***
DIŞARDA
Points: 60.713, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Yarım Kalan Aşk
Yarım Kalan Aşk
Kendi ismine gelmiş bir zarf buldu.
İçinde, çiçekli bir kağıt üstüne, şu satırlar yazılıydı:
"Rasim Bey,
Ben sizi uzaktan uzağa seven bir genç kızım.
Çok güzel olduğumu korkmadan söyleyebilirim.
Dünyada en büyük emelim sizin tarafınızdan sevilmek ve
Sizin karınız olmaktır.
Fakat yaşlarımız çok küçük olduğu için zannederim ki
Birkaç sene beklemek gerekecek.
Şimdilik kendimi size tanıtmayacağım.
Mektuplarınızı ..... adresine taahhütlü olarak gönderiniz.
Benim çok mutaassıp bir beybabam vardır ki,
çok az sokağa çıkmama müsaade eder.
Bununla birlikte belki bir gün ayaküstü görüşebiliriz.
Kendimi şimdiden sevgiliniz ve nişanlınız saydığım için
Sizinle görüşmeyi fena ve ayıp bir şey saymıyorum.
Evde yalnızlıktan çok canım sıkılıyor.
Mektuplarınız benim için bir teselli olacaktır."
On altı yaşına gelmiş her okul çocuğu gibi,
Rasim için de hayatta sevilip sevmekten daha önemli bir şey yoktu.
Bu mektubu okur okumaz yüreğine bir ateş düştü.
Tanımadığı bu kızı deli gibi sevmeye başladı.
O gece sinemaya gidecekti, vazgeçti, erkenden odasına çekilerek
Kendisini seven bu genç kıza uzun bir mektup yazdı.
Mektubu posta kutusuna attığı zaman birdenbire
On yas büyümüş gibi gurur duyuyordu.
İsminin Bedia olduğunu söyleyen bu genç kız,
Rasimin mektuplarına düzenli olarak cevap veriyor,
eğer bir iki . gün geciktirecek olursa kıyametleri koparıyordu.
"Sizi ne kadar sevdiğini ve sizin mektuplarınızdan başka
tesellisi olmadığını söyleyen bir zavallı kızın
gözlerini yollarda bırakmak doğru olur mu?
Hem mektuplarınızı çok kısa yazıyorsunuz.
Bir rica daha:
Mektuplarınızı biraz okunaklı yazıyla yazamaz mısınız?"
Genç okullu, akşamları erkenden odasına kapanıyor,
Sevgilisine .
kendini beğendirmek için saatlerce müsveddeler yaparak,
kitaplar gibi uzun mektuplar yazıyordu.
Bedia aynı zamanda meraklı bir kızdı.
Bazen şöyle sorular sorduğu da oluyordu:
"Evlendiğimiz zaman balayımızı geçirmek için acaba
İtalyaya mı gidelim, İsveçe mi?
Bu iki memleket acaba nasıldır? Halkı nasıl yaşar ne iş görür?
Oralara gitmek için hangi denizlerden hangi memleketlerden geçilir?"
Yahut da "Sen Abdülhak Hamit Beyin Esberini okudun mu?
Nerelerini en çok beğendiysen yaz da ben de okuyayım...
"Genç okullu, nişanlısına karşı küçük düşmemek için,
coğrafya ve edebiyat kitapları karıştırıyor, onun istediği
bilgiyi toplamak için günlerce çırpınıyordu.
Bedia bir mektubunda ona şöyle darıldı:
"Sizinle muhakkak görüşmeye karar vermiştim.
Dün okul dönüşünde yolunuzu bekledim.
Fakat bir genç kızın sevgilisi olduğunuzu hatırlamamış,
çok fena giyinmiştiniz.
Üstünüz başınız, ayakkabınız çamur içindeydi.
Çocuk gibi arkadaşlarınızla mı boğuştunuz acaba?
Bunu görünce sizi mahcup etmekten korkarak yanınıza gelemedim."
Rasim fena halde utandı ve üzüldü.
O günden sonra olağanüstü dikkat ve özenle giyinmeye başladı.
Bedia bir kere de onun okuldan çıkar çıkmaz eve gitmemesinden,
geceye kadar sokakta dolaşmasından şikayet etmişti.
Acaba kendisi evde onun için ağlarken,
O, başka kızların peşinde mi geziyordu?
Rasim dünyada Bediasından başka hiçbir kızı sevemeyeceğini
yeminlerle yazdı ve sokakta dolaşmaya, tesadüf ettiği kızlara
göz ucuyla bile bakmaya cesaret edemez oldu.
Bir akşam, Rasimin annesi Nedime Hanım kocası
Ahmet Beyi matemli bir çehre ile karşıladı, ağlamaklı bir tavırla:
"Ah Bey, başımıza gelenleri sorma.
Oğlumuza Bedia isminde bir kız musallat olmuş.
Bugün Rasimin odasını düzeltirken mektuplarını buldum.
Evladımız elden gidiyor. .
Bir çare bul."
Ahmet Beyde hiçbir meraklanma işareti görünmüyor,
tersine kıs kıs gülüyordu. Sesini alçaltarak:
"Korkma Hanım," dedi, "oğlana aşk mektuplarını yazan kız benim!
Oğlandaki haylazlık arttıkça artıyordu.
Ne okuldaki öğretmenler, ne ben, bütün gayretimize rağmen,
ona doğru dürüst yazmayı bile öğretemiyorduk.
Nihayet düşüne düşüne bu çareyi buldum.
Rasimin kıza yazdığı mektuplar sayesinde
yeni yazıyı mutlaka öğreneceğinden ve bu sene
sınıfı geçeceğinden eminim.
Doğrusunu istersen, ben de
eski yazıyı bir zamanlar sana mektup yaza yaza öğrenmiştim."
RESAT NURI GÜNTEKIN
Ne Dersiniz her yaşta böyle hüsranla sonuçlanan insanların yıkıldığı
hayal mahsülüde olsa tek taraflı AŞK lar yaşanmışmıdır
alıntı
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...