2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Süleyman Hilmi Tunahan (ks) Hazretleri’nin veciz sözleri

    Share
  1. #1
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Süleyman Hilmi Tunahan (ks) Hazretleri’nin veciz sözleri


    Süleyman Hilmi Tunahan (ks) Hazretleri’nin veciz sözleri


    Allah kerimdir amma kuyusu da derindir. İp ve kova olmayınca su çıkmadığı gibi, nur ve feyz de çıkmaz.

    • Atom’un arz üzerinde müddet-i te’siri elle sene olduğu gibi, decâcilenin bu ümmet üzerinde müddet-i fesâdı dahi elli senedir.
    • Benim evlatlarıma Tarih öğrenmek farzdır.
    • Benim evlatlarım, bildiğinin âlimi, bilmediklerinin tâlibidirler.
    • Benim evlatlarımın her biri bir Süleyman’dır. Ben daha yüz sene yaşayacağım.
    • Benim evlatlarım, Yusuf (a.s.) güzelliğindedir.
    • Ben size “eceztü” dediğim zaman sizler alim olmadınız, ilmin anahtarlarını almış oldunuz. Bu aldığınız anahtarla Anadolu’ya gidecek, büyük büyük kitapları açacaksınız ve onun içindeki hakikatleri Ümmet-i Muhammed’in evladına anlatacaksınız.
    • Ben şu denî dünyayı, evlâtlarımın kirli tırnağına değişmem.
    • Bir meşaiyyun var, bir de işrakiyyun var. İşrakiyyun: Önce inanıyor, sonra hikmetini araştırıyor. Meşaiyyun bunun zıddıdır. Kainatı inceler Allah’ı bulur. Bizim sûfî mezhebimiz işrakiyyun üzerine kurulmuştur. Zahirilerle farkımız; biz cevizin içini, onlar kabuğunu yerler.
    • Biz akla ve zekâya kıymet vermeyiz. Salıverdin mi evinin yolunu bulabilecek kadar aklı olsun kâfidir.
    • Biz Cenab-ı Hakk’ın ahirette bize vereceği selahiyetle, mahşer halkına şöyle dürbünle bakacak, kimin bize bir merhabası, ilgisi, sevgisi, alakası, Allah yolunda bir hizmeti varsa hepsine şefaat edecegiz.
    • Biz, terakkî anlarında çürükleri terkederiz. Asker de harekât ânında hastaları bırakır. Bununla beraber, nâdim olup dönenler, kabul olunur.
    • Bize gelinceye kadar bütün piran, bu alemden giderken, kendilerinden sonra, kendileri gibi yetiştirdikleri birisini vazifelendirerek bu alemden gitmişlerdir. Yalnız bana mahsus olmak üzere ben bu alemden gittikten sonra benim tasarrufum daha 40 yıl devam edecektir.
    • Bize şemsî tecellî verildi. Hangi yöne nazar ettiysem, orası ihyâ oldu.
    • Bizim bu alemde bir tek işimiz var. O da yavrularımızın kalblerine Allah (c.c) ve peygamber (s.a.v) sevgisi ile iman ve İslam nurunu yerleştirmektir.
    • Bu dinin garip anlarında hizmet gören, saltanatını sürmeden ölmez. Benim kardeşlerim fukara olmayacak.
    • Bu dünyanın cefâsından sefâsına sıra gelmez, gâfil olmayın, ilme çalışın, geçen günler geri gelmez.
    • Ders okuturken takıldığınız bir yer olursa, orada fazla durmayın. Nasıl ki etrafı kazılan bir ağaç kolayca devrilirse, evveli ve âhiri anlaşılan kitabın da ortasını anlamak kolaylaşır.
    • Dışımız halk ile, içimiz Hak ile…
    • Din asıl, dünya ve siyaset fer’idir. Dünya ve siyaset dinin inkişâfına alet olabilir. Fakat din, dünya menfaat ve siyasetine âlet olamaz. Âlet edenlere lanet vardır.
    • Dinamitle su içinde ölen balıklar haramdır. Gayr-i merzuk olanları da mahvettiğinden bu işte hayır yoktur, hadiseler zuhur eder.
    • Edep, akıl ve şeriata muvâfık hâl ve harekete denir.
    • Ey İslâm Cemaatı! Biz hayatta olduğumuz müddetçe, Resûlullâh’ın eshâbına yalan isnadında ve iftirada bulunulabileceğini mi zannediyorsunuz? Böyle bir zanna kapılmayınız, çünkü biz hayattayız.
    • Göz ve kan verip almakta mahzur yoktur. Zira aza-yı ârıziye olup, aza-yı asliyyeye tabidir. Yani, kötüye kullanılırsa mesuliyeti alan kimseye aittir.
    • Her yerde birlik ve beraberlik lazımdır. Muvaffak olmak için her hususta ittifak etmeli ve dayanışmayı asla elden bırakmamalıdır. Çünkü Allah’ın nusreti, maddi ve manevi yardımı cemaat ile beraberdir. Toplu çalışanlar bunun semeresini kısa zamanda elde ederler.
    • Hizmet muvaffak olsun da, varsın bizim yerimiz caminin pabuçluğu olsun.
    • Hulûs-i kalble tahsil olunan ilim, ayn-ı ibâdettir.
    • İlim, muhabbet, kâmil itikad ve havf isyâna mânidir.
    • İlim, nûr-ı ilâhidir. İnsan ise kovan. Kirli bir kovanda arının durmadığı gibi, isyan ve zulmetle kirlenmiş vücud ve kalbde de ilim durmaz.
    • İlim vukuata tabidir. Vukuat ilme tabi değildir. Ve herkesin işi kendi efal-i ihtiyarisine bağlıdır.
    • İlmin farz-ı ayın olduğu bu günde, sekiz saatten aşağı ders okumak kâfî gelmeyecek.
    • İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârûkî es-Serhendî hazretleri, „Ben nefsin ne kadar büyük bir düşman olduğunu, ancak onyedi senede öğrenebildim“ buyurmuşlardır.
    • İmansız ve zındıklaşmış din düşmanlarının aleyhinde konuşmak, gayret-i diniyyeden olduğu için gıybet değildir.
    • İnsan bilmediğinin düşmanıdır. Nurdan haberi olmayan, ondan zevk almayan insan, nurun düşmanı olur.
    • İnsan gibi, ilminde anâsırı erbaası vardır; ağızdan öğrenmek ve anlatmak, gözünden görmek, kulağından işitmek, eliyle yazmakla beraber, kalbiyle de feyz-i ilâhiyi çekecek.
    • İnsanlarla iyi geçininiz. Kimseyi darıltmayınız. Günün birinde araba kaldırmaya olsun, yarar.
    • İttika; iman ile küfürden, ibadet ile isyandan, füyüzat-ı ilahi ve rabıta ile de gafletten muhafaza etmek manasınadır.
    • Kâinatı saran karanlığı kaldırma zamanı gelip de, ezelî hüküm icâbı ins ü cinnin nebîsi, Habîbü Rabbi’l-Âlemin Kur’ân-ı Kerim’le gönderilip âleme safâ verdiği gibi o Resûlullâh’ın hususî yaratılmış vârisleri de, ilâ yevmi’l-kıyam devam edecek olan dîn-i mübîni, binlerce belâya katlanarak yılmadan yürütecekler.
    • Kalemsiz talebe, kurşunsuz avcıya benzer.
    • Maşayı ateşe koyup çekmekle ısınmaz, beklerse ateş gibi olur, dersler de böyledir. Az okumaktan istifade o kadar olur.
    • Meyve veren ağaca kuru denilmediği gibi, eseri devam eden zevata da ölü denmez.
    • Râbıtaya ehil olmayanlara ilim öğretmek harâminin eline kılıç vermek gibidir. Fuyûzât-ı ilâhiden mahrum olduklarından öğrendikleri ilmi dünya menfaatine âlet ederler.
    • Rütbesi yüce olan kimselerin, kendilerinde cemal sıfatı galip olduğundan kafir ve asilere helak değil, hidayet diler. Ehl-i küfrün kâffeten helak olup cehenneme gitmesinde fayda yoktur. Enbiya-yı mürselîn insanların hidayeti için gönderildiler, helakı için değil.
    • Sahâbi: Resülullah (s.a.v)’in daire-i imkan ve daire-i emkine-i külliyenin tamamını kendi letaifinden nazar ederek, seyr-i sülûkunu bir anda itmâm ettiği kişi demektir.
    • Sihir, insanın nefsindeki habâseti, başka bir habâsete bağlayarak, bir başkasına havâle etmektir.
    • Süleyman aleyhisselâm, „Yalnız başına bir orduyu mağlup etmek ne kadar zor ise, nefs-i emmâreyi mağlup etmek ondan daha zordur“ buyurdular.
    • Tarîk-i Nakşî; rabıta yolu, enbiya ve mürselîn yolu, ârifler, kâmiller, sıddîklar yoludur. Tarîk-i müşahede ve tarîk-i şühuddur.
    • Tırnağını şu dünyaya değişmediğimiz bir evlâdımız için, küre-i arzın altı üstüne gelse, bir şey lâzım gelmez.
    Varis-i Muhammedî ve sahib-i zamanın sonuncusu, sâdât-ı kiramdan olup bu devlet Türkiye’ye ihsan olunmuştur. İmam-ı Rabbanî (k.s.) Hindistan’da, Hz. Şah-ı Nakşibend ve Mevlana Siracüddin Buhara’da, son sahib-i zaman da Türkiye’de zuhur etmiştir. Cümlesi sâdâttan (altun silsileden) olup bu tarik-i âlinin yüceliğine şehadet eder. Irk ve milliyet gözetmeden Hindistan, Pakistan ve Buhara’dan emanet-i kübra, ilahi irade icabı Türkiye’ye intikal etmiştir.
    • Yâ Rabbî! Dünyayı kalbime koyma, elimden de alma
    Süleyman Hilmi Tunahan (ks)

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart Süleyman Hilmi Tunahan’dan Güzel Sözler ve Öğütler

    SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN’DAN GÜZEL SÖZLER VE ÖĞÜTLER


    Süleyman Hilmi TUNAHAN’ın sözlerinde ifadesini bulan enfes tavsiyeler tespit ettim. Faydalı olacağını düşünüyorum.

    ✦ Küre-i arz üzerinde hayat suyu mevcuttur, ondan içen kıyamete kadar ber-hayat
    [1] olur. Hızır (a. s.) ondan içmiştir.

    ✦ Akıl ve imân-ı kemâl bulmayan insanlar; öfke, haset ve kibre esir olurlar.
    ✦ Hasta olduğu halde hastalığına çâre aramayan ahmaktır.” [2]
    ✦ Vakti, nakdi, ömrü israf etmeyelim!
    ✦ Muhabbet arttıkça, muvaffakiyet artar.” [3]
    ✦Bulut güneşin ziyasını söndürdüğü gibi, para da ilmin ziyasını söndürür.”[4]
    ✦Maneviyatsız ilim, zehre munkaliptir.[5][6]


    Dört şeye güvenmeyin:

    1) Âmirlerin iltifatına,
    2) Kış güneşine,
    3) Suyun duruluğuna,
    4) Kadınların cilvesine!” [7]
    ✦‘
    Haram, helâl ver Allah(c.c.), garip kulun yer Allah(c.c.)’ diyenlerden değiliz. Bizler garip değil, garîbiz, Allah(c.c)’a çok şükür garîp yapmış.
    ✦ Eller yahşi biz yaman, eller buğday biz saman!
    ✦ Hakiki müderris, anneleriniz ve babalarınızdır.” [8]
    ✦Ruhun bedene bağlılığı on iki alâka iledir. Bunlardan üçü ölüm ile ayrılır; hareket, renk değişmesi, cevap vermek.
    ✦ Zamanın icabına göre, düşmanla ülfet [9] câizdir.” [10]
    ✦Evlâtlarım!Bir gün gelecek, saray gibi kurslarda okuyacaksınız!
    ✦ Allah yolunda ol, dosdoğru ol!
    ✦ İnsanları sev, insanlara iyilik et, hiç kimseyi hakir görme, haset etmeden say, kıskanmadan sev!
    ✦ Çalışkan, üretici ol!

    Önce çalışmak, sonra duadır dinin esası,

    Kabul olunur ancak çalışanın duası!

    ✦ Bildiğini öğret, temizlikte örnek ol!
    ✦ Günde en az bir kişiye iyilik et, gönül al!
    ✦ Kişiye sadakat yakışır, görse de ikrâh, [11]

    Doğruların yardımcısıdır Hazreti Allah!
    Himmete talip olan, hizmete râgıp [12] olur.
    Hizmete râgıp olan himmete [13] nail olur.
    Himmete nail olan cennete vasıl olur.” [14]
    ✦Bu dünyada insanların çoğu lezzet almak için yerler, biz ise yaşamak için ve yaşayacak kadar yeriz.” [15]
    ✦Sohbet hakkında ne söylenilse, ne yazılsa; güneşten bir zerreyi, deryadan bir katreyi teşkil etmez.
    ✦ Evlâtlarım! Siz de öğrendiklerinizi söylemekle kalmayıp, kendinize bir yeşil ağaç olmaya çalışın, sözlerinizi de vücudunuza tatbik edin!
    Sadıktır kişi düzgündür onun işi,
    Kâziptir [16] kişi bozuktur onun işi.” [17]


    Not: Bu makale, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 13.07.2009 tarih ve 307 sayılı nüshasında yayımlanmıştır.



    Ekrem YAMAN
    Antalya Vali Yardımcısı



    [1] Ber-hayat: Sağ, diri.
    [2] Celal ATASEVER, Süleyman Hilmi Tunahan (k. s.) Hazretlerinden Sözler, Antalya, s. 3.
    [3] ATASEVER, A. g. e., s. 5.
    [4] ATASEVER, A. g. e., s. 6.
    [5] Munkalib: Dönen, dönmüş, değişen, başka bir şekle giren.
    [6] ATASEVER, A. g. e., s. 7.
    [7] ATASEVER, A. g. e., s. 9.
    [8] ATASEVER, A. g. e., s. 10.
    [9] Ülfet: 1. Kaynaşma, 2. Görüşme, konuşma, 3. Dostluk.
    [10] ATASEVER, A. g. e., s. 11.
    [11] İkrâh: İğrenme, tiksinti.
    [12] Râgıp: İstekli, rağbet eden.
    [13] Himmet: Gayret, emek, çalışma, çabalama.
    [14] ATASEVER, A. g. e., s. 12.
    [15] ATASEVER, A. g. e., s. 13.
    [16] Kâzib: Yalancı.
    [17] ATASEVER, A. g. e., s. 14.
    Ekrem Yaman


    ÖZGEÇMİŞ
    30.10.1954’de Ankara İli Beypazarı İlçesi’nde doğdum. İlk, orta ve lise tahsilini Beypazarı’nda Rüstem Paşa İlkokulu, Beypazarı Ortaokulu ve Lisesi’nde tamamladım. Lise birincisi olarak tamamladığım ortaöğretim hayatından sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümünü 06.03.1978’de bitirdim. Eskişehir Maiyet Memuru olarak 20.05.1980’de başladığım idarecilik hayatımı; sırasıyla Sivrihisar Kaymakam Refikliği, Kıbrısçık Kaymakam Vekilliği, Güdül Kaymakam Vekilliği ve Belediye Başkanlığı, Ilgın Kaymakam Vekilliği ile devam ettirdim. 66. Dönem Kaymakamlık Kursu’nun tamamlanmasından sonra 15.03.1983’de Ağlasun Kaymakamı olarak görev aldım. 17.03.1983’de Belediye Başkanlığı görevi de uhdeme verildi. 01.11.1983/01.03.1984 tarihleri arasında Erzincan’da piyade er olarak askerlik vazifesini ifâ ettim. 25.03.1984 Mahallî İdareler Seçimleri’nden sonra Belediye Başkanlığı görevini devrettim. 16.10.1986 tarihine kadar Ağlasun Kaymakamlığı görevini sürdürdüm.
    27.10.1986/12.09.1988 tarihleri arasında Yusufeli Kaymakamı olarak görev yaptım.
    15.09.1988/02.09.1990 tarihleri arasında Şanlıurfa Vali Yardımcısı olarak çalıştım. 02.11.1990/02.11.1991 tarihleri arasında A.B.D’de Boston yakınlarındaki Wellesley Hills’de Berlitz Language Center’da İngilizce eğitimine katıldım.
    18.11.1991 tarihinden 17.03.1994 tarihine kadar Karapınar Kaymakamlığı yaptım.
    01.04.1994/05.09.1995 tarihleri arasında Giresun Vali Yardımcısı olarak çalıştım.
    15.09.1995/16.09.1997 tarihleri arasında Sorgun Kaymakamlığı, 01.10.1997/07.10.2002 tarihleri arasında Çanakkale Vali Yardımcılığı, 10.10.2002/26.10.2006 tarihleri arasında Mersin Vali Yardımcılığı görevini ifâ ettim. 10.11.2006′dan beri Antalya Vali Yardımcısı olarak görev yapmaktayım.
    Eşim Müyesser Hanım 13.06.2006 tarihinde öldü. İki çocukluyum. Kızım İrem Kırıkkale Devlet İhtisas Hastanesi Acil Servis Doktorudur. Oğlum Emre öğrencidir.
    ADI ve SOYADI : Ekrem YAMAN
    DOĞUM TARİHİ : 30.10.1954
    DOĞUM YERİ : Beypazarı-Ankara
    MEDENÎ HÂLİ : Dul, 2 çocuklu
    GÖREVİ : Antalya Vali Yardımcısı
    ADRES (İş) : Antalya Valiliği Şehit Binbaşı Cengiz Toytunç Caddesi ANTALYA
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



Benzer Konular

  1. Üstad Bediüzzaman ve Şeyh Süleyman Hilmi Tunahan
    By Konyevi Nisa in forum İslam Büyüklerimiz ve Alimlerimiz..
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 09.10.08, 19:10
  2. Süleyman Hilmi TUNAHAN Hazretleri kimdir?
    By Konyevi Nisa in forum İlahiyat - Din Kültürü Ödev
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 03.10.08, 13:34

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •