık yeri ve bunun iki yanında sıcaklık kısmı bulunmaktadır. Kiremit çatılı Soyunmalığın kuzey duvarındaki bir kapıdan dikdörtgen planlı soğukluğa geçilmektedir. Soğukluğun iki kenarındaki kemerlerle kara plana dönüştürülmüştür. Üzeri kubbe ile örtülüdür. Bu bölümün kuzey batısında dışarıya doğru çıkıntılar oluşturan helalar ile sıcaklık bulunmaktadır. Sıcaklığın üzeri de pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Bu bölümün yanındaki iki küçük hücre hamamın halvetini meydana getirmektedir.
Hamamın çevresinde yakın tarihlerde kadar görülebilen kalıntıların daha eski dönemde yapılmış bir başka hamama ait olduğu sanılmaktadır.
Baltaoğlu Hamamı (Merkez)
Burdur Çeşmedağı Mahallesi’nde olan Baltaoğlu Hamamı’nın şehrin en eski hamamı olduğu söylenmektedir. Ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Hamam bugün l950’li yıllarda satın alan kişinin ismiyle tanınmaktadır. Klasik hamam düzeninde kubbeli bir yapıdır. Bugünkü durumu ile mimari bir özelliği bulunmamaktadır.
Eskiyeni Hamam (Merkez)
Burdur, Üçdibek Mahallesi’nde bulunan Eskiyeni Hamam şehrin en eski hamamlarındandır. Vakıf kayıtlarından 1803 yılında Mehmet Kethüda tarafından yaptırıldığı öğrenilmiştir.
İncir Kervansarayı
İncir Kervansarayı, Bucak ilçesinin 7 km. batısında İncirdere Köyü yakınındadır. Antalya’dan kuzeye giden kervan yolunun dördüncü konaklama noktasında bulunan bu kervansaray Antalya’ya 90 km, Susuz Han’a da 16 km. uzaklıktadır. Bu kervansarayı Selçuklu sultanı XIII.yüzyılda Gıyaseddin Keyhüsrev bin Keykubat yaptırmıştır.
Avlulu kervansaraylar plan tipinde olan İncir Kervansarayı dikdörtgen planlıdır. Kuzeyde küçük bir tepenin yamacından itibaren başlayan kervansaray yüksek ve kalın duvarlı olarak yapılmıştır. Ancak bu duvarların büyük bir kısmı yıkılmıştır.Günümüze ulaşan kalıntılarından kesme taş duvarları olduğu ve dışarıdan gelebilecek herhangi bir saldırıya karışı dayanma ayakları ile desteklendiği görülmektedir. Kervansarayın duvarları payandalarla desteklenerek dışarıdan gelebilecek hücumlara karşı bir kale görünümünü almıştır.
Kervansarayın doğu duvarları mazgalların alt hizasına kadar toprağa gömülmüştür. Hanın dış duvarları gibi iç yüzeyleri de kesme taşlardan yapılmıştır. Yapının duvarlarında daha önceki dönemlere ait kesme taş ve mimari parçalar kullanılmıştır. Buradaki payandalar arasında kervansarayın aydınlanmasını sağlayan mazgal pencereler açılmıştır. Doğu ve batı yönlerinde ikişer adet, kuzeyde ise tek bir mazgal pencere görülmektedir.
Güney yönündeki avlu duvarlarının orta kesiminde avlu kapısı yer almaktadır. Avlu kapısı oldukça sade motiflerle bezenmiştir.Büyük olasılıkla 42 X 32 m. ölçüsündedir. Kalıntılarından anlaşıldığına göre avlu oldukça geniş dikdörtgen planlıdır. Girişin tam karşısına gelen, tonozlu mekan Selçuklu hanlarının tipik karakterini yansıtmaktadır.
Muntazam kesme taştan yapılmış olan kervansarayın beden duvarları birbirinden farklı olarak kare, beşgen ve yuvarlak payelerle desteklenmiştir. Batı duvarı payeleri kare,kuzey duvarı başındakiler yuvarlak,ortadakiler de beşgen kesitlidir. Bunlardan doğu duvarları çok zarara uğramıştır. Taşların büyük bölümü sökülmüş, mazgalların alt hizasına kadar toprağa gömülmüşlerdir. Buradaki çörtenler toprak zeminine kadar yaklaşmıştır. Kervansarayın duvarlarının iç yüzleri de kesme taşlarla örülmüş olup burada antik çağlara ait taşlar çok az kullanılmıştır.
Girişin sağındaki alçak bir tonozun kilit taşlarından birisi üzerinde aşağıya bakan bir insan bir insan başı kabartması görülmektedir. Kervansarayın giriş kapısı Selçuklu han ve kervansaraylarında olduğu gibi dışarıya doğru çıkıntı yapmaktadır. Kapının iki yanında ince çizgilerle kartuşlara ayrılmış sütunlarla yuvarlatılmıştır. Kapının çevresi çeşitli kompozisyonlarla bezenmiştir. Buradaki bezemeye egemen olan girişin üzerini örten istiridye motifi biçimindeki eğik tonozdur. Bunun üzerindeki bölüm yıkılmış olmasından ötürü bezeme tam olarak anlaşılamamaktadır. Bununla beraber her iki yanda yukarıya doğru yükselen meandr, yarım yıldız motifleri ile birbiri içerisine girmiş geometrik şekiller dikkati çekmektedir. Ayrıca üzengi taşları sırtında güneş tasviri olan bir ayağını kaldırmış aslan kabartmaları ile süslenmiştir. Bunların altında simetrik lotus ve palmetlerin peş peşe sıralandığı iki büyük rozet dikkati çekmektedir. Bu kompozisyon Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında basılmış sikkelerde görülmektedir. İstiridye kabuğu biçimindeki dilimli tonozun kemeri üzerinde dört satırlık kitabe bulunmaktadır:
“Bu mübarek han,ümmetlerin idaresi elinde olan büyük sultan,şahlar şahı,Arap ve Acem efendisi,karaların ve denizlerin sultanı,zamanın zülkarneyn’i, ikinci İskender, inananların emiri, Keyhüsrev oğlu Keykubad oğlu Keyhüsrev’in emri ile 636 (1238-1239) yılında inşa edildi.”
Giriş kapısından sonra kervansarayın kuzey ve güney yönünde simetrik olan bir orta koridor, giriş kapısının iki yanından başlayarak karşılıklı on iki payeyi birleştiren sivri kemerlerin taşıdığı beşik tonozlarla örtülmüştür. Orta bölümün üzeri kare olarak yükseldikten sonra kubbe ile örtülü olmasına rağmen bu kubbe günümüze gelememiştir. Buradaki orta eksinin iki yanında sıralanan payeler sivri kemerlerle birbirleri ile birleştikleri gibi tonoz altında da yine tonozlarla takviye edilmişlerdir.
:rolleyes:
