Son Şahitler 1.Cild s. 281
İHSAN ÜSTÜNDAĞ
l902'de Elâzığ'da doğan İhsan Üstündağ, Isparta'nın-eski ismiyle-Cebel nahiyesinde, Sütlüce kazâsında nahiye müdürlüğü yapmış, Eğirdir'de ise kaymakam vekilliğinde bulunmuştu.
İhsan Üstündağ l926 ile l930 yıllarında Sütlüce kazâsında ve Eğirdir'de vazifeler yapmış. Bir köy meselesi için, Eğirdir mal müdürü, bir eczacı ve kazanın doktoru Kemal Beyle birlikte Eğirdir'den Barla'ya gitmişler. İhsan Üstündağ o günlerde cereyan eden ve şahidi bulunduğu hadiseleri şöyle anlatmaktadır:
Bediüzzaman'ın verdiği ders
"Barla'ya kayıkla giderken bir ara sohbet dinî meselelere geldi. Eczacının dini inancı zayıftı. Bize 'Madem ki Allah var diyorsunuz, Allah şerri niçin yarattı?' diyerek inkâr ediyordu ulûhiyeti. Bir türlü ikna edememiştik. 'Daha fazla konuşma, yoksa seni göle atarız. Barla'ya gidiyoruz, orada Şeyh Efendiye sor, cevabını alırsın' diye kendisine Bediüzzaman'dan bahsettik. Belediye reisinin evine misafir olduk. Daha kahveler bile içmeden Bediüzzaman'a gitmek için haber gönderdik. Bizi memnuniyetle kabul edip, ayakta karşılayarak, 'Benim sizi ziyaret etmem gerekirken, siz ziyaretime geldiniz' diyerek biz daha sual sormadan hayır ve şer bahsini açtı.
"Şimdi size şerrin nasıl hayır olabileceğini anlatacağım' dedi. Biz taaccüp edip şaşırdık. Şu misali verdi: 'Kangren olmuş bir kolu kesmek şer değil, hayırdır. Çünkü kol kesilmezse vücut gidecek. Demek Allah bu şerri hayır için yaratmıştır.' Sonra doktor ile eczacıya dönüp 'Siz doktor ve eczacısınız, bunları daha iyi bilirsiniz,' deyince eczacı kireç gibi bem beyaz oldu. Hiçbir kelime konuşamıyordu.
"Hoca Efendi ilâveten şu misali de verdi: 'Bir hindinin altına yumurta konsa ve bu yumurtaların birkaç tanesi bozulsa, diğerlerinden hindiler çıksa bu iş şer oldu denilir mi? Çünkü yumurtadan çıkan her hindi beş yüz yumurta kıymetindedir.' Bilâhare kalbin tıbbî izahını yaptı. Geniş ilmi bilgiler verdi. Birkaç gün sonra Dr.Kemal Bey bana, 'Ben kalbin bu kaar güzel ilmî bir izahını profesörlerden bile işitmemişim' dedi.
"Eğirdir'de kaymakam vekilliği yapıyordum. Kaymakam Fikri Beyin tayini çıkmıştı. Masasında Hoca Efendinin kendisine hitaben bir mektubunu bulmuştum. Üslûbu ve edebî ifadeleri hoşuma gittiğinden, mektubu katlayıp cebime koydum. Mektupta mealen, hatırımda kaldığı kadarıyla şöyle diyordu: 'Mutlaka farz namazları kılınız. İnşaallah sünnetleri de kılarsınız. Rüyanız hayırlıdır inşaallah.'