H. ŞÜKRÜ BEŞEOĞLU
Şekerci Şükrü Amca
Biz ona "Şekerci Şükrü Amca" deriz.
Ziyaretine gitmeyeli seneler olmuştu. Geniş bahçeli, çiçekli ve ağaçlı, ahşap evinde, sakin, sessiz köşesinde anlattıklarını dinlerken, "Üsküdar'ın Dost Işıkları"nda aydınlatmaya başlamıştım.
"Kimlersiniz? Ya bağrı yanık kimselersiniz!
"Yahud da her sabâh uyanık kimselersiniz!"
Yahya Kemal'in "Kimlersiniz?" diye sorduğu sualine Şekerci Şükrü Amcayı dinlerken cevap bulmuştum. Müslüman Üsküdar'ın "Dost Işığı"nda aydınlanmıştım o güzel bahar gününde.
Her sabah uyanık olan Şekerci Şükrü Amcalar bu aziz toprakların hakiki sahipleri. Müslüman Türkiye'nin tapu senetleri...
Şairin Şükrü Amcayı gördüğünü ve görüştüğünü zannetmiyorum. Ama hiss-i kablelvuku (ön sezi) ile terennüm ettiği böyle aziz nur dostlarıdır:
"Dünya yüzünde, bir sefer olsun, tanışmadan,
"Öz çehrenizle sizleri görmekteyim bu an,
"Gönlüm, dilim, kanım ve mizacımla sizdenim,
"Dünya ve âhirette vatandaşlarım benim."
Hacı Şükrü Efendinin samimi sohbetlerini, hanımı Azize Teyzenin getirdiği çayları yudumlarken dinliyorduk.
Devrekânili Ahmed Kureyşi Efendi ile birlikte Emirdağ'da Üstad Bediüzzaman'ı ziyaret etmiş, sohbetinde bulunmuştu.