5 sonuçtan 1 ile 5 arası

Konu: Osman Aydın

    Share
  1. #1
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Osman Aydın

    OSMAN AYDIN

    "İlk öğretmen olduğum zaman Üstadı ziyaret ettim. O zaman aradığım nuru bulmuştum. 1948'de Risale-i Nur'ları okumaya başladım. Bundan sonra İslâm yazısını da öğrendim. Kur'ân'ı hatmederek Üstaddan müsaade alıp, Isparta ve Konya İmam Hatip Mekteplerinin imtihanlarına girerek diploma aldım. Sonra da hocalık ve vaizlik imtihanlarını kazandım. Önce Emirdağ'da imamlık yaptım. Üstadın vefatından sonra da Ankara merkez vaizi oldum.
    "1950'den sonra ayrıldım ve bir müddet Üstadın hizmetinde bulundum. Öğretmen iken, bir gün talebelerle otururken Üstad yanımıza gelmişti. O gün Üstad, 'Menderes'i kurtardık, o kurtuldu!' dedi. Bir gün sonra uçak kazasında Adnan Menderes'in sağ salim kurtulduğunu öğrendik. Üstadın bu harika kerametini bir gün sonra hâdise olunca öğrenmiştik.

  2. #2
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Osman Aydın

    "Üstad çingenelere ne dedi?"
    "Bir gün Üstadla birlikte kıra gezmeye çıkmıştık. Yolda çingeneleri gördük. Üstad onlara nasihat etti ve buyurdu ki: 'Siz dünyanın fâni olduğunu anladığınızdan basit yerlerde oturuyorsunuz. Sizler de göçebe olduğunuzdan dolayı benim meslektaşım sayılırsınız.' Bu hadiseden sonra onlar, Üstadı nerede görseler hürmet eder, kimseye Üstadın aleyhinde söz söyletmezlerdi. Üstad herkese durumuna göre muamele ederdi.
    "Yine bir gün Üstad beni akşamdan sonra Gençlik Rehberi'nin basımı için İstanbul'a göndermek istemiş, 'Şimdi yola çık' demişti. Aşağıya indiğimde dış kapı kilitliydi. Çok uğraştım, bir türlü açamadım. Sonra Üstad geldi, o da açmak için çok uğraştı. Kapı bir türlü açılmıyordu. Sonra Üstad yan tarafa çekildi. Âniden kapı şak diye açıldı. Üstad mecbur kalmadan keramet göstermiyordu. Bu hal de bir keramet haliydi.
    "Emirdağ'da kardeşler birkaç defa hapse girmişlerdi. Ben de iman, Kur'ân yolunda hapse girmeyi çok istiyordum. Hattâ İçişleri Bakanına dilekçe dahi yazmıştım. Beni götürmediler. Bunu da sonradan anlamıştım. Üstad bana zaman zaman, 'Ben Osman'ı vermeyeceğim' diye buyurmuştu.

  3. #3
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Osman Aydın

    "Ben o koca Sultan için ayağa kalkıyorum"
    "Mustafa Kırıkçı'yla birlikte Konya'nın Lâdik kazasına giderek, büyük velilerden Hacı Ahmed Efendiyi ziyaret etmiştik. Bu zatın devamlı Hızır (A.S.) ile gezdiği ifade edilir. Bizim Üstaddan geldiğimizi öğrenince, Üstaddan çok sitayişle bahsetmişti. Kendisi için, 'Ben Hızır'la yüz sene hizmet etsem, yine Üstad Bediüzzaman'ın mertebesine yetişemem' demişti.
    "Konya'ya İmam Hatibe ders vermeye gidince, Hacı Veyiszâde Mustafa Efendiyi ziyaret ederdim. Her ziyarete gidişte bu zat ayağa kalkar, çok hürmet ederdi. Ben bu durumdan çok mahçup olurdum. Bana, 'Ben sana ayağa kalkmıyorum. O Koca Sultana ayağa kalkıyorum. Sen o Sultanın yanından geliyorsun ya, işte onun için ayağa kalkıyorum' derdi.

    * * *

  4. #4
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Osman Aydın

    "Üstad Bediüzzaman'dan aldığım ilhamla şu manzumeyi yazmıştım:

    Nura Çağırış
    Ey Nur, hicabını aç, şu beşer felâh bulsun,
    Bu âlem sana muhtaç, mazlum ümmet kurtulsun
    Kaldır nikabını ki, fetholsun bütün cihan
    Zulmetler bitsin artık, nur dolsun bütün cihan
    Bu müthiş asrın derdiyle, herkes mânen hastadır
    Zalimler zulme devam, mazlumlar hep yastadır
    Bu dertlere bir derman, yâ Rabbî nuru gönder
    Zeminin Üstadını beşere kıl müyesser
    Mü'minlere rahat yok, Müslüman diyarında
    Mazlumların âhı çok, hem bugün hem yarında
    Hayır, hayır, bitecek, artık mazlumun âhı
    Gözlerden akan yaş, döker bütün günahı
    Şu gaddar medeniyet, mazlumları boğmada
    Sabredelim kardaşlar, işte güneş doğmada
    Doğuyor nur güneşi, işte arş-ı âlâdan
    Ferman-ı İlâhî ile, hem de arş-ı âlâdan
    Nusret gelir ümmete, mazlumun âhı diner
    Kurtulur ehl-i iman, kâfirler hepsi siner
    Şeriat-ı garradır, bu beşere selâmet
    Kur'ân hâkim olmadan, elbet kopmaz kıyamet
    Yürü ey Nur kervanı, yolun Hakka ulaşır
    Şanın bütün cihanda, saygı ile dolaşır
    Bu Nurun kılavuzu, Said Bediüzzaman
    Mübareğin isteği, kurtulsun yeter iman
    Felâh bulup kurtulan, Nur ile ehl-i Kur'ân
    Kırk sene bu ümmete, olacak rahat vicdan
    Yâ Rabbî, Üstadımdan ebediyyen razı ol
    Payidar kıl bir nuru, imanda en kısa yol
    Selâmet müminlere ol yüce Haktan gelir
    Aydınım, sen de öğren, gaybı ancak Hak bilir
    İlâhî, hıçkırıklar doldurdu şu fezayı
    Bu hicran ağlatıyor, gökte güneş ve ayı
    Mü'minler sabredelim, mutlak güneş doğacak
    İslâm selamet bulup zulmetleri boğacak


    * * *

  5. #5
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Osman Aydın

    Osman Aydın şu şiiri de Üstad Bediüzzaman'ın vefat haberi üzerine kaleme almıştı:

    Elveda, Büyük Üstadım Bediüzzaman Hazretlerine
    İşte geldi çattı ayrılık derdi
    Bin türlü elemi bizlere verdi.
    Gam, keder postunu gönlüme serdi.
    Üstadım, firakın yaktı dağladı
    İnsanlar, mahlûkat, semâ ağladı.
    Acı haberlerin gönlümü dağlar
    Bayram geldi, fakat kalbim kan ağlar
    Bilmem yaramızı bizim kim bağlar
    Üstadım, firakın yaktı dağladı
    İnsanlar, mahlûkat, semâ ağladı.
    Boyunlar büküldü, çehreler duruk
    Boğazda döğüldü, sesimiz kırık
    Bütün kardeşlerde derin hıçkırık
    Geliyor, sel gibi aktı, çağladı.
    İnsanlar, mahlûkat, semâ ağladı.
    Ansızın ayrılık geldi kapıya
    Gözyaşı bıraktı Nurdan yapıya
    Dostla vuslat için terhis tapuya
    Gözler pınar gibi aktı, aktı, çağladı
    İnsanlar, mahlûkat, semâ ağladı.
    Elveda dostlarım, ayrıldı Üstad
    Nemli gözler ile ediyoruz yad
    Kur'ân okuyalım ruhu olsun şad
    Üstadım, firakın yaktı dağladı
    İnsanlar, mahlûkat, semâ ağladı.
    Yaramıza merhem Risale-i Nur
    Derdine dermanı hep onda bulur
    Kat'î bir hüccettir Risale-i Nur
    Bizlere tesellî verip ağladı
    Üstadım, firakın yaktı dağladı
    İnsanlar, mahlûkat, semâ ağladı.
    Üstadım, gidersin sen bâki yere
    Viran kalbim kırık, vücudum bere
    Al götür beni gittiğin yere
    Firakın bizleri yaktı dağladı
    İnsanlar, mahlûkat, semâ ağladı.
    Aydın'ın derdini açtı da açtı
    Kanlı yaşlarını etrafa saçtı
    Daha da söylerdi dili dolaştı
    Üstadım, firakın yaktı dağladı
    İnsanlar, mahlûkat, semâ ağladı.


    Osman Aydın
    Emirdağ- 23 Mart 1960


    (Son Şahitler kitabının, üçüncü cildinden derlenmiştir...)

Benzer Konular

  1. İkinci Osman Han (Genç Osman)
    By Konyevi Nisa in forum Osmanlı tarihi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 14.10.08, 08:40
  2. İkinci Osman Han (Genç Osman)
    By Konyevi Nisa in forum Osmanlı tarihi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 13.10.08, 12:42
  3. Aydın ili
    By SiLa in forum Arkeoloji Ödev
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 13.10.08, 10:48
  4. Aydın yüksel
    By SiLa in forum Arkeoloji Ödev
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.10.08, 15:10
  5. Aydın Mutfağı
    By Konyevi Nisa in forum Yöresel Yemekler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.07.08, 14:21

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •