***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


IrSad NedIr, MÜrSId KImdIr?
Hakiki ve kâmil bir mürsid, iman kurtarma noktasinda adeta bir can simidi gibidir. Ancak “taklidinden sakinmak” sarttir. Aksi halde imani kurtarmak bir yana, tehlikeye bile girebilir. Her meslek ve mesrepte oldugu kadar, bu meslekte de akidesi, niyeti bozuk, menfaatçi, sahte veya egitimi yetersiz, kemale ermemis olanlar mevcuttur. Fakat sahte olanlari kolay ve çabuk fark edilirler. Yeter ki biraz basiret ve feraset olsun.
Sahte mürsidleri ele veren ipuçlari genellikle sunlardir:
Dünya üzerinde öyle mübarek zâtlar var ki, Allah onlari insanlari karanliktan aydinliga çikarsinlar diye hizmetine almistir.
Onlar insanligin irsadi için, kurtulusu için görevlendirilmis velilerdir. Allah'tan baskasi önünde egilmezler ve O'nun rizasindan baska bir sey de talep etmezler.
Onlarin gayeleri sadece Alemlerin Rabbi Allah'tir. Sözleri O'nu zikirden ibarettir. Günes gibidirler. Insanlar için bir isik, insanlik için bir aydinlik... Yol'dan, Yolumuz'dan haber verirler, rehberlikleri ile önümüzü aydinlatirlar. Hiç bir karsilik talep etmeden, beklemeden...
O aydinliktan faydalanabilmek için onlari bilmek, tanimak, yaptiklari irsadi anlamak gerek. Irsad nedir, mürsid kimdir bilmek gerek.
Dünya hayatinin en serefli ve en degerli isi, gönülleri Hakk'a uyarip, duygu ve düsünceleri Allah ile bulusturmaktir. Çünkü suur sahibi bütün varliklarin yaradilis gayesi Allah'i tanimak ve O'na ibadet etmektir. (Zariyat, 56)
Bu gayeden uzaklasildigi an, hayat manasini yitirmis, imtihan kaybedilmis, dünya hayatiyla birlikte ebedi hayat da hüsrana ugramis olur.
Muhtelif ayet ve hadislerde isaret edildigi üzere, Allah'in zikri bütünüyle yeryüzünden kalktigi zaman dünyanin da varlik sebebi ortadan kalkmis ve kiyamet vacip olmus olur. Demek ki, dünyayi ayakta tutan sey Allah'in zikridir. Iste insanin yüzünü Hakk'a çevirmekten ibaret olan irsadin degeri, bu yaradilis gayesinden kaynaklanmaktadir.
Böylesine serefli bir vazifeyi, Allah en seçkin kullari olan peygamberlerine ve onlarin vârislerine vermistir. Sayet irsaddan daha degerli ve serefli bir is olsaydi, Cenab-i Hak peygamberlerine o vazifeyi verirdi.
Irsadin manasi ve ehemmiyeti
Kelime olarak irsad: Hak ve hakikate, iyiye, dogruya tercüman olmak, Allah yolunu göstermek manalarina gelmektedir. Tasavvufî manasiyla irsad ise: Allah'i kullarina, kullarini da Allah'a sevdirmektir. Belirli bir egitimi ve metodu olan bu irsadi, su sekillerde de tarif edebiliriz:
* Yaraticisiyla tanisik olmayan ruhlari onunla tanistirmak, Rabbi'yle tanisik olan ruhlari da onunla olan münasebetlerinde derinlestirip yükseltmek.
* Potansiyel olarak insanlik kabiliyetine sahip olan insani, fiilen insan haline sokmak. Diger bir tabirle “insan-i kâmil” yapmak.
* Insanin ser kabiliyetini hayir kabiliyetine çevirmek suretiyle, seytan ve onun temsil ettigi kötülükleri bertaraf etmek.
* Insani iyilige, ibadete, güzel ahlâka, salih amele, istikamete… hasili Rabbi'nin rizasina yöneltmek suretiyle O'na ulasmasini saglamak.
Mürsidin mana ve keyfiyyeti
Irsad eden, dogru yolu gösteren rehber zata mürsid denir. Allah'in, doksan dokuz güzel isminden biri de “er-Resîd” dir (bkz. Hûd Suresi, 87). Resîd, mürsid anlamina gelmektedir. Çünkü asil olarak hak ve dogru yolu gösteren, sonsuz rahmet sahibi Allahu Tealâ'dir. Nebileri ve rabbanî alimleri vasitasiyla insan ve cinleri ilâhi kitabinin nurlu beyanlarina davet etmektedir. Inanan-inanmayan herkese merhamet buyurup, onlari ebedi azaptan kurtaracak mürsidleri aralarindan çikarmaktadir.
Nitekim, her devirde bu vazifeyi hakkiyla yapabilecek mürsidleri yetistirmek farz-i kifayedir. Ayet-i kerimede: “Içinizden hayra çagiran, iyiligi emredip kötülükten men eden bir sinif bulunsun. Iste kurtulusa eren onlardir.” (Âl-i Imran, 104) buyurulmaktadir.
Tasavvufta kemale ermis, olgunlasmis, evliyalik mertebelerinin sonuna ulasmis, kabiliyeti olanlari bu yolda yetistiren rehber zata mürsid-i kâmil denir.
Umumi manada mürsid-i kâmil, kalp ve kafa izdivacina muvaffak olmus bir mana kahramani, hakikat davetçisi ve gönüllere Hak esintilerini duyuran bir peygamber vârisidir. Ulasmak isteyenle ulasilacak olan arasinda bir köprü mesabesinde olan mürsidin en belirgin vasfi, Hakk'a yakinliktir. Onun fizikî alem kadar metafizik alemlere de gönül gözü açiktir. O, Allah, insan ve kainat münasebetini kavrayan, varligin esrarina asina bir arif, dünya- ahiret bilgileriyle donanmis bir bilgedir. Hak yolcusunun kalbine kendi hususi mazhariyetlerini yansitan bir velîdir. Iste böylelerinin elinde her zaman kömürler elmasa dönüsmüs, tas ve toprak da altin seviyesine yükselmistir.
Bu vadide, gavs ve kutuplardan düz nasihatçilara kadar birçok irsad ehlinden bahsetmek mümkündür. Fakat ruhlara insan-i kâmil olma ufkunu açamayanlara mürsid denemez. Denemez; zira bunlarin kendileri irsada muhtaçtirlar ve mutlaka terbiye edilmelidirler. Bir atasözümüzde, “Kendi muhtâc-i himmet bir dede, bilmez ki gayra nasil himmet ede” denilir.