7 sonuçtan 1 ile 7 arası

Konu: Dikkat Yazılı Var

    Share
  1. #1
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Dikkat Yazılı Var

    DİKKAT YAZILI VAR

    Derleyen: Ahmet GÜLÜM


    ::



    Sunuş




    Elinizdeki bu kitapta yer alan yazılar, daha doğrusu öğrencilerin

    sınavlara veya anketlere verdikleri yanıtlardan seçmeler

    uzun bir uğraş sonucu bir araya getirildi. Öğretmenliğim sırasında

    yazılılara verilen çok ilginç, çok komik yanıtlarla ve olaylarla

    karşılaştım. Bu yazıları bir yerlere not aldım. Bulunduğum

    ortamlarda zaman zaman bu yazılardan örnekler okuduğumda,

    yolu okul sıralarından geçen herkesi bir ölçüde ifade ettiği için

    olacak yoğun ilgi gördü. Yazıların kitaplaştırılması fikri işte bu

    süreçten sonra ortaya çıktı. Farklı branşlardaki öğretmenlerin

    aldığı notlar da kitabın daha geniş bir öğrenci kesimini ifade

    etmesini sağladı.



    Bu aşamada yazılan daha geniş bir kesimle, özellikle de yazıların

    asıl sahibi öğrencilerle paylaşmak için çalışmalar başladı. Yazıları

    derlerken asıllarını bozmamak için kelime, harf, cümle düşüklüğü

    gibi yazım hatalarını aynen koruduk. Bu yazıların içtenliğini

    bozmamak için matbaa harfleri yerine el yazısı kullanmayı

    tercih ettik. Bunun okumada güçlük yaratmamasını umarız.



    Öğrenciler belki de en güzel en içten ve ilginç yazılarını yazılı

    sınavlar, kompozisyonlar ve onlara uygulanan anketlerde yazıyorlar.

    Öğrencilerin yazdıkları kendilerine okunduğunda utancından

    sıranın altına girenlere, kendi yazdıklarına şaşıp kahkahayla gülenlere,

    daha birçok şaşkınlık gösterilerine tanık olduk. Bu da yazıların

    doğallıkla ortaya çıktığını göstermektedir Bu yazıların güzelliği

    varsa doğallıklarından kaynaklanmaktadır.



    Öğrencilerin ilginç yazılarını, sözlerini toplamak elbette bizim

    orijinal bir buluşumuz değil. Bu alanda toplanan yazıların derlenip

    kitaplaştırılması ise, bilebildiğimiz kadarıyla ilk defa gerçekleşiyor.

    İlk olması nedeniyle nasıl bir tepkiyle karşılanacağını bilemiyoruz.

    Bu yazıların olumsuzluğu varsa, sorumlusu öğrenciler mi,

    öğretmenler mi, yoksa eğitim sistemi mi?.. Bu sorunun yanıtını da

    sevgili okuyuculara bırakıyoruz. Ancak bu yazıların olumsuzluklarına

    rağmen eğitim ve öğretime renk katan yanları olduğunu da

    düşünüyoruz. Bu yazıların eğitim durumu ve öğrencilerin iç dünyaları,

    algı düzeyleri ve bilgiye yabancılaşmaları konusunda da

    ayna görevi gördüğüne de inanıyoruz.



    Kitaba kaynağı belli olmayan yazılara yer vermemeyi tercih

    ettik. Yazıları yazan öğrencilerin soyadlarını ve okullarının

    adlarını yazmanın hiç istemeyeceğimiz sonuçlar doğurabileceği

    kaygısıyla kitapta bunlara yer vermedik. Çünkü bu yazıları yayınlarken

    öğrencileri aşağılamak veya okulları teşhir etmek gibi

    bir amacımız yoktur.



    Kitap, Gaziantep'teki bir lisede, lise ikiye kadar gelmiş, ama

    ilk defa coğrafya öğretmeni gören öğrencilerin yazılarından;

    Mersin dağ köyleri ilkokullarına, Hatay'daki ortaokullardan İstanbul'un

    çeşitli semtlerindeki okullara kadar çok değişik bölgelerden

    ve okullardan öğrencilerin sınavlarda verdiği yanıtlardan

    oluşmaktadır. Bu çalışmanın Türkiye'deki öğrencilerin inanılmaz

    ilginçlikteki bir fotoğrafı olduğunu düşünüyoruz. Bu kitabın

    öyküsü kısaca böyle.



    Kemal Gönen ile yaptığımız bu ortak derlemelerde bize

    manevi katkılarından dolayı sevgili hocamız Dr. Erdal Atabek,

    sevgili Cezmi Ersöz, yazar B. Sadık Albayrak ve

    Ender Özkahraman'a teşekkür ederiz.



    Bizi acı acı güldüren, düşündüren, hüzünlendiren, kitabın

    asıl sahibi sevgili öğrencilerimize de sonsuz teşekkürlerimizle...



    Ahmet Gülüm



    Haziran 1997




    ::

  2. #2
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Dikkat Yazılı Var



    Önsöz




    Bu kitapta okuduğumuz sınav yanıtlarını ilk kez okuduğum

    zaman inanamadığım oldu, şaştığım oldu, güldüğüm oldu ama

    daha sonra çok ciddi bir durumla karşı karşıya olduğumuzu bir

    kez daha anladım. Değişik yörelerin ilkokul, ortaokul, lise

    öğrencisi olan çocuklarının türkçeyi bilme ve kullanma, kavram

    algılama ve düşünme düzeyleri Türkiye'nin bugünü için de,

    geleceği için de çok ciddi bir uyarı oluşturacak durumdadır. Bu

    kitabı dikkatle okumak ve üzerinde çok düşünmek gerektiğine

    inanıyorum.



    Bu kitabı daha dikkatle okuması gerekenler ise Milli

    Eğitimin gelmiş geçmiş ve gelecek yöneticileridir. Köy

    Enstitülerini kapatanların nasıl büyük bir yanlış yaparak durumu

    nerelere getirdiklerini bu kitapla görmek, anlamak kolaylaşmaktadır.



    Bazı öğrenci yanıtlarından fışkıran çocuk yüreklerinin neşesiyle

    çocuk zekasının sınır tanımazlığının nasıl çorak bir

    toprakta akan sular gibi ziyan edildiğini görmek, yürekleri

    burkacak mıdır, bilemem?



    Dr. Erdal Atabek



    ::


  3. #3
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Dikkat Yazılı Var

    Dikkat Yazılı Var



    Öğrencilerden Seçme Yanıtlar



    ::



    ÖĞLE OLSUN BÖĞLE OLSUN



    -Okulda sıralar süngerden olsa, rahatça uyusak...



    -Dersane koridorlarına iki kale bir top konulsa...



    -Dersler on dakika, tenefüsler kırk dakika olsa...



    -Okul bahçesi çiçek ve çimenle dolsa, uzanıp yatsak...



    -Öğretmenler hep masal anlatsa...



    -İstedigimiz zaman istedigimiz rüyayı görsek...



    -Sivri sinekler saz çalsa, kulağımızı ısırmasa...



    -Ayakkabılarımız tekerlekli olsa...



    -Çocuklar hep gülse...



    -Dileğimiz hemen olsa, en kötü gün böyle olsa...



  4. #4
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Dikkat Yazılı Var



    YAZILI SINAV SORULARINA ÖĞRENCİLERİN VERDİĞİ

    İLGİNÇ YANITLARDAN SEÇMELER.



    -Kasabayı kim yönetir?



    Şerif ve adamları. (Kamil/İlkokul-5)



    Kasabayı ihtiyarlar heyeti ve köy bekçisi yönetir.

    (Yavuz/Ortaokul-2)



    -Destan nedir?



    Destan ulusların kahramanlık, cinsel ve birazda

    ahlaksal servenleridir. (Bora/Lise-1)



    -Dört halife devrinde --Hakem Olayını-- açıklayınız.



    Hazreti peygamber efendimiz zamanında yapılan maçta

    kavga çıkmış. Müşrikler Müslümanlara saldırmış, bu

    olaya hakkem de karışmış. En son kararı da hakkem vermiş.

    Onun için bu olaya hakkem olayı denilmiştir. Maçlarda

    üç hakkem vardır. Maçı kontrol eden hakkem, orta hakkem,

    yan hakkem. (Cemal/Ortaokul-2)



    -Karadeniz bölgesinde yerleşme ve göçü anlatınız.




    Karadeniz bölgesinde yerleşim az ve insanlar seyrektir.

    Geçim sıkıntısı yüzüzünden insanlar yeryüzünden göç

    etmek zorunda zorunda kalmıştır. İnsanlar önce dağlara

    sonra ovalara en sonrada yeryüzünden göç etmek zorunda

    kalmışlardır. (Fatma/Lise-2)



    -Madenlerle ilgili kuruluşlarımız nelerdir?



    İki tanedir. Maden delik arama enstitüsü ve perakende

    Anonim Ortaklığı (PAK). (Arzu/Ortaokul-2)



    -Boğazlarımızın derinliği ne kadardır?




    İstanbul boğazı az biraz derindir, çanakkale boğazı ise

    çok çok az biraz derindir ve aralarında dünya kadar fark

    olmasıdır. (Seyit/Lise-2)



    -Ova nedir?



    Dümdüz ve ucsuz bucaksız şahane yerlere ova denir.

    (Hakan/Ortaokul-2)



    -Hızlı nüfus artışının zararları nelerdir?



    Bence hızlı nüfus artışı çok kötü bir şey çünkü hep

    çarpık kentleşme, peçe kondu, ekonomik sorunlar. Eğer

    biz 10 kardeş olsaydık kötü olurdu. Zaten babamın işi

    kötü gidiyor yakında 4 kardeş olucaz üç iken. Ya ne

    buluyorlar çocukta, ha yapmışsın ha yapmamışsın. Daha

    çok var ama zaman yetmiyor. (Sevda/Ortaokul-1)



    Çevre kirliliği, gürültü, insanların küfürleri,

    cağillik, işsizlik, kötümserlik, çok cocuk, ekonomik

    durum, hilekarlık, hak yemek, emek yemek. Yok, bir şey

    yok. Bu ülke düzelmez. (Murat/Ortaokul-1)



    -Kenar deniz ne demektir?



    Ben kenar deniz gördüm. Benim teyzemin kenar denizi

    var. (Yunus/Ortaokul-2)



    Bir evin karşısındaki denize kenar deniz deniz.

    (Eda/Ortaokul-2)



    -Bir yerin turistik alan sayılması için gereken şartlar

    nelerdir?




    Turistlerin Turist olması, yerlerin temiz olması ve

    Turistlerin yatıp kalkması gerekir. (Selda/Ortaokul-2)



    -İzmir limanı ile İstanbul limanı arasındaki

    farklar nelerdir?




    İzmir limanı ürünlerin iç ülkelere, İstanbul limanı

    ise dış ülkelere limanlandığı yerdir. Ege limanı pencere

    marmara limanı kapı gibidir. Üstelik pencerenin kapıdan

    daha güzel olmasıdır. (Saygın/Ortaokul-2)



    -Ormanların korunması için neler yapmalıyız?



    Vahşi ve yırtıcı hayvanları ormana sokmamalıyız,

    zehirli ve yırtıcı yılan ve bitkilerden arındırmalıyız.

    (Fatma/İlkokul-5)



    -Kıyamet günü ne demektir?



    Kıyamet günü yani gerdek gecesidir. O gün her şey çok

    kötü olur. Bütün gece kıyame kopuverir. (Serpil/İlkokul-5)



    Kıyamet günü her şeyin kıymetli olduğu bir gündür.

    (Kemal/İlkokul-5)


  5. #5
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Dikkat Yazılı Var

    -Alüvyon nedir?



    Topraklar dere kenarında toplanıp toplanıp giderler. En

    sonunda topraklar toplanıp toplanıp gitmezler. Gitmezlerse

    Alevinyon denir. (Ali/Lise-2)



    -Çevre kirliliği canlıları nasıl etkiler?



    Çevre kirliliğinden, dünyadaki insanların 100/90'nı sakat

    100/10'u ölmüş. Çevre kirliliği insanlara sakıncalıdır.

    (Melek/Ortaokul-1)



    -Zigot nedir?



    Çok ayıpçı bir şeye denir. (Esma/Lise-1)



    -Mustafa Kemal'e Başkomutanlık görevi neden verildi?



    Daha cesaretli, kurnaz akıllı, kurduğu pilanlar, öbürkülerden

    iyi savaşmayı bildiğinden, halkla iyi geçindiğinden komutanlık

    verildi. (Halil/Ortaokul-3)



    -İkinci İnönü savaşını anlatınız.



    Yunanlılar inönüyü ele geçirmek istiyordu. Afyon, Eskişehir

    üstünden gittiler. Yunanlılar 31 mart sabaha karşı savaş

    açtılar öğlen zamanı zaiyatıverip gece karanlıktan yararlanıp

    geri çekildiler. Akşam vakti sabaha kadar hazırlanıp bir

    nisan sabaha karşı günü yine saldırdılar. Bir nisan akşam

    vaktinde bu zafer çok iyi savaş veren Türklerin olmuştu.

    (Fatih/Ortaokul-3)



    -Erzincan'daki depremzedeler için neler yapmalıyız?



    Oraya gidip, depremzedelere yardım etmeliyiz, hal hatırlarını

    sormalıyız. Depremzedelerin sobalarını yakmalıyız, yorganlarını

    üstlerine örtmeliyiz. Açıkanlara çorba filan içirmeliyiz.

    (Melek/İlkokul-5)



    -Ova nedir?



    Çukur mukur gibi yamukluklara ova denir. (Ali/Ortaokul-2)



    Boş ve yamuk araziye denir. (Fatma/Ortaokul-2)



    Yaylaya benzeyen, şehirden uzak kimsenin gitmediği, yazın

    ter atmak için yerler ovadır. (Yavuz/Ortaokul-1)



    -Marmara Bölgesi'nin coğrafi konumunu anlatınız.



    Bölgede daha iyi yeryüzü şekilleri bulunur. Bölge Hötrd

    ve benegramdan meydana gelmiştir, bütün sinema artistleride

    burada bulunur. (Adem/Lise-2)



    -Bulgarlara karşı kim savaştı?



    Bulgarlara karşı Çakırkeyif Ali paşa savaştı. (Selin/

    Ortaokul-2)



    -Marmara Bölgesi'nin iklimi nasıldır?



    Mamrara bölgesinde miki iklim tipi görülür. Yumuşakımsı

    bir iklim olduğundan tabiata dayanır. (Ferda/Lise-2)



    -Ermeni (Doğu) sorununu açıklayınız.



    Osmanlı Devleti altında yaşayıp ekmek yiyen Ermeniler

    kendi kendilerini kışkıtmaları sonucu doğu anadoluda

    huysuzluklara başladılar. Mustafa Atatürk paşa düşmanla

    başedebilmek için Kamil Karabekiri Ermeni üzerine doğrulttu

    Ermeni yenilip barış istedi. Böylelikle en iyi sonuç

    osmaninin oldu. (Pınar/Ortaokul-2)



    -Fabl nedir?




    Bilinmiyor... (Ali/Ortaokul-2)



    İnsanların hayvan gibi konuşup hayvanları taklit etmesine

    fabıl denir. (Sema/Ortaokul-2)



    -Yönümüzü nasıl buluruz?



    Yolda gidiyorum bir adama rastladım aha bu yoldan

    gideceksin dedi giderim. Sora sora Bağdatı bile bulurizki.

    (Recep/Ortaokul-2)



    -Peygamberimize kitap nasıl inmiş?



    Peygamberimiz tek başına yürürken önüne düşüvermiş.

    (Ali/İlkokul-5)



    Kitap postayla gelmiş. Peygamber efendimiz alıp onu bir

    güzel okuyuvermiş. (Selim/İlkokul-5)



    Peygambere kitap kendi kendine gökten aşağı inivermiş.

    (Arzu/İlkokul-5)



    -Kazasker nedir?



    Yolunmuş kaza kazasker denir. (Cemal-Ortaokul-2)



    -Ölçek çeşitleri nelerdir?



    Boy ölçeyi, kilo ölçeyi ve kesir ölçeyi. (Ayşe/Ortaokul-2)



    -Dünyamız nasıl oluşmuştur?



    Dünyamızı insanlar kurmuştur. Dünyamız temiz sular, temiz

    hava ve temiz yolları yani temiz yollarla dünyamız güzel bir

    şekilde oluşur. (Seda/Ortaokul-2)



    -Türkiye'nin özel konumunu açıklayınız.




    Türkiye çok özel bir konuma sahiptir. Özel bir konuma

    sahiptirden dolayı özel konum başka kimseyi ilgilendirmez.

    Ama etrafımızdaki devletler öze konumumuza karışıp

    dururlar. Halbuki hiç karışmamalılar. (Selim/Ortaokul-2)



    -Boylam nedir?



    Mesela kapının oraya gittiyimizde boyunuzu ölçebilirsiniz,

    buna boylam denir. (Yavuz/Ortaokul-2)



    Bir şeklin düz bir şekilde destek olmadan durmasıdır.

    (Serdar/Ortaokul-2)



    -Karadeniz bölgesinin geçim kaynakları nelerdir?



    Balıkçılık hamsi yani, accık tarım, nataşa en çok geçim

    kaynağı olanlardır. (Halil/Ortaokul-2)



    -Türkiye'de hayvancılığı anlatınız.



    Türkiyede her yerde hayvan çok. Misal bizim mahallede

    giden gün sokakta iki hayvana rasladım. Benimle alay

    geçtiler, başka biçim şeyler de söylediler. Acilen abime

    söyleyip onu çağırdım. Abim o hayvanları bir güzel kovaladı.

    Ama hayvanlar hemen kaçıverdiler.



    Böyle biçim hayvanlara karşı çok dikkat olmalıyız. Böyle

    zararlı hayvanlar görürsek büyüklerimize haber vermeliyiz.

    İmkanlarımıza göre soylarını tükettirmeliyiz. (Tuğba/İlkokul-5)



    -Karadeniz Bölgesi'nde tarımı anlatınız.



    Karadeniz bölgesinde toprak çok verimlidir. Burada en çok

    hamsi yetiştirilir. Hamsi önce ovalarda sonra yamaçlarda en

    sonunda dağlarda yetiştirilmiştir. Bu bölgemizde kışlar çok

    yağışlı olduğundan hamsiler serada yetiştirilir. (Hatice/Lise-2)



    -Peygamberimize --Kitap-- nasıl inmiş?



    Kitap Hira dağına inmiş. Peygamberimiz gidip oradan alıp

    eve getirmiş. Güzelce saklayıp okumuş. Hepsini ezberleyip

    Peygamber olmuş. (Can/İlkokul-5)



    Peygamberimizin babası Abdultalip kitapçıdan almış, peygambere

    vermiştir. (Haydar/İlkokul-5)



    Peygamber parmak kaldırmış. Ben peygamber olmak istiyorum

    demiş. Allah'da ona Al sana kitap demiş. (Mert/İlkokul-5)



    -Dış ticaret açığı nedir?



    En dış ve en yabancı, çok uzak açıklara yapılan ticarete dış

    ticaret açığı diyoruz. (Bilal/Ortaokul-2)



    Dışarı ihraç ettiğimiz mallar yolda hasara uğrarsa veya yerine

    ulaşamazsa buna dış ticaret açığı denir. (Mahmut/Ortaokul-2)



    Dışarıya ihraç ettiğimiz mallar ve erzaklar yolda hasara

    uğrarsa ve yerine ulaşamazsa verdiği açığa yani buna dış

    ticaret açığı denir. (Fatma/Ortaokul-2)



    -Fotosentez nedir?



    Ayın dünyaya yaklaşıp uzaklaşmasına fotosentez denir.

    (Davut/Lise-1)



    Fotoğraflayıp sentezlemek olayına fotosentez denir.

    (Orçun/Lise-1)



    Bitkilerin derin nefes alıp vermesine fotosentez denir.

    (Hülya/Lise-1)



    -Bulgarlara karşı kim savaştı?



    Bulgarlara karşı çanakçömlek Ali Paşa savaştı. (Ortaokul-2)



    Çetinceviz Ali paşa savaştı. (Suat/Ortaokul-2)



    -Terliksi hayvan ne demektir?



    Terlik giymeden dolaşıp duran deyişik türdeki hayvanlara

    Terliksi hayvan denir. (Sevda/Lise-1)



    -Tanım ne demektir?



    Tanım; bir varlığa bir şeye özgü nitelikleri belirtilmesi

    niteliği biçim şeklindeki kelimeyi belirten anlam tarif...

    (Meryem/Lise-2)



    -Ovalar kaça ayrılır?



    Dörde ayrılır: Yeşil ova, kurak ova, ağaçlık ova ve güllük

    gülistanlık ova. (Esma/Ortaokul-2)



    Ovalar dörde ayrılır. Doğu, batı, kuzey, güney. (Ali/Ortaokul-2)



    Çukur ova, düzlük ova ve yamukluklu ova diye üçe ayrılır.

    (Ufuk/Ortaokul-2)



    -Çevre kirliliği canlıları nasıl etkiler?



    Bizim sokakta oynamak isteğimizi azaltır. Çünkü her bir kişi

    doğduğunda sokakta yer daralıyor kilometrekareye 10 kişi

    düştüğünde zamanla ora daralır. (Murat/Ortaokul-1)



    Dünya insanları sığmayacağına göre oksijen yetmezliğinden

    ölüme yolaçar. Çevre kirliliği ölüm ve krize yolaçar.

    (Yusuf/Ortaokul-2)



    İnsanların çoğu temizliği sevmiyor veya sevmek istemiyor.

    Genelde çok gürültü oluyor. Düşünürsek her insan yere bir

    defa tükürürse çevre temizliği çok zor olur. Gece kordular

    ise gözün güzelliğini bozuyor. (Sevda/Ortaokul-1)



    Hastalıklar olur, doğa kirlenir, uçan hayvanlar hava

    kirliliğinden uçamazlar. (Nuri/Ortaokul-2)



    -Yön bulma yöntemlerini yazınız.



    Yönümüzü kuyruklu yıldızla, mezar kapısıyla, duvar saatiyle,

    deniz kabuğuyla ve karınca kararınca yöntemiyle buluruz.

    (Celal/Ortaokul-2)



    Yolda gidiyorum bir adama rastgeldim. Adam bana aha bu

    yoldan gideceksin dedi. Tıpış tıpış gider ve her yönümüde

    şıp diye rahatça bulurum. (Hasan/Ortaokul-2)



    Yönümüzü pekala soraraktan buluruz. Etrafımızdaki bir kimseye

    pekala sorarız. O da yine bize pusulalık yönümüzü buluruz

    söylerse zaten sora sora pekala Bağdat bulunur. Birde çubukla

    ve saat katranıyla pekala yönümü bulurum. (Recep/Ortaokul-2)



    -Doğu Anadolu'da sanayi neden gelişmemiştir?



    Doğu Anadolu çok dağlık mağlık bir yerdir. Oralar dağlık

    mağlık olduğu için ulaşım oraya gidemiyor. Ulaşım gitmeyince

    fabrika kurulamıyor. Fabrika dağın tepesinde olamaz. Dağı

    yok etmek gerekir. Bu da para ister. Ülkemiz fukara,

    karşılayamaz. Zaten dağı yok etmek için dinamit konulsa

    teröristler onları çalıp çırpıp götürür. Bu yüzden oraya

    endüstri gitmemiş. (Mustafa/Ortaokul-1)



    -Hangi durumlarda ara seçime gidilir?



    Meclis başkanlarının iflası durumunda ara seçime gidilir.

    (Ayşe/Ortaokul-3)



    -Meclisin görev ve yetkileri nelerdir?



    Mahkemelerce ölmesi kesinleşenlerin ölmesine izin vermek.

    (Orhan/Ortaokul-3)



    -Enlem nedir?



    Bir canlının boyunu posunu ölçmeye yarayan şey.

    (Ali/Ortaokul-2)



    -Ölçek çeşitleri nelerdir?



    1. Terazi tartı ölçek



    2. Fakir ölçek



    3. Zengin ölçek (Melek/Ortaokul-1)



    -Ölçek nedir?



    Bir ilmi birim birimidir, ve ölçeğin tanımını yapmak için

    ölçek gerekir. (Arif/Ortaokul-1)



    -Plato nedir?



    Akarsuların oydukları ve insanlara göre yüksekte kalan

    çukur tepecik. (İlyas/Ortaokul-2)



    -Karadeniz Bölgesi'nde yapılan göçün sebebleri?



    Bence sık yerleşme olmasıdır. Karadenizliler sıkışık

    yerleşirse herkes yerleşebilir ve göçe gerek kalmazdı.

    Bence istediği yerde olmalı, istediği zaman her şeyi

    yapabilme özgürlüğü tanınmadığı için vede bence dünyamızda

    bulunan terörü yok edemedik ve o yüzden onları rahatsız

    ediyorlardır. (Yavuz/Ortaokul-2)



    -İstanbul'un önemi nedir?



    İstanbul önemli bir şehirdir. Toprağı altındandır. Köyden

    göç edenler İstanbula iş, aş bulmak için giderler. Ve zengin

    olup köylerine geri dönerler. Bağzıları ev parası için

    bağzıları isebaşlık parası için... Ama bunlar hepsi eskidendi.

    Şimdi birtek ev parası ve çocukların okuma parası için için

    geliyorlar. Şimdiki zamanda başlık parası yoktur, kaçan

    kaçana, seven sevene.



    Köyden İstanbula gelen hemşeriler çoktur. Ayrıcana İstanbulda

    çok çok ürün yetişir. Bunların bazıları Domates, salatalık,

    lahmacun ve kıvırcık maruldur. İstanbul ayrıca Asya ile Avrupa

    arasında bir yol geçen hanı köprüsü gibidir. Her bir kimse

    bu köprüden geçer. İstanbul önemli olmasaydı nüfusu Onbeş

    milyon olurmuydu hiç? (Derya/Ortaokul-2)


  6. #6
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Dikkat Yazılı Var



    ÖĞRENCİLERİN YAZDIĞI İLGİNÇ KOMPOZİSYONLARDAN SEÇMELER



    -Niçin Yaramazlık Yapıyorum?...

    (Bir öğrenciden öğretmene özürname)



    Yaramazlığımın nedenleri şunlardır: Tarih dersini çok

    sevmediğimden, yerimde duramadığımddan, sözünüzü dinlemeyip

    sözümde durmadığımdan, söz geçiremediğinizden. Yani kısacası

    söz ve sizin dediklerinizi dinlemediğimden.. Bu yaramazlıklar

    bir daha olmayacak vede olmayacağına dair size söz veriyorum.

    vede bu yaramazlıklarımdan dolayı beni affetmenizi isteyerek

    sizden çok özür diliyorum. Ve tekrar tekrar özür dileyerek

    bu yaramazlıklarımın affetmeni istiyorum biliyorum bu

    yaramazlıkları affetsende affedip eksi vermesenizde içinizde

    bir eksi kalacaktır, ama galiba yaramazlıklarımı affedeceksiniz.

    eksi vermesenizde versenizde içinizde bir eksi kalmayacaktır,

    bunada inanıyorum. Birde şunu söyliyim iki öğretmen arasında

    en sevdiğim öğretmenler arasındasınız.



    Affettiyseniz çok ve çok teşekkür ediyorum eğer affetmediğseniz

    genede canınız sağ olsun. Ama affettiğinize affedeceğinize

    kalben inanıyorum lütfen sizde affedin çünkü siz bir

    öğretmensiniz benden büyük ve bilgilisiniz ufak bir çocuk,

    inşallah beni anlayacaksınız çünkü dediklerime katılyorsunuzdur.

    Vede beniçok iyi anlıyorsunuzdur. Çünkü beni affetmelisiniz ve

    anlayıp affetmelisiniz. Çünkü görüyorsunuz her lafımda her sözümde

    her yazıp kullandığım cümlelerde bu sözde de geçtiği gibi

    affetmeniz için yalvarıyorum ve diyorumki siz büyük bir öğretmensiniz

    benden çok büyük bir öğretmensiniz ve benden büyük olduğunuz

    için beni anlayacağınızı söylüyordum ve bundan başka mesela

    eksi vermemeniz için de çok yalvarıyorum ve affetmeniz içinde

    çok yalvarıyorum yani kısacası beni affedip eksi vermeyi, son

    verdiğim sözlere bana güvenmenizi vede güveneceğineze de inanıyorum

    bakın çünkü iki buçuk sayfa yazı yazmışım bu yazdıklarımı ve

    emeklerimi harcayıp yazılarımı karşılıksız bırakmayacağınıza da

    çok eminim. Genede özür dileyerek eksi vermeyip beni affetmenizi

    istiyorum bu yazdıklarımı karşılıksız bırakmayacaksınız ve buna da

    eminim.



    Affedip eksi vermiyeceksiniz Teşekkür ederim. (Ufuk/Ortaokul-1)



    -Yaşadığınız ilginç bir anıyı yazınız.



    Bir gün köyden Istanbula geliyordum. Sağ salim İstanbula

    varmıştık. Otobüsten indim, baktım karşıda bir simitçi...

    Gevrekte gevrek şimit diye bağranıyor. Tabi benim de karnım

    acıkmıştı. Elime karnıma attım birde baktım gurulduyor. Elimi

    cebime attım bir de baktım cüzdanım yok eee!.. Otobüste cüzdanımı

    çarpmışlar. Ben simitçiye dedimki ya kardeş otobüste beni

    çarpmışlar, bedavaya bana bir şimit ver gevrek olsun. Şimitçi

    bana dediki ben senin gibi yalancıları çok gördüm beni

    kandıramazsın.



    Akşam oluyordu. Ne cebimde bir kuruş ne de bir yakınımın

    adresi var. Bir otele gitsem parayla, trene binip geri köye

    gitsem bilet parası... Bir kenara kıvrılıp geceyi geçirdim.

    Sabah olmuş, karnım aç, midem bir yerde bir şey görse hemen

    bana al, bana al diyor. Bende para yok neyle alayım diyorum.



    Günlerden cumaydı. Cuma namazı okunuyordu. Hemen aklıma bir

    şey geldi. Hemen camiye koştum, imam efendiye derdimi anlattım

    böyle böyle dedim. Hacı imam efendi, namazı kılalım bir çaresine

    bakarım dedi. İyi iyi, olur dedim. Namazı kıldık cemaat toplandı

    ayakkaplarını giydi gitti. Ben hocaya dedimki hocam para

    topladınızmı. Hoca, eve gidelim bir güzel karnımızı doyuralım

    dedi. Hoca dediki bir zengin ölmüş, onun tabutunu getirecekler

    ona bekçilik yap dedi.



    Hoca imam efendi tabutu bırakıp gitti, kapıyı da kilitledi.

    Camlar demirli bir olay olsa kaçamam. Tabutun başında bekledim.

    Bir oraya bir buraya gidip holta filan attım. Birden TIRAAK!

    Diye bir ses geldi. Dönüp baktım bir şey yok. Sonra TRAAK! Diye

    ses yine geldi. Bir baktım ölü tabuttan kalkıyor. Beni camide

    kovalamaya başladı. Sonra minareye çıktım, minareden aşağı

    atladım.



    Birden uyandım baktımki yataktan düşmüşüm. (Haydar/Ortaokul-1)



    -Sakla samanı gelir zamanı



    Bir arkadaşımız bir şey isterse vermeyiz ama bir gün kalem

    veya silgi isteriz. O da bize vermez. Komşusunun oğlu veya kızını

    okula savacak kitabı yoksa koşusununda varsa vermeli, zamanı

    o da ona verir. Türkiye Irak'a ödünç silah vermezse Türkiye'de

    bir savaşa girdiğinde Irak'ın aklına şıpadanak gelir ve

    Türkiyeye yardım eder. Örneğin spor kulüpleri Trabzonspor

    Fenerden ödünç para vermesi lazım, vermese bile Fenerin

    Trabzonspora işi düşer. Zamanı geldiğinde Trabzonda Fenere

    vermez. Büyük Türk gençleri birbirine bir ev kiralar, zamanı

    gelince o evi veren büyük Türk gencinin alın terini, emeğini

    eline koymalıdır.



    Bir ailenin ineği hastalanmış veteniren aramaya koyulur.

    Diğer komşusunun evinde telefon vardır. Telefonu açmaya izin

    vermez. İnek orada ölür. Aradan yıllar geçer o telefonu

    açmaya izin vermeyen komşusunun oğlu hastalanır. Aha işte

    şimdi zamanı geldi. Onun evindeki telefonu bozuldu. Onun

    evinde telefon var ve telefon açmaya gidemez. Ya işte

    saklasaydın samanı gelirdi şimdi zamanı. (Kerem/Ortaokul-1)



    -Ayağını yorganına göre uzat



    Her zaman her yerde dikkatli olmalıyız. Mesela bir yere

    alışverişe gittik. Neler alacaksak ona göre paramızı

    almalıyız. Bir yere gittik ve gittiyimiz yerde yorulduk.

    diyelim ve bir taksiye bindik. gideceğimiz yere geldik ve

    bir baktıkki para çantasında onbin bile yok. Aha şimdi

    aba altında sopa yedin kafasız. Taksiciye yalvar yakar,

    aldırmadı, sürdü gitti. Ta ormanlık yere koydu Etrafta

    in cin top oynuyor. Başka hiç kimse yok, çare de yok.

    madem onbin bile yok niye taksiye bindin kafasız.

    Yorganına göre uzatsana. Başımızı ağaçlara vururuz.

    Ayağımızı yorganımıza göre uzatsak başımıza bir şey

    gelmez. (Hümeyra/Ortaokul-1)



    -Güneş balçıkla sıvanmaz



    Güneş ışınları değdiği yeri kurutur ve çöl haline

    getirir. Güneşi çahmurla sıvarsak bu delilik olur. Güneş

    balçıkla sıvanmaz diyorum. Güneş bunca uzakta dünyamızı

    etkiliyorsa dünyadan çahmur alıp sıvamaya gittiğimizde

    güneşe yetişmeden çahmur kuruyup toprak olur. ve bizde

    ölürüz. Eğer güneş çahmurla sıvansaydı çahmur kurur eski

    halini alırdı, yani yine kururdu diyorum. (Sinan/Lise-1)



    -Savaş ve Barış



    Barış iyi savaş ise çirkeftir. Savaşın aile içinde,

    aileler arasında, insanlar arasında ve hayvanlar arasında

    oluyor. Ama savaş insanlardan kaynaklanıyor.



    Bosnada hergün insanlar hep bombalanıyordu. Her yer

    karman çorman oluyordu. Kadılara haciz yapılyordu.

    Bebeler aç kalıyordu, maf oluyordu.



    Onun için hep tanklardan UN getirilyordu. Hep bu savaş

    yüzünden. Halbüse savaş pekhala çirkeftir.



    Dünyada zaten her pislik insanlardan çıkıyor. Hayvanlara

    pislik diyorlar. Bana göre dünyada en büyük pisliklerdir.

    insanlar.



    Bir Baş Bakanın parmağı kesilip kanıyor olay oluyorda,

    bir normal memur kendini caminin minaresinden atıyor olay

    olmuyor. Bunlar baştan aşağı hepsi yağnış ve çirkeftir.

    (Ercan/Ortaokul-2)



    -Yaşadığınız ilginç bir anıyı yazınız.



    Bir gün gölün kenarından geçeçken dört yılan güneşleniyordu

    hayretle onlara bakarken ağzım açık kaldı. Ağzıma sinek

    kaçmamasına dikkat ediyordum.



    Yılanlardan biri bana yaklaşarak başımızdan çekil dedi.

    Çekilmeyince yılan beni kovalamaya başladı. Ben dört nala

    koşarak kaçıyordum. O süratle bir taşa takıldım, düştüm.

    Kendimden geçmiştim. Uyandığımda kendimi ıssız bir ormanda

    buldum, biraz yürüdüm. Tilkiyle sansarın boks maçına şahit

    oldum. maç heyecanlıydı Tilkiden bir sağ bir sol kroşe

    geldi. Sansar yere yıkıldı. Sonra ayağa kalkarak Tilkinin

    gözünü şişirdi. Morgöz olan tilki ringden dışarı fırladı.

    Tilki bayılmış ve maçı kaybetmişti. Sonra yoluma devam

    ederken kendimi harp alanında buldum. Elime bir tüfek

    verdiler. Her ateş ettiğimde silahtan köpükler çıkıyordu.

    Sonra beni tanka bindirdiler. Birden tank çöküverdi.

    Tanktan inerken ağaca bir yumruk attım. Ağaç yıkılarak

    kafama düştü ve komaya girmiştim.



    Gözümü hastahanede açtım. Meğer yoldan karşıdan karşıya

    geçerken araba bana çarpmıştı. Gördüğüm ise bir rüyaymış.

    (Hasan/Ortaokul-2)



    -Sakla samanı gelir zamanı



    Köyde samanı doğrayıp samanlığa koyarlar. Sonra bir iki

    yıl sonra o samanı ağırbaşlı hayvanlarımıza yediririz ve

    onlar da bize gereken ürünleri verirler. Sakladığımız

    samanı hırsızlar yahut teröristler çalıp çırpıp götürmezse

    en sonunda bir vakit zamanı gelir. (İlyas/Ortaokul-1)



    -Yaşadığınız ilginç bir anıyı yazınız.



    Ben yaz tatilinde bir vakit köye gittiydim. Dayımın oğluyla

    denize girdik. Birde baktık ki kızın biri derede yüzezerken

    derin yere gelmiş. Boyu kısa olduğundan boğuluyordu. Ben ve

    dayımın oğlu kızı bir çırpıda kurtarıverdik. Dedimki ona

    boyun posun kısa be kız topuklu ayakkabıyla yüzsene boyun

    yetişsin. O aptal şey olacak şeyin kızı bize hakaret etti

    ve bize azına geleni söyledi. Ertesi gün oraya bir daha

    gittiğimizde o kız yine oradaydı ve içimden onu suda boğmak

    gelmişti. Ama haydi işine bak boşver dedim kendime. Böyleliklen

    kız paçayı atlattı. (Mehmet/Ortaokul-1)



    -Sakla samanı gelir zamanı



    Yeni bir şey saklayınca zamanı eninde sonunda gelecektir.

    Saman hayvanların yemeyidir. Çimenlerin kurumasıyla çimenler

    sararır, saman oluşur. Samanlarda bazı yerlere satılmaya

    gider ve ordan hayvanlarını alan insanlar samanlarını kiloyla

    alırlar ve bitince yine alırlar.



    Köylerde çok çimenler vardır. Onların kurumasıyla saman

    oluşur ve oradan imalat yerlerine gider. Gün geçtikçe onlar

    satılır. Kurban bayramı gelince hayvanlar kesilir ve etleri

    afiyetle yenir.



    Bazı hayvanlar dişi ise onların yavruları olur. Dişi

    hayvanlar yavrularını emzirirler ve dişi hayvanlar aç kaldıysa

    ona saman verirler. Hayvanı varsa onu tarlaya getirir, onu

    gezdirir, tozdurur. Ot yedirirler ve akşam olunca onları

    yerine getirirler. Onları mışılca uyuturlar.



    Örnek 1: Bir gün kadının kocası kaza yapmış ve onunda bir

    ayanı kesmişler ve ona çok para lazımmış ve kocasına takma

    ayak takdırçaklarmış hiç bir doktor yapamazmış ve yabancı

    ülkeden doktor getirmişler ve kadının kocasına takma ayak

    taktırmışlar ve para kadına çok lazım olmuş.



    Atalarımız demişki sakla samanı gelir zamanı. (Selda/Ortaokul-2)



    -Savaş ve Barış



    İnsanlar dünyaya barış için gelmiştirler, barış dilerim.

    Bosnada çok savaş oluyor, ama iyi olmasını dilerim. Bosnada

    çok can kaybı oluyor, ama olmamasını dilerim. Bosnada Anne

    baba ölüyor, çocuklar yetimhanede kalıyor ve sonunda

    birbirleriyle karşılaşınca birbirini tanımıyorlar, yetimhanede

    kalmamalarını dilerim. Bebekler süt bulamıyor, süt bulmalarını

    dilerim.



    Mesela bir filimde izledim. Bir aile turşu suyu için

    ayrılıyor. Savaşta her tarafta felaket oluyor. Bunların

    olmamasını dilerim. Savaş yapacaklarına barış dilerim.

    (Yakup/Ortaokul-1)



    -Ayağını yorganına göre uzat



    Ayağını yorganına göre uzatırmısın Ayağını çekyata göre

    uzat. Yani ayağını belirli bir yere kadar uzat. Ayağını

    yorganına göre uzatmazsan ayagın açık kalır ve ölürsün

    kendine dikkat ol. Biz kendimize dikkat olmazsak ölürüz,

    üşütüp güme gideriz.



    Nineler kendilerine dikat etmezseler ölürler. Dedelerde

    bakımsızlıktan ölürler veya açsızlıktan da ölürler.

    Babanneler de yaşlılıklarından ölürler. Veya kalpten

    de gider hiç haberleri olmaz. yaşlı babalar kalpten

    bakımsızlıktan, kansızlıktan da ölebilirler.



    Yeni doğmuş bebeklerde mamasızlıktan ölüyorlar. Bir

    gelin yeni evlenmiş gelin eve gelmiş. Ana ve baba

    sevincinden ölmüş. Şimdi oniki, onüç, ondört yaşlarında

    kalpten gidenler oluyor. (Melek/Ortaokul-1)



    -Özgürlük



    Ademinoğlu insanının özgürlüğü vardır. Bir yeni doğmuş

    bebeğin bile kendine has fikirleri, özgürlükleri vardır.

    Ağlaması, açıkması konuşmadan yapabilme istek özgürlüğü

    ve biçim biçim hakları vardır. Bunlar basit konulardaki

    özgürlüklerdir.



    Bence insan başka hiç bir canlıya benzemez. İnsan bir

    ineje, bir kediye benzemez. İnsan konuşabilir, inekse

    möler. İnsan dört ayak üstünde yürüyemez. Fakat kediler

    yürür. Demekki insan dünyanın en önemli elemanıdır.



    Zaten özgürlük olmazsa, haklar olmazsa İstanbul Sudi

    Arabistandan farksız olur. Mesela Sudi Arabistanda yerden

    jeton aldın suç, hop kellen gitti. (Yıldız/Ortaokul-2)



    -Savaş ve Barış



    İnsanlar MÖ: en ufak bir yer için savaş eder ve bir sürü

    kanlar akar kanlar ziyan olup gider sonra barışlar olur,

    vergiler ödenir, barış anlaşmasına uymayanlar gene savaşlar

    yaparlar. Ve bunların sonunda binlerce şehit asker ölür ve

    şehit mertebesine ulaşırlar. Şehit mertebesi yetmez yine

    yeni mertebeler için savaşırlar. Bazı köylülerse bir tarlanın

    en ufak yeri için yahut bir keçi parçası için kavga edip

    soluğu mahkemede alırlar. Mahkemede iki köylünün arası

    bulunur ve barış sağlanır. (Adem/Ortaokul-1)



    -Savaş ve Barış



    Barış iyi savaş ise çirkeftir. Bosnada her gün insanlar

    hep bombalanıyordu. Her yer karman çorman oluyordu. Onun

    için tanklarlan UN getirilyordu. UN tankları gelip duruyordu.



    Savaş ise çok kötüdür. Bosnada halbüse barış yerine

    savaş yapılıyor. Halbüse savaş çok ama çok korkunçtur.

    (Seda/Ortaokul-1)



    -Ayağını yorganına göre uzat



    Bir insanın ayağı üşümesin yahut karıncalanmasın diye

    uzatır. Bize soracak olursanız bir adam gece yatınca

    karlı hava insanın ayağını dondurtur.



    Giriş: Adamın kendisine ayağını yorganına göre uzat

    denen girişlemeye adamın uzatmasıdır.



    Gelişme: Adamın ayağını yorganına göre uzatmasında

    adam kendi isteğiyle bir nedenine varması adamın kendi

    nedenini söylemesi belki bu olay adamı çok üzmüştür.



    Sonuç: Adamın kendine verilen bir nedeni bulmak için

    adama verilen bir ders verilmesi gereklidir. Çünkü

    ayağını yorganına göre uzatmalıdır. (Serap/Ortaokul-1)



    -Ayağını yorganına göre uzat



    Küçükken yorganımız küçük olur. Bu nedenle ayağımızı

    toplayıp toplayıpyatmalıyız. Ayağımız yorgandan taşarsa

    üşütüp yataklara düşeriz. Ayaklarımızı toplayıp toplayıp

    yatarsak hiç bir şey olmaz.



    Bu atasözü başka anlamlarda da olabilir. mesela ayağını

    yorganına göre deyil de defterini yazabildiğin kadar aç

    gibidir. Ayağını yorganına göre uzatmazsan kötü ve acil

    durumlara düşebiliriz. Ayağın yorgandan dışarı kalırsa

    üşüyebilir veya sivrisinek ısırır. (Erdinç/Ortaokul-1)



    -Savaş ve Barış



    Barış bizi sevdiklerimize ulaştıran bir köprüdür.

    Savaşın getirdiği musuzluk, sevgisizlik... Bu olayları

    düşünmek bile korkunç. Bu yüzden savaşın olmadıgı bir

    yerde yaşamak ne güzel.



    Barışın sevginin, mululuğun oldugu bir yer olsa,

    insanlar hep birbirleriyle yardımlaşsa, birbirleriyle

    kucaklaşsa, bu sevgiyi kimse bölmezse... Birlik

    ve beraberlik bozulmazsa ve sevgiyle beraberliğin

    bozulmayacağını bilseler. Düyadaki mutluluğu kimsenin

    bozmayacağını anlasalar keske... (Seda/Ortaokul-1)



    -Eğitim ve İnsan



    Eğitim bence insanların davranışlarını düzeltme

    yeridir, yaramazlık yuvası değildir. İnsanların

    bazıları okulu bir eğitim yuvası değil de yaramazlık

    yapma yuvası olarak görüyorlar. Öğretmenlerimiz

    onları dövüpte yaramazlık yuvalarını başlarına yıkınca

    kızıverirler. Daha da düşüncem varda toparlayamadım.

    (Gülcan/Ortaokul-2)


  7. #7
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Dikkat Yazılı Var



    OKULDA ÖĞRENCİLERE UYGULANAN DOLDURMALI

    ANKETLERDEKİ İLGİNÇ YANITLARDAN SEÇMELER...




    Ben...bir büyücü olsaydım zamanı durdururdum ve

    çevreyi yaşanır hale getirirdim. Sapla samanı ayırıpda

    her şey tam olunca tekrar zamanı kaldığı yerden devam

    ettirirdim.



    Ben... küçükken çok yaramaz ve çapkınmışım.



    Ben... küçükken çok küçüktüm.



    Ben... küçükken çok küçüktüm.



    Ben... küçükken çok deli bir kızmışım.



    Ben... Bilemiyecem.



    Ben... çirkin ve h... gözlü bir insanım.



    Ben... her zaman, ama her zaman erkeyim.



    Ben... büyüyünce ADAM olacağım. -bir kız-



    Ben... çok yakışıklı ve seksi biriyim. Ama

    beni kimse takmıyor.



    Benim en iyi... HEPSİ ÖĞRETMENİM.



    Bana göre okul... un düzeni bozuk.



    Bana göre okul... çok yararlı ve faydalı bir

    yerdir. Ayrıca kız bakımından da faydalı bir şey.



    Ben... hayvanları çok seviyorum. Özellikle

    tavuk kızartmasına bayılırım.



    Arkadaşlar... kavga etmeyin!



    Arkadaşlar... her zaman kötü arkadaşlardan iyidir.



    Eskiden... İnsanlar cahil ve pasaklıydı.



    Eskiden... çok güzel günler yaşıyordum. bu sıralar

    çok mutsuzum. Bütün dünya habire üstüme gelip gelip

    duruyor.



    Elimden gelseydi... Bir öğretmen dö... ama olmazki.



    Elimden gelseydi... herkese yardım eder, ardıma

    koymazdım.



    Elimden gelseydi... Eğitimi egitirdim.



    Elimden gelseydi... Milli Eğitim bakanını deyiştirirdim

    ve onu kuytu bir köşeye oturturdum.



    Elimden gelseydi... Fen öğretmenini okuldan kovardım.

    Sonra okul müdürünü de okul dışı ederdim. Böylece

    okulumuzu mis gibi yapardım.



    Başkalarına göre ben... möyüm!..



    Tahsilimi bitirirsem... Nerde?..



    Tahsilimi bitirirsem... bol bol ense yapacam.



    En korktuğum şey... bazı hayvanlar.. örneğin

    NİHAT, YAVUZ gibiler.



    Kurtulmak istediğim şey... o hariç her şey.



    Kurtulmak istediğim şey... bir şeyi bırakmam,

    ama söylemem...



    En korktuğum şey... Hayallerimin gerçek olması.



    En korktuğum şey... Tahsilimin yarım kalması,

    yarım yamalak bir insan olmak.



    Vücudum... 90-60-90 Ama kıllı.



    Vücudum... Çok sıhhatli ve afiyeti üzerindedir.



    Vücudum... ?



    Yalnız kalınca... Vallahi hocam naptığımı söylemem.



    Hayatın en kötü tarafı... her şeyin gerçek olduğudur.



    Hayatın en kötü tarafı... bütün kapıların yüzüme

    kapandığı zaman ve hiç açık kapı bulunmamasıdır.



    Bazen babam... Bana kızar, ama ben ona hiç kızmam.

    Kızarsam dövebilir... Belli olmaz.



    Bazen babam... beni okşar, yani döver.



    En büyük sevincim... Arkadaşlarımın bana baba demesi,

    en büyük üzüntüm, bazı arkadaşlarımın bana iskele

    babası demesi.



    Kurtulmak istediğim şey... Yok ama... Babaannemin

    çenesi.



    Başkalarına göre ben... çok allahlık bir yaramaz

    parçasıyım. Olsun yinede...



    Yaşamak istediğiniz yer... Fare olmayan her yer

    yaşamaya değer ve güzeldir.



    Bazen babam... İyi, bazan da kötü olabilir. Ama

    yinede o benim babam yinede napabilirim ki?



    Bazen babam... kovalar, yakalarsa hırpalar.



    Bazen babam... beni çok över, bazanda kovalayıp

    bir miktar döver. Ama olsun yinede babam babamdır.



    Annemi severim ama... onun yani annemin beni

    sevmesine bağlı.



    Annemi severim ama... İki tane var. hangi birini

    seviyim ki?



    Canım sıkılınca... Huysuzluk yaparım, artistlik

    yaparım.



    Annemi severim ama... Terlikle beni kovalamasını

    sevmem.



    Annemi severim ama... Bulaşık yıkattığı zaman asla...



    Okulda... yaramazlık yaparım ve çapkınlık tabiki.



    Cezalar ve yasalar... ın Allah cezasını versin.



    Cezalar ve yasalar... Cezalar iyi bir şey deyil,

    yasalar sıkıcı ve nefret.



    Okuldaki noksanlıklar... Okulun hepsi noksan,

    öğrenci ve öğretmenlerimizde noksan. Okulun hepsi

    Allaha emanet.



    Okuldaki noksanlıklar... doğru düzgün birşey yokki.



    Okuldaki noksanlıklar... Sınıf duvarlarının çatlakları,

    malzemeden çalmışlar. Tuvaletlerin hali, ayrıca okul

    memlekete cevap vermiyor. Dahada varda boşver.



    Ben... Allahlık bir yaramaz parçasıyım.



    Elimden gelse... dünyayı elimin içinde tutmam.



    Elimden gelse... her şeyi elimin tersiyle iterdim.



    Elimden gelse... Okul müdürünü... yok ben bir şey

    yapamamki malesef.



    Sınıfta... Kalacam galiba.



    Sinirlerim... Babamınki yanında hiç kalır.



    Sinirlerim... hep tepemin üstünde durur hiç ordan

    gitmezler.



    Büyükler... Bir fener gibidirler, hep bize yol

    gösterirler, ışık tutarlar, sıcaklık verirler, harçlık

    verirler.



    Büyükler... küçükleri küçük sanıp küçümsüyor, oysa

    öyle mi?..



    Annemi severim ama... Annem --Dır Dır-- başımın etini

    yiyip bitiriyor.



    Annemi severim ama... yine de severim.



    Annemi severim ama... Kızmasa...



    Annemi severim ama... hayır hiç bile.



    Büyükler... her zaman küçük çocukları küçük görürler.



    Büyükler... kendini fazla büyük görüyor.



    Beceremediğim şey... hepsini beceriyorum.



    Beceremediğim şey... El işidir -solağımda-



    Hayatım... Henüz asfaltlanmamış bir yol gibi

    engebeli ve toz buhran içinde devam edip gidip

    duruyor.



    Hayatım... hep yerinde sayıyor.



    Öğretmenler... El feneri gibi etrafını aydınlatıyor

    pili bitince şıp diye söner.



    Öğretmenler... çok iyidir, ama dövmeseler.



    Öğretmenler... Bazan oh bazan öf.



    Yaramazlık yaptığım zaman... Acayip dayak yiyorum,

    her tarafım başka başka morarıyor.



    Yaramazlık yaptığım zaman... Keyfime diyecek yok

    sonu dayak olmasa.



    Bir türlü unutamadığım... üç yaşında balkondan

    düşüşümdür.



    Kendini özgür hissediyor musun?.. Bu o anki şartların

    genel durumunun özel şartlarının o anki dururmuna bağlı.



    Çevreyle ilişkilerin... fazla iyi deyil, bazan

    apartmanı ben süpüryorum.



    Kendini özgür hissediyor musun?.. hisetsem nolacakki

    kendimi özgür hissetmeme babam izin vermezki...



    Kendini özgür hissediyor musun?.. yeteri kadar değilse

    bile yinede evet... belki olabilir, galiba özgürüm,

    sınırsızca olmasa da yani...



    Kendini hayata hazır hissediyor musun?.. Hissetmiyorum,

    ben daha ufağım. Hayata yeterince hazırlanmadım.



    Sorunların için çabalıyor musun?.. Eh. Evet

    çabalıyorum, yapamıyorum, bütün gücüm bile yetmiyor.



    Sorunların için çabalıyor musun?.. Tabiki çabalıyorum,

    asla oluruna bırakmam bolca çabalıyorum.



    Çevreyle ilişkilerin nasıl?.. çok iyidir. Çevremiz

    temiz ve sağlıklı olursa bizde daha mutlu oluruz. Onun

    için çevremizle içli dışlı olmalıyız. şahsen ben böyleyim.



    Ankette olmayıp söylemek, eklemek istediğiniz birşey

    var mı?.. Var tabiki... Mutluluk barış ve sağlık hep

    bizden yana olsun. Bir kuş gibi uçup gitmesinler. En

    önemlisi sevgi... Nasıl bir balık sudan çıkınca yaşayamazsa

    insanlarda sevgisiz yaşayamazlar, gerekirse yaşamamalıdırlar.



    ::


Benzer Konular

  1. --->: Yazılı Resimler
    By Konyevi Nisa in forum Resimli Şiirler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 16.01.16, 18:20
  2. ALLAH yazılı resimler
    By Zümrüt in forum Resimli Ayet & Hadisler.
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 08.12.09, 19:29
  3. Kuyruğu Yazılı Balık
    By Konyevi Nisa in forum Sahabeden Ve Evliyaullahtan
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 04.07.08, 10:15

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •