kavl-nâme
kuşlarının dahî küsûf tutturduğu bir kentin isyanıyım
gözlerimin çeperine hapsolan alev topları ile
nicedir çığırtkan sancıları susuyorum içimde.
devrik hüzün saklısı bir düşün evvelcesinde
kalbimde bir fâilin attığı ilmekler var
içimde ağır çekim daralma
bu bahiste sır verdim kuşların kanatlarına,
kuşların kanatlarına kül verdim
bir mumun bağrından soludum tüm idamlık kelimelerimi
yokuş yukarı akan su, içeri çoğalan dalga
ellerimi külhânda bıraktı bîçârem
ufkuma gerdiğin cümle içinde yarım kaldım ya
yüreğinin kavlince sevgilim, beni sana sakla!
acının tüketişinden ilham alır her güzellik
ben görünüşte yalnız, lâkin aşk kadar kalabalık bir meczup
saçlarımın her bir teline sinen güz vedası
ve
kirpiğime inen gri fırtına ile
kuşandım tükenmişliğini bu uykusuz şehrin
ey aşkını başıma vuran,
ey aşkına başımı vurduğum!
yalınayak sevgimi taraçada bırakma
tut savur benden beni!
senden gayrı kalmasın hiçbir şey geriye!
güle yeminler eden uzun boylu hüznüm ile
seni kalbimden seyretmeliyim
en karasından şerhler düşmeliyim gözlerine
alnımı daldırdığım cinnet
aşkın bastığı toprağa sürgün
gözlerimin seferiliğinden gözlerimi alıver
seni bana talân eden kuşlara hükmünü geçir
bu kuru sıkı iklimden geçerek
ben, çileden zafer çıkarmaya yeminli
esaretimi çoğaltsa da nüktesiz kırıklığım,
sırtımı sıvazlayan yangının kokusu ile
beni sana yor sevgilim, yüreğinin kavlince
beni sana yor!
Alıntı