4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Ana - Baba Hakkı

    Share
  1. #1
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Ana - Baba Hakkı

    ANA-BABA HAKKI

    SORU: Anne baba, "Ya hanımını bırak, ya bizi!" derse ne yapmak lâzım?

    CEVAP: Anne baba böyle demekte haksızdır, yuva yıkmağa hakları yoktur. Anne babaya nasihat etmek lâzım!.. Çünkü, boşanan kadın mağdur olacaktır. Annenin babanın kaprisiyle müslümana böyle bir şey yapılmaz. Diyecek ki: "Ben bu yuvayı bozamam!" Çünkü:

    (Ebğazül halâlü ilallàh, ettalâk) "Allah'ın en sevmediği iş boşanmadır." Evet bir yoldur, bir çaredir ama, boşanmak Allah'ın en sevmediği şeydir. Ancak çok mecbur olunca, belli şartlarda olabilir. Böyle durup duruken karı boşanmaz!..

    --Anam babam istemiyor...

    --Almasaydın!..

    Sonra almış, olmuş bitmiş. Karısı olmuş, çoluk çocuğu olmuş. Olmasa bile mağdur etmeğe hakkı yok!.. Boşanmayı gerektirecek ciddî bir sebep yoksa, annem babam istemiyor diye karı boşanmaz.

    Onlara diyecek ki: "Bu yaptığınız şey doğru değildir. Ben sizi çok seviyorum. Ben size hürmet etmek istiyorum ama, benden bunu istemeyin! Çünkü, Allah'ın rızâsına aykırı... Ben Allah'ın gazabına uğramak istemem, kimsenin hakkını üzerime almak istemem!" diyecek, annesini babasını iknâ edecek.

    Kendisi iknâ edemiyorsa, müftüye, hocaya söyler. Onlar gider, nasihat ederler; olur.

    SORU: Babam din görevlisi... Nafile namaz kılmama, ders ve zikir yapmama okulu ileri sürerek izin vermiyor. Kontrolü dışında vaktim de yok; ne yapabilirim?

    CEVAP: Din görevlisi değil, dinî vazifeleri yaptırmama görevlisi!..

    Zikr ü tesbihatını yolda giderken yapsın!.. Öteki namazları da; zâten evvâbini akşam namazının arkasından kılacak, iki rekât, bir şey değil... İşrak namazı da sabah namazından biraz sonra olacak; o da bir şey değil... Kalıyor duha namazı, gece yatarken abdest alıp namaz kılmak, teheccüd namazı... Onları da yapmağa gayret etsin!..

    SORU: Ben bekârım ve sakal bıraktım. Bekâr olduğum için annem buna karşı geliyor. Bu durumda onlara âsî mi olmuş oluyorum?

    CEVAP: Sakalı kesmek haramdır. Sakalı bırakmak, hadis-i şeriflerde tavsiye edilmiş bir sünnettir. Şimdi bizim Türkiye'nin şartları dolayısıyla memurlar bırakamıyor, askerler bırakamıyor vs. mâzeretler oluyor. Bırakmaya durumu müsâit olanların bırakması lâzımdır, kesmesi günahtır. Mâzereti olanlar, mâzeretlerini Allah'ın huzurunda kabul ettirebilirlerse, mâzur olurlar; kabul ettiremezlerse, vebal altında kalırlar.

    Eğer annesi babası râzı gelmiyorsa, "Bu bir vazifedir anneciğim!" diye yumuşak yumuşak söylemeli, gönüllerini almağa çalışmalı... Politika ile, gönüllerini okşayarak, onları kırmamağa gayret etmeli!..

    SORU: Annem önceleri açıkmış, namazlarını kılmamış. Şimdi kapandı, geçmiş namazları vakit namazlarının arkasından kaza ediyor. Dedem, "Sen hep uzun namaz kılıp ev işlerini yapmıyorsun!" diye anneme kızıyor, beddua ediyor. Bu beddualar kabul olur mu, yoksa dedeme mi geçer?

    CEVAP: Bu beddualar kabul olmaz; çünkü, namaz kılıyor diye beddua ediyor. Haksız bir beddua... Dede yaşlı olduğu için, yetmiş yaşından sonra ihtiyarlık alâmetleri belirdiği için, böyle acaib şeyler yapabiliyorlar. Onların da affolunacağına dair hadis-i şerifte işaretler var... Seyyiatı siliniyor, hasenatı yazılmaya devam ediyor. Yâni, namaz kılarsa sevap kazanıyor; ihtiyarlıktan, bunamaktan dolayı günah işlerse, onların kusuruna bakmıyor Allah... Böyle bir mazeret durumu oluyor.

    Bedduası geçmez, ondan korkmayın!..

    SORU: Evli ve iki çocuk babasıyım. Seksener yaşında olan ana babamın yanında kalıyorduk. İslâmî yaşantıma müsaade vermeyen, akla gelmedik aşağılayıcı zulümler yapmaları nedeniyle, beş yıl önce kendi istekleriyle evimizi ayırdık. Bir ay sonra yalvardılar, ağladılar, tekrar geri getirdiler. Aradan beş yıl geçmesine rağmen zulüm daha da arttı. En son, evlatlarımın terbiyesiyle ilgili ailevî münazarama karışıp benimle kavga ettiler ve evden attılar.

    Bunun üzerine ayrı ev tuttum. Üç ay sonra anne ve babam hüngür hüngür ağlayarak tekrar eve dönmemizi istiyorlar. Ben de, "Bakılmaya ihtiyacınız varsa, buyurun, bizim eve gelin!" dedim; kabul etmediler. Hanımım da zâten gitmek istemiyor. Eğer gidersem, ailem dağılacak. Annem babam da, "Gelmezsen hakkımızı helâl etmeyiz!" diyorlar. Ne yapayım?

    CEVAP: Anne ve babaya hürmet etmek, itibar etmek, hizmet etmek evlâdın vazifesidir. Onlara hizmette kusur etmeyecek, gönüllerini alacak, zulüm de etmesine fırsat vermeyecek; basiretli bir yönetim gösterecek.

    Hayatta işler kolay değildir muhterem kardeşlerim! Her işin bir çatal tarafı, çetrefil tarafı, pürüzlü tarafı vardır. Hiç bir iş kolay değildir. Ticarethanede de böyledir.

    Burda bir problem var... Ana baba biraz ihtiyar... Yetmiş seksen yaşına gelen bir insanın beyin damarları kireçleniyor, ahlâkı değişiyor. halim selim olan bir insan, cadaloz oluyor, kavgacı oluyor. Bu bir çeşit hastalıktan... Onları hoş göreceksiniz, "Ha... ha..." diyeceksiniz, "Ağasın, paşasın..." diyeceksiniz, idare edeceksiniz. Yolda yolunuzu bir sarhoş kesse, nasıl idâre-i maslahat ediyorsanız, anneyi babayı da idare edip gönlünü alacaksınız.

    Beraber oturmanız uygun olmuyorsa, arada sırada giderek, hediye alarak gönüllerini hoş edeceksiniz. İhtiyarlayınca hastalıklar olabiliyor. Bunu üstüne bastırarak söyleyeyim, çok yakından biliyorum, yetmiş seksen yaşına gelince bunama halleri gibi, bir takım ahlâk değişiklikleri olabiliyor.

    SORU: Bir kişinin anne ve babasına öf bile demesi doğru değilken, annesi veya babası kötü yolda ise ona karşı nasıl bir tavır takınması gerekmektedir?

    CEVAP: Anne ve baya öf bile dememeyi Kur'an bize tavsiye ediyor:

    (Velâ tekul lehümâ üffin) "Üf bile deme onlara!" Yâni, "Saygıda son derece dikkat et!" demek...

    Annesi babası doğru yolda değilse, doğru yola girmesi için çalışacak. Çünkü, annesi babasıdır. Bu tarzda giderse cehenneme gidecek. Ona râzı gelmediği için, yumuşak yumuşak, tatlı tatlı yola gelmesi için uğraşacak. Kızdırmadan, iyice köpürtürmeden, şaşırttırmadan doğru yola getirmeğe çalışacak. Dua edecek, yalvaracak, yakaracak, bir politika güdecek...

    Muhterem kardeşlerim! İslâm büyük ölçüde politikadır. Şimdi diyeceksiniz ki: Nasıl bir şey bu?.. Yâni, aklını basîretini kullanmak... Usta bir tezgâhtarın, malını satmak için uğraştığı gibi, vitrini süslediği gibi, malı silip câzib hale getirdiği gibi; Müslüman da müslümanlığı yaymak için, karşıdaki insanı hak yola çekmek için fırsat arayacak!.. Zekâ işi yâni...

    Çareler aralacak, uygun zamanlar kollayacak, doğru yola getirmeğe çalışacak!.. Annemiz babamız için de öyle, konu komşu için de öyle, herkes için öyle...

    SORU: Bir arkadaşımızın babası kötü yolda ama, işi iyi... O çocuğun babasının yanında çalışması mı iyi, yoksa el yanında çalışıp da kendi yolunu kendi çizmesi mi lâzım?..

    CEVAP: İşi iyi ise, babasının yanında çalışır, babasına da göz kulak olur; babasının yanında çalışması uygun olur. İşi haramsa, o zaman başka yerde çalışması lâzım!..

    SORU: Ölmüşlerimiz için yemek vermek ne derece doğrudur?

    CEVAP: Peygamber Efendimiz'e birisi geldi. Dedi ki: "Yâ Rasûlallah! Annem öldü. Bana hiç vasiyette bulunmadı. Ben şimdi onun nâmına bir çeşme yapsam, sevabı ona gider mi?" dedi. Peygamber Efendimiz, "Gider." dedi. Onun üzerine o çeşme yaptı ve üstüne de yazdı: "Bu, Sa'dın annesinin çeşmesidir." diye.

    Bu gibi hadislerden biliyoruz ki, yaşayan bir evlât veya bir yakın, ölen bir kimse için bir hayır yaparsa, onun sevabı ölüye gider. Bir Kur'an okursa bağışlarsa, sevabı gider. Bir sadaka verirse bağışlarsa, sevabı gider.

    Yemek de onun için doğrudur. Fukarayı doyuruyorsun veyahut dostlara ziyafet çekiyorsun; her ne şekilde olursa olsun, sevabını bağışladığın zaman, ona gider.

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: Ana - Baba Hakkı

    İmam-ı Nesefi hazretleri bildiriyor ki:
    Ana-babanın evladı üzerinde seksen kadar hakkı vardır. Kırkı sağlığında, kırkı vefatından sonradır. Sağlığında olan kırk haktan onu bedenle, onu dil ile, onu kalble, onu da para iledir.

    Bedenle olan hakları:
    1- Hizmet ederek rızalarını almak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur.) [İslam Ahlakı]

    (Ana-babasını dine uygun hizmetleriyle razı eden, Allahü teâlâyı razı etmiş olur, onları gazaplandıran, Allahü teâlâyı gazaplandırmış olur.) [İbni Neccar]

    (Ana-babası, yanında ihtiyarladığı halde, [rızalarını alamayıp] Cenneti kazanamayanın burnu sürtsün.) [Tirmizi]

    Ana-babaya hizmette kusur etmemelidir. Hazret-i İbni Abbas, "Ana-babana karşı, kusurlu, güçsüz, aşağı bir kölenin, sert, kaba efendisine karşı bulunduğu hâl üzere ol!" buyurdu.
    Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Anneye yapılan iyiliğin ecri iki mislidir.) [İ.Gazali]

    (Önce annene, sonra babana, kız kardeşine, erkek kardeşine ve sırası ile diğer yakınlarına iyilik et!) [Nesai]

    (Veysel Karani’nin kavuştuğu bütün ihsan ve dereceler, anasına yaptığı iyilik sebebiyledir.) [R.Nasıhin]

    (Ya Resulallah, annem müşriktir. Ona iyilik etmem caiz midir?) diye sorana, (Evet, annene iyilik ve ihsanda bulun!) buyuruldu. (Ebu Davud)

    Her Peygamber, kendi annesinden de üstündür. Buna rağmen, Peygamberler de annelerine hürmet ve hizmet etmişlerdir.

    Kâfir olan ana-babaya hizmet etmek, nafakalarını vermek, ziyaretlerine gitmek gerekir. Küfre sebep olan şeyleri yaptıracaklarından korkulursa, ziyaretlerine gidilmez. Kâfirlerle birlikte yiyip içmek, bir iki kere caizdir. Her zaman ise, mekruh olur. (Bezzâziyye)

    Hazret-i Musa, Cennetteki komşusunun kim olduğunu Hak teâlâdan sorup öğrendikten sonra yanına gider. Bu bir kasaptır. Kasap, bir parça et pişirir. Asılı zenbili aşağı alır, çok zayıf bir kadına et ve su verir. Üstünü başını temizleyip, zenbile koyar. Kasap, (Bu annemdir. Yaşlanıp bu hale girdi; sabah-akşam böyle bakarım) der. Kasabın annesinin, (Ya Rabbi oğlumu Cennette Musa aleyhisselama komşu eyle) dediğini Hazret-i Musa da işitir. Kasaba, (Müjde, Allahü teâlâ, seni Musa aleyhisselama komşu etti) buyurur. (Şir’a)

    2- İyilik etmek. Ana-babaya iyilik ve ihsan, evlada farzdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Ana-babasına iyilik eden evlat, Peygamberlerle beraber Cennete girer.) [İ.Rafii]

    (Ana-babasına iyilik edenin ömrü uzun, rızkı bereketli olur.) [İ.Ahmed]

    (En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdan sonra ana-babaya iyiliktir.) [Müslim]

    (Ana-babaya ihsan, bedbahtlığı saadete çevirir, ömrü uzatır ve insanı kötü ölümden korur.) [Ebu Nuaym]

    (Ana-babanıza ihsan ederseniz, çocuklarınız da size ihsan eder.) [Taberani]
    (Sen de malın da babana aittir.) [İbni Mace]

    3- Asi olmamak, karşı gelmemek. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Ana-babaya karşı gelmek büyük günahtır.) [Buhari]

    (Ana-babasına asi olan Cennete giremez.) [Nesai]

    (Ana-babasına karşı gelenin ömrü bereketsiz ve kısa olur.) [İslam Ahlakı]

    Ana-babanın ve hiç kimsenin, dine uymayan emri yapılmaz. Fakat, ana-babaya, yine tatlı söylemek, onları incitmemek gerekir.

    Ana-baba kâfir ise, onları kiliseden, meyhaneden, sırtta taşıyarak bile, geri getirmek gerekir. Fakat, oralara götürmek gerekmez.

    Ana-baba zalim de olsa, onlara karşı gelmek, onlarla sert konuşmak caiz değildir.

    (Ya Resulallah, yaşlı anama elimle yedirip içiririm. Abdestini aldırır, sırtımda taşırım. Hakkını ödemiş olur muyum?) diye soran kişiye buyurdu ki:
    (Hayır, yüzde birini bile ödemiş olamazsın. O sana, yaşaman için hizmet ediyordu, sen ise, ölümünü bekleyerek hizmet ediyorsun. Ancak Allahü teâlâ, bu az iyiliğine karşılık çok sevap ihsan eder.) [R.Nasıhin]

    Bir zat, (Ya Resulallah, ana-baba, evladına zulmetse de rızalarını almayan Cehenneme girer mi?) diye sorunca, cevaben 3 defa (Evet zulmetseler de rızalarını almayan Cehenneme girer) buyurdu. (Beyheki)


    Ana-baba kötü bile olsa, yine onlarla iyi geçinmelidir! Ziyaretlerini terk etmek büyük günahtır. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı mektup yazarak, telefon ederek, bu günahtan kurtulmalıdır!
    Kur'an-ı kerimde 3 şey, 3 şeyle beraber bildirildi. Biri yapılmazsa, ikincisi kabul olmaz. Peygambere itaat edilmezse, Allah’a itaat edilmiş olmaz. Ana-babaya şükredilmedikçe, Allahü teâlâya şükredilmiş olmaz. Malın zekatı verilmedikçe, namazlar kabul olmaz. (Tefsir-i Mugni)

    4- İtaat etmek, karşı gelmemek, günah olmayan emirlerini yapmak.
    Hazret-i Musa, Allahü teâlâdan 9 defa nasihat istedi. Hepsinde de, ana-babaya itaat etmesi emrolundu. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Ana-babaya itaat, Allah’a itaattir, onlara asi olmak, Allah’a asi olmaktır.) [Taberani]
    Babasına asi gelen, çocuğundan mürüvvet göremez, muradına kavuşamaz, ailesi ile geçinemez, evinin tadı bozulur. (Şir’a)

    5- Sert bakmamak, şefkatle, sevgi ile bakmak. Ana-babasına şefkat ve sevgi ile bir defa baksa, kabul edilmiş bir hac sevabına kavuşur.

    Peygamber efendimiz (Ana-babanın yüzüne merhametle bakana, hac ve umre sevabı yazılır) buyurunca, (Günde bin defa bakarsa da böyle midir?) denildi. Cevaben buyurdu ki:
    (Günde yüzbin defa baksa da...) [R.Nasıhin]
    Yine buyurdu ki:
    (Ana-babanın yüzüne sevgi ile bakmak ibadettir.) [Ebu Nuaym]

    6- Üzmemek, incitmemek, rızalarını kazanmak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Rabbin rızası, ana-babanın rızasında, gazabı da, ana-babanın gazabındadır.) [Buhari]

    (Ana-babasının rızasını alan mümine Cennetten iki kapı, üzene de Cehennemden iki kapı açılır.) [Beyheki]

    (Ana-babasını razı eden mümin, ne yaparsa yapsın Cehenneme girmez, inciten de Cennete girmez.) [Şir’a]

    (Hak teâlâ, bazı günahların cezasını kıyamete kadar geciktirir. Ana-babaya isyan bundan müstesnadır.) [Hakim]


    7- İzinsiz sefere gitmemek.
    Hacca giderken, muhtaç olmayan ana-babadan izin almak sünnettir.
    Ana-baba muhtaç ise, izinsiz gitmek haramdır. Ana-babası muhtaç olmayan, onlardan izinsiz farz olan hacca gidebilir. Fakat nafile olan hacca izinsiz gidemez. (Redd-ül Muhtar)

    8- Saygıda, hürmette kusur etmemek. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Büyüğünü saymayan bizden değildir.) [Tirmizi]
    Onları görünce ayağa kalkmak, yanlarına gitmek, onlar oturuncaya kadar ayakta durmak, izinsiz oturmamak gerekir. Otururken edepli oturmalı, ayağını uzatarak oturmamalı, bacak bacak üstüne atmamalıdır. Onlar bana bir şey demiyor diye bunları ihmal etmemelidir.

    9- Onlarla yolda giderken, arkalarından gitmek. Zaruretsiz önlerinde yürümemek.

    10- Çağırınca, hemen kalkıp yanlarına gitmek, buyurun demek. Ana-baba çağırınca, farz namazı bozmak caiz olur ise de, ihtiyaç yoksa, bozmamalıdır. Sünnetler bozulur. Hak teâlâ buyurdu ki:
    (Ya Musa, benim indimde çok ağır ve büyük bir günah vardır ki, o da, ana-baba evladını çağırınca, emrine uymamasıdır.) [İslam Ahlakı]


    Dil ile olan hakları:
    1- Yumuşak söylemek, tevazu etmek. Öf bile dememek. Hak teâlâ buyuruyor ki:
    (Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik.) [Ahkaf 15]

    (Rabbin, yalnız kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine öf bile deme; ağır söz söyleme, onlarla yumuşak ve tatlı konuş, onlara acı, tevazu kanadını gerip "Rabbim, küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et" diye dua et.) [İsra 23, 24]

    Hasan-ı Basri hazretleri buyurdu ki:
    (Âlim bir evladın ana-babası kâfir olsa, kuyudan su çekmeleri için ona muhtaç olsalar, o da birkaç kova çektikten sonra öf dese, bu sebeple bütün amellerinin sevabı yok olur.)

    2- Konuşurken sesini, onların sesinden yüksek çıkarmamak.

    3- Yanlarında çok konuşmamak, edebi aşmamak. Ana-baba bildiği şeyleri de anlatsa, yine aynı şeyler mi dememek. Hiç duymamış gibi can kulağı ile dinlemek.

    4- Kaba, dokunaklı ve argo söz söylememek. Mesela iki kardeşi olan biri, öteki kardeşini kastedip (Oğlun şunu yaptı. Ben yapsam kıyameti koparırdınız) veya (Anne torunu tepene çıkartıyor, çok şımartıyorsun. Söz dinletemiyoruz) gibi sözlerle ana-babayı üzmemelidir. Çocuklarını ana-babanın yanında dövmemeli, azarlamamalıdır. Böyle şeyler ana-babayı üzer.

    5- Hanımını onlardan üstün tutmamak. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
    (Hanımını anasından üstün tutana lanet olsun! Onun farz ve diğer ibadetleri kabul olmaz.) [Şir’a]

    6- İsimleri ile çağırmamak, sözlerini kesmemek, sözlerinin arasına girmemek. Bilgiçlik taslamamak. Ana-baba yanlış da söylese, öyle değil diyerek itiraz etmemek.

    7- Ana-babanın arasını açacak söz ve hareketlerden uzak durmak. Ana-baba ile oğul veya kızın arasını açacak işlerden uzak durmak. Gelinleri, ana-baba ile oğullarının arasını açacak sözlerden uzak tutmalıdır. Peygamber efendimiz, (Ana ile oğulun arasını açana lanet olsun) buyurmuştur. (Gunye)

    8- Konuşurken, yap, yapma gibi ifadeler kullanmamak. Yapar mısın gibi ricada bulunmalıdır.

    9- Hayır dualarını almak. Ana-baba duasını ganimet bilmek. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Üç kişinin duası kabul olur. Ana-baba, mazlum ve misafirin duası.) [Tirmizi]

    (Ana-babanın duası, ilahi hicaba ulaşır, duaları kabul olur.) [İbni Mace]

    10- Beddualarını almamak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Ana-babanın çocuğuna ve mazlumun zalime olan bedduaları, reddolmaz.) [Tirmizi]

    (Kendinize, evladınıza ve malınıza beddua etmeyin! Duaların kabul olduğu bir saate rastlar da bedduanız kabul olur.) [Müslim]

    Ana-baba çağırdığı zaman herhangi bir işle uğraşırsan, hemen onu terk edip, derhal ana-babanın emrine koş! Anan-baban sana kızıp bağırırsa, onlara sen bir şey söyleme! Ananın-babanın duasını almak istersen, sana emrettikleri işleri çabuk ve güzel yapmaya çalış! Bu işini beğenmeyip sana gücenmelerinden ve beddua etmelerinden kork! Sana darılır iseler, onlara karşı sert söyleme! Hemen ellerini öperek gazaplarını teskin et! Ananın-babanın kalblerine geleni gözet! Çünkü senin saadet ve felaketin, onların kalblerinden doğan sözdedir. Anan-baban hasta ise, ihtiyar ise, onlara yardım et! Saadetini onlardan alacağın hayır duada bil! Eğer onları incitip, beddualarını alırsan, dünya ve ahiretin harap olur. Atılan ok tekrar geri yaya gelmez. Onlar hayatta iken, kıymetini bil!

    Kalb ile olan hakları:
    1- Acımak, merhamet etmek. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Merhamet etmeyene, merhamet edilmez, acımayana acınmaz.) [Müslim]

    2- Sevmek. Her fırsatta ana-babanın ellerini öpmeli, sevdiğini hissettirmelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Annesinin ayağını öpen, Cennetin eşiğini öpmüş olur.) [Şir’a]

    3- Sevinçlerine sevinmek. Bir şeye sevinince, (Ne iyi olmuş, hayırlı olsun) gibi sözlerle memnuniyetini bildirmelidir.

    4- Üzüntülerine üzülmek, dertleri ile hemdert olmak. Bir şeye üzülmüşlerse, (Geçmiş olsun) diyerek ilgilendiğini, üzüldüğünü bildirmeye çalışmalıdır.

    5- Çok söylemelerinden incinmemek. İncinse bile, kesinlikle incindiğini hissettirmemek.

    6- Sitem ve cefalarına kızmamak. Sözlerini hiç duymamış gibi hareket etmek.

    7- Onlardan razı olmak. Ne yapıp yapmalı, onların rızalarını almaya çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlânın rızası ana-babanın rızasındadır.) [R.Nasihin]

    8- İncitmekten çok korkmak. İsra suresinin 23. âyet-i kerimesinde ana-babaya iyi davranmak, onlara yumuşak ve tatlı söylemek emredilmektedir. Gaflete düşüp ana-babanın kalbini kırarsan, derhal rızalarını almaya çalış, yalvar ve ne yaparsan yap, onların gönlünü al!

    9- Nazlanmamak. Aksine onların nazına katlanmalıdır. Çünkü ana-baba küçükken bizim çok nazımızı çektiler. Nazlanma sırasının onlarda olduğunu unutmamalıdır.

    10- Sıkıntı görse de, ölseler de kurtulsak diye düşünmemek, çok yaşamalarını arzu etmek. Onlar, bizden çok sıkıntı gördükleri halde, yaşamamızı istemişlerdi. İcabında kendileri aç durup bizi doyurmuşlardı.

    Mal, para ile olan hakları:
    1- Kendinden önce, onlara elbise almak. Kendi yiyeceğinden iyisini onlara vermek.

    2- Uzakta iseler ziyaretlerine gitmek. Ana-baba ve mahrem akrabaları ziyaret etmek vaciptir. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı mektup yazarak bu günahlardan kurtulmalıdır. Ziyarette sıra, ana, baba, evlat, dede, nine, kardeş, amca, hala, dayı ve teyzedir.

    3- Beraber yemek.

    4- Arzularını sormak, öğrenip yerine getirmek.

    5- Evlerini temizlemek, boyamak, tamir etmek.

    6- Para vermek. İhtiyaçları olup da söyleyemezler belki.

    7- Malı, parayı onlara serbest etmek. Ne zaman isterseniz, malım, param size feda olsun demeli, bir kızgınlıkları varsa, bu yolla onları teskin etmelidir. Ana-babaya harcanan paradan sual olunmaz. Muhtaç olan ana-babaya yardım farzdır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
    (Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolculara infak edin!) [Bekara 215]

    8- Ara sıra güzel yemek yapıp, davet etmek. Gönülleri ister de, belki söyleyemezler.

    9- Dostlarını, dost bilip davet ederek gönüllerini almak. Düşmanlarından da uzak durmaya çalışmak.


    alıntı
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Ana - Baba Hakkı

    ellerinize, emeğinize sağlık
    cezakallahu hayran...
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 42.870, Level: 100
    Points: 42.870, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 4,9%
    Overall activity: 4,9%
    Achievements
    Zümrüt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Yer
    ıstanbul rize
    Mesajlar
    7.510
    Points
    42.870
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    24

    Standart Cevap: Ana - Baba Hakkı

    ellerinize, emeğinize sağlık
    cezakallahu hayran...

    Mecnun Misali Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama.
    Çünkü seni AŞK Çöllerinde Gezdirip Duran Leylâ Değil Mevlâ’dır Hep…

Benzer Konular

  1. İslam'da Anne ve Baba Hakkı
    By Zümrüt in forum İslam'da Aile hayatı,
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 11.06.09, 14:13
  2. Ana Baba Hakkı Gözetilmelidir
    By Konyevi Nisa in forum İslam Hakları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.01.09, 13:06
  3. Ölmüş ana baba hakkı
    By Konyevi Nisa in forum İslam Hakları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 19.11.08, 13:47
  4. Kuran’da Anne Baba Hakkı
    By Reyhani in forum Kuran-ı Kerim
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.10.08, 12:20
  5. Anne Baba hakkı !
    By ArzuNur in forum İslam Hakları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08.10.08, 11:42

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •