BEDÝÜZZAMAN HAZRETLERÝ VE ÝSLÂM BÝRLÝÐÝ
ÝSLÂM BÝRLÝÐÝ
“Bu zamanýn en büyük farz vazifesi Ýtti*had-ý Ýslâmdýr.”
“Azametli bahtsýz bir kýt’anýn, þanlý tali’siz bir devletin, de*ðerli sahibsiz bir kavmin reçetesi; Ýttihad-ý Ýslâmdýr.”
Orijinal tabiriyle Ýttihad-ý Ýslâm yani Ýslâm Birliði düþüncesi ve fikriyatý, müslüman ilim ve siyaset adamlarýnýn üzerine çok düþün*dükleri ve gerçekleþmesi için çok gayret ettikleri bir mef*kûredir. Ýslâm mütefekkirleri, maddî ve manevî olarak gerilediðini müþahede ettikleri Ýslâm Dünyasýnýn kurtuluþu için bir ümit ola*rak Ýslâm Birliðinin aktif olarak devreye girmesini görmüþlerdir.
Bilhassa 19. asrýn sonlarýnda ve 20. asrýn baþlarýnda bu fikir bazý Müslüman ilim, fikir ve siyaset adamýný hareketlendirmiþ ve bu hususta bir çok eserler yazmýþlar ve faaliyetler yapmýþlardýr. Fakat zemin ve zaman yaver gitmemiþ, Avrupa kökenli ideolojiler ve Avrupa meftunu Liderler Ýslâm Dünyasý’nýn daha da daðýlmasýný saðlamýþtýr.
Ýslâm Birliðinin tahakkuku ve aktif olarak uygulanmasý için Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri çok gayret göstermiþ*tir. Bu düþüncesini Ýstanbul'a ilk geldiði 1907 yýlýndan sonra, çeþitli vesile*lerle gerçekçi olarak ortaya koymuþ ve tahakkuku için gerekli þartlarý sýralamýþ ve Ýttihad-ý Ýslâmýn tarifini yapmýþtýr.
Üç devirde yaþamýþ olan Bediüzzaman Hazretleri, hep Ýslâm Birliði fikrini savunmuþ ve Müslümanlarýn kurtuluþu*nun bu Bir*liðin gerçekleþmesinde olduðunu ifade etmiþtir.
Yirmibeþ sene süren en dehþetli zulüm devrinin sonlarýna doðru, önce iktidarý elinde tutan Halk Partisi idarecilerini ikaz et*miþtir. Bu memlekete, Ýslâm Dünyasý’nýn eskideki muhabbet ve kardeþliðini ka*zanmak için yönlerini Ýslâm Dünyasý’na çevirmele*rini tavsiye etmiþtir. Bu ikazlarý duymayan o zihniyet, o zamanki anlayýþýyla birlikte, tari*hin karanlýk sayfalarýna gömülüp gitmiþtir.
Daha sonralarý ehven-üþþer olarak telakki olunan Demokratlar devri gelmiþ ve Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri dine ve dindarlara bir derece yakýn gördüðü bir kýsým Demokrat idarecilerine Ýslam Birliði fikrini çok daha fazla anlatmýþtýr. Hattâ, Ýslâm Birliðinin teþekkülü hususunda detaylý bilgiler vermiþtir. Sadece bilgi vermekle kalmamýþ, canlý misallerle meseleyi pekiþ*tirmiþtir.
Buna mukabil bazý Demokrat devlet adamlarý (Menderes gibi), Hazret-i Üstad’ýn bu tavsiyelerini nazara almýþ ve bazý te*þebbüslerde bulunmuþlardýr. CENTO gibi bazý kuruluþularý, Ýslâm ülkeleriyle birlikte kurmuþlar ve Bediüzzaman Hazretleri bu faali*yetleri Ýslâm Birliðinin büyük bayramýnýn bir baþlangýcý olarak kabul etmiþtir. Fakat maalesef Demokratlarýn baþýna gelen malum hallerden dolayý onlar da bu Birli*ðin tam tahakkukuna muvaffak olamamýþlardýr.
Beynelmilel þer akýmlarýn, dönmelerin ve gizli dinsizlerin en büyük korkusu olan Ýttihad-ý Ýslâm fikriyatý, Müslümanlar tarafýn*dan devamlý canlý tutulmalý ve basýn ve yayýn organla*rýnda neþriyat yapýlmalýdýr. Þu zamandaki menfi gibi olan hal-i âlem nazara alýnma*malýdýr. Nasýl ki bazý kimseler, kendi ideoloji*lerinin "ebediyyen var olacaðý"ný telkin ediyorlar, Müslümanlar daha kuvvetle hakiki olarak Ýslâm Birliðinin gerçekleþeceðine ve de*vam edeceðine bin kat daha fazla inanmalý ve Ýslâm Kardeþliðine çalýþmalýdýr.