VAHDETTİN GAYBERİ
"Ceylan Çalışkan'la karşılaşmamız"
"Salih Özcan'la talebeliğinde sık sık görüşüyorduk. Üstad Hazretlerinden sitayişle bahsediyor, büyük bir merakla eserlerine hayranlık duyuyorduk. Her gün Üstadı ziyaret için, içimizde heyecan ve büyük bir arzu doğuyordu.
"Cenab-ı Hak nasip etti, bir gün çok genç ve nuranî yüzlü , hayatta hiç görmediğim ve hemen içimde büyük yakınlık ve âşinalık duyduğum birisi dükkânın tezgâhını eliyle açarak içeriye girdi. Emirdağ'dan, Üstadın yanından geldiğini bildirince heyecan ve iştiyakımız daha da arttı. 'Ben Ceylan Çalışkan' diye kendini tanıttı. Kendisiyle sohbetlerimiz devam etti, sık sık ders yapmaya başladık.
"Emirdağ'a gidebilmenin yollarını da hep konuşuyorduk. Emirdağ'a Üstada yazdığımız hürmet mektuplarımıza cevap alıyorduk. Bu arada lâhika mektupları da geliyor, bunları hayranlıkla arkadaşlara okuyarak derslerde hasretimizi teskine çalışıyorduk. O zaman öyle idi. Nur talebeleri arasındaki muhabere, mektuplarla yürüyordu. Hizmetteki gelişmeleri bu yolla öğreniyorduk. Meselâ, Türkiye'deki Nur talebelerinin sayısını o zamanın Ulus gazetesinin, 'Said Nursî'nin talebeleri çoğalıyor, 800 kişiden fazla oluyor, lâiklik elden gidiyor' diye haberlerinden öğreniyorduk.