Son Şahitler 1.Cild s. 159
ALİ HİMMET BERKÎ
1883'de elbistan'da doğdu. Eski Temyiz reislerindendir. Kendi sahasıyla alâkalı kıymetli eserlerin sahibidir. l976'de Ankara'da vefat etti.
Eski Temyiz Reislerinden Ali Himmet Berkî Hocayı sağlığında Ankara'daki evinde ziyaret etmiştim.
Aramızda yaşayan Osmanlı neslinin son temsilcilerinden birisiydi.
Ali Himmet Hoca "Elbistan'da evliyadan bir Himmet Baba vardır. Annem, 'eğer oğlum olursa ismini Himmet korum', diye niyet edip, Cenab-ı Hakka yalvarmış. Allah duasını ve niyetini kabul edince benim adımı Ali Himmet koymuşlar" diye ismi ve memleketiyle ilgili hatırasını anlatıyordu.[1]
Hukuk ve tarih sahasında çok kıymetli eserler veren Ali Himmet Bey, uzun yıllar Temyiz Reisliği yaptıktan sonra l950 yılında Temyiz Reisliğinden emekli olmuştu.
Medresetü'l-Kuzat'tan sınıf birincisi olarak mezun olduğunu ifade eden Ali Himmet Berkî'ye, Bediüzzaman Said Nursî ile ilgili hatıralarını sorunca, Onu ilk defa İkinci Meşrutiyetten önce İstanbul'da Fatih'te gördüğünü söyledi ve hatıralarını anlatmaya başladı:
İlim muhitlerinde herkes ondan bahsederdi
"Ben o yıllarda Medresetü'l-Kuzat'ta talebe idim. Talebe arkadaşlar arasında ileri bir derecemiz vardı. Bütün İstanbul' a Bediüzzaman'ın ismi ve şöhreti yayılmıştı. Bütün ilim muhitlerinde herkes ondan bahsediyordu.
"Fatih'te bir handa misafireten kalıyormuş, herkesin her çeşit sualine cevap veriyormuş, diye hakkında çok rivayetler duyuyorduk.
"Talebe arkadaşlarla gidelim diye karar verdik. Bir grup arkadaşla bu meşhur zatı ziyarete gittik.
"O gün Fatih'te bir çayhanede olduğunu, sorulan suallere cevap verdiğini işittik. Hemen oraya gittik. Çok kalabalık bir meclisi ve sırtında garip bir elbisesi vardı. Bir hoca kisvesi yoktu. Şarkın mahallî kıyafetiyle oturuyordu.
"Biz yanına vardığımızda Bediüzzaman kendisine sorulan suallere cevap veriyordu. Etrafındaki ilim sahipleri, derin bir sessizlik ve hayranlıklık içinde dinliyorlardı kendisini. Herkes verdiği cevaptan memnun ve tatmin oluyordu.
"Felsefecilerden, sofistlerin iddia ve fikirlerine cevap veriyordu. Aklî, mantikî delillerle onların görüşlerini çürütmüştü.