MUSTAFA EKMEKÇİ
"Üstadı ziyarete meşveretle karar veriliyordu"
"1954 senesinde İstanbul'a gelmiştim. Maksadım hafızlığımı tamamlamaktı. Önceleri biraz hafızlığa çalışmış, ancak tamamlayamamıştım. Rüstem paşa Camii imamından ders almaya başladım. Bu arada geçimimi temin etmek için de bir işte çalışmam gerekiyordu. Cami cemaatından bazılarına bu arzumu söylemiştim.
"O sırada Abdurrahman Tan ile tanıştım. Meğer o da dindar bir işçi arıyormuş. Derken onun dükkânında çalışmaya başladım. Abdurrahman Ağabey bana, Üstadı ve Risale-i Nur'u anlattı. Elime ilk aldığım eser, teksir ile yazılmış Küçük Sözler idi. Bu kitabı fırsat buldukça okuyor ve okuyunca da büyük manevî haz ve lezzet alıyordum.
"Bir müddet sonra Abdurrahman Tan, Süleymaniye Kirazlı Mescid Sokağında bir bina satın aldı ve bir katını hizmete tahsis etti. Ben oradaki derslere fırsat buldukça devam ediyor, Risale-i Nur'ları okuyordum.
"Üstadı görme arzum günden güne artıyordu. Ancak o zaman Üstadı ziyaret, meşveretle oluyordu. Gitmek isteyenler sıraya konuluyor, sırası gelince gidiyordu. Gidenlerin çoğu da vazife icabı gidiyordu. Her isteyenin, istediği an Üstadı ziyaret etmesi mümkün değildi. Zaten Üstad da, sebepsiz yere kendisini ziyaret edenlere kızardı.