RÜŞTÜ MIRMIR
1953'te Emirdağ'da ve 1959'un son günlerinde Ankara'da, Nur Üstadla görüşmeleri olmuştur.
Nur manzumesinden müstesna bir menzil olan İnebolu beldesini, Nur Üstad "Küçük Isparta" diye, oranın Kur'ân'a hizmet yolundaki faaliyetlerini iltifatlarla alkışlamaktadır.
Bu şirin Karadeniz beldesinden Nur Risalelerine gönül veren Nur erlerinden bir mübarek zat da Rüştü Mırmır'dır. Belki on beş yıldan fazla bir zaman aralıklarla, Nur Üstad Bediüzzaman'ı Emirdağ'da ziyaret hatırasını anlatmıştı. Bu aziz hatıraları az da olsa, tek kelime, tek cümle de olsa tesbit ederek cihana yayma sevdamız, Allah'a şükür hiç sönmeden devam etmektedir.
"Üç gündür bekliyordum"
Rüşüt Mırmır Üstadla ilgili hatıralarını şöyle anlatıyordu:
"1953 senesinde bizim İnebolulu Kunduracı Sadullah Yılmaz'la birlikte İnebolu'dan çıktık, Emirdağ'da bulunan Hazret-i Üstad Bediüzzaman'ı ziyaret niyetiyle İstanbul'a geldik. Oradan Eskişehir'e, oradan da Nur Üstad Said Nursî Hazretlerinin sürgün şehri olan Emirdağ'a vâsıl olduk.
"Daha evvel yola çıkarken Kastamonu'nun kazası, bizim İnebolu'ya yakın olan Küre'ye uğrayarak oradaki Nur Talebelerinden otelci ve bakkal Hacı Dursun Efendiden adres ve isimler almıştık.
"Tam üç gün süren bir yolculuktan sonra Emirdağ'a vardık. Tarif üzerine Şekerci İbrahim Efendi'yi bularak ondan Hazret-i Üstadı sorduk. Onun vasıtasıyla Üstadımızın huzurlarına kabul edildik.
"Nur Üstadımızın menziline girerken, daha kapıda iken Üstad Hazretleri bize şöyle buyurdu:
"Ben sizi üç gündür bekliyordum. İnebolu'dan misafirlerim gelecek diye muntazırdım.'
"Biz kendilerine Küreli Dursun Efendinin selâmlarını söyledik. Dursun Efendi, 'Biz burada sönük kaldık, hizmet edemiyoruz. Nur Üstad bizlere dua buyursun' diyerek Üstaddan dua istemişti.
"Bunun üzerine Üstadımız buyurdu ki:
"Onlar Nur hizmetinde saff-ı evvel ve çekirdekler hükmündedirler. Onlar kudsî Nur hizmetinde sadakat göstersinler kâfidir. Onların ektiği Nur çekirdekleri şimdi meyve vermektedir. Onların sebat ve gayretleri şimdi bütün dünyada meyvesini vermektedir.'