Sayfa 2/4 İlkİlk 1234 SonSon
33 sonuçtan 11 ile 20 arası

Konu: Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar)

  1. #11
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar)

    Ateist diyor ki:
    Sual: Aşağıdaki âyetler çelişkilidir. Aynı surede hem istisna var, hem de yok. Esas çelişki ise, zinanın ispat edilmesi için 4 şahidin ne şekilde bulunacağıdır. Evet 4 şahit nasıl bulunacaktır?

    Namuslu kadınlara zina isnat edip de, sonra [bu durumu ispat için] dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurun; ebediyen onların şahitliğini kabul etmeyin. Onlar fasıkların ta kendileridir. Ama bundan sonra, tevbe edip düzelenler bundan istisnadır. ALLAH çok bağışlayıcı ve merhametlidir. (Nur 4,5)
    Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetliktir. Onlar için çok büyük bir azap vardır. Kendi dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarına şahitlik ettikleri gün, onlar büyük azaba uğrayacaklardır. O gün, ALLAH onlara hak ettikleri cezaları verecek ve onlar ALLAH'ın apaçık gerçek olduğunu anlayacaklardır. (Nur 23,24,25)
    CEVAP
    Birinci âyette, (İftira edenlere gerekli cezayı verin, şahitliklerini de kabul etmeyin. Ama tevbe edip düzelenler bundan istisnadır) deniyor. Yani tevbe ederlerse şahitliklerini kabul edin deniyor. Aşağıdaki âyetlerde ise, (iftira edenler lanetliktir, onlar ahirette cezalarını bulacaklardır) deniyor. Bu iki âyetin neresi çelişkilidir?

    En azılı kâfir bile tevbe ederse affa uğrar. Ama tevbe etmeyen kâfirler ebedi Cehennemliktir. Bu günahı işleyen bir müslüman ise o da ahirette cezasını çekecektir. Burada en ufak bir çelişki yoktur.
    Güya asıl çelişki dediği de, dört şahidin nasıl bulunacağı imiş.

    Kur’an-ı kerimde, zekat verin emri var, ama nasıl verileceği kaçta kaç verileceği bildirilmemiştir. Resulullah bunu açıklamıştı.

    Kur’anda namaz kılın emri vardır. Ancak namazların kaç rekat olacağı, nasıl kılınacağı, namazı bozan şeyler Kur’anda açıkça bildirilmemiştir. Bunları Resulullah efendimiz açıklamıştır.

    Bugün dünyadaki anayasalarda da her hüküm detaylı şekilde açıklanmaz. İsmi anayasadır. Yasalarla, tüzüklerle açıklanır. Kur’an da İslamiyet’in anayasası gibidir, hadis-i şeriflerle açıklanmıştır. Hadis-i şerifleri de, yetkili âlimler açıklamıştır. Anayasalarda trafik cezaları şudur diye yazmaz. Yasalara havale eder. Anayasa detay kitabı olmadığı gibi, Kur’an-ı kerim de detay kitabı değildir. Detayına inmemiştir diye çelişki var demek, çamur atmaktan başka şey değildir. Dört şahidin nasıl bulunacağının açıklanmamasına çelişki denmez. Eksik denebilirdi. Belki de ateist, İslamiyet’te şahitlerin vasıfları, kimlerin şahit olacağı detaylı şekilde açıklandığını bildiği için, eksik diyemeyip çelişki demiştir. Ama bu iddiası da yine kendisine benzemiş, yani komik ve iğrenç olmuştur.


    Seni çok Özledim Annem

  2. #12
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar)

    Ateist diyor ki:
    Sual: Kıyamette insanların üç sınıf olacağı Vakıa suresinde bildirilirken, Beled suresinde iki sınıf olacağı bildiriliyor. Bu çelişki değil mi?

    Kıyamet koptuğunda kimini alçaltacak ve kimini yükseltecek olan o hadisenin yalan olmadığı ortaya çıkacaktır. Ey insanlar! Yer sarsıldıkça sarsıldığı, dağlar ufalandıkça ufalanıp da toz duman haline geldiği zaman, siz de üç sınıf olursunuz. İyi işler işlediklerini belirtmek için, amel defterleri sağdan verilenler; ne mutlu o sağcılara! Kötülük işlediklerini belirtmek üzere, amel defterleri soldan verilenler; ne yazık o solculara! Sabikun [İyilik işlemekte önde olanlar], karşılıklarını almakta da önde olanlardır. Naim Cennetlerinde ALLAH'a en çok yaklaştırılmış olanlar işte bunlardır. (Vakıa 1-12)
    İşte bunlar amel defterleri sağdan verilenlerdir. Âyetlerimizi inkâr edenler, işte onlar amel defterleri sollarından verilenlerdir. Onların cezası üzerlerine kapıları sımsıkı kapatılmış bir ateştir. (Beled 18-20)
    CEVAP
    Vakıa suresinde, sağcılar, solcular ve sabikun diye üç sınıfa ayrılıyor. Sağcıların Cennete solcuların Cehenneme gideceği bildiriliyor. Sabikun denilen, sağcılardan daha ileride, daha yüksek derecede olanların da Cennete gideceği bildiriliyor.

    Beled suresinde ise, sadece sağcılar ve solculardan bahsediliyor. Sabikundan bahsedilmemiştir.

    Bahsetmemek çelişki olur mu? Eğer, bir âyette sağcılar Cennete denirken, başka bir âyette Cehenneme gidecek dense idi, o zaman çelişki olurdu. Bir şeyden hiç bahsedilmemesi çelişki olamaz. Ne olur, sadece çamur atmak olur.


    Seni çok Özledim Annem

  3. #13
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar)

    Ateist diyor ki:
    Sual: İlk iki âyette, Ahiret yılı, dünya yılına göre bin yıl denirken, üçüncü âyette 50 bin yıl deniyor. Bu çelişki değil mi?

    (Resulüm) Senden, başlarına acele azap getirmeni istiyorlar. ALLAH sözünden asla caymaz. Rabbinin katında bir gün, saydıklarınızdan bin yıl gibidir. (Hac 47)
    Gökten yere kadar, olan bütün işleri ALLAH düzenler, sonra, işler sizin hesabınıza göre bin yıl kadar tutan bir gün içinde Ona yükselir. (Secde 5)
    Melekler ve Ruh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) elli bin yıl olan bir günde yükselip çıkar. (Mearic 4)
    CEVAP
    Zerre çelişki yoktur. Anlamaktan aciz olana ne denir ki?
    Birinci âyette, ALLAH katında bir gün, size göre bin yıl gibidir deniyor.
    İkinci âyette de, birinci âyetteki gibi bildiriliyor.
    Üçüncü âyet, tamamen farklı bir konudan bahsediyor. Cebrail, oraya 50 bin yıllık yolu bir günde alır deniyor. İlk iki âyette bahsedilen yer değil ki.


    Seni çok Özledim Annem

  4. #14
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar)

    Ateist diyor ki:
    Sual: Aşağıdaki birinci âyette Yahudi ve Hıristiyanlar Cennete gidecek denirken, diğer iki âyette Cehenneme gidecekleri bildiriliyor. Bu açık bir çelişki değil mi?

    İman edenler, Yahudi, Hıristiyan ve Sabiinlerden ALLAH’a ve ahirete inanıp salih amel işleyenler için elbette Rablerinin katında mükâfatlar vardır. (Bekara 62, Maide 69)
    İslam dininden başka din isteyenlerin, dinlerini ALLAH kabul etmez. Bunlar ahirette en büyük zarara uğrayacaklardır. (Al-i İmran 85)
    Yahudiler, Üzeyir’e, Hıristiyanlar da İsa’ya ALLAH’ın oğlu dediler. Daha önce kâfir olmuş kişilerin sözlerini taklit ediyorlar. ALLAH onları kahretsin. Nasıl da [haktan bâtıla] döndürülüyorlar! (Tevbe 30)
    CEVAP
    Yahudi, Hıristiyan ve Sabiinlerden, kendi Peygamberleri zamanında inanıp salih amel işleyenler elbette Cennete gidecektir. Her Peygamberin kavminden, kendi zamanında iman edenler elbette Cennete gider. Bunun çelişki neresindedir?

    O âyetin meali şöyledir:
    ([Senden önce Peygamberlerine] iman edenler, Yahudi, Hıristiyan ve Sabiinlerden ALLAH’a ve ahirete inanıp salih amel işleyenler için elbette Rablerinin katında mükâfatlar vardır.) [Bekara 62, Maide 69]

    Hazret-i Musa zamanında, ona inanan Yahudiler ve Hazret-i İsa zamanında ona inanan Hıristiyanlar, elbette Cennete gidecektir. Çünkü, bütün Peygamberler gibi, Hazret-i İbrahim gibi, Hazret-i Musa da, Hazret-i İsa da Müslüman idi.
    Ateist diyor ki:
    Sual: Aşağıdaki birinci âyette Yahudi ve Hıristiyanlar Cennete gidecek denirken, diğer iki âyette Cehenneme gidecekleri bildiriliyor. Bu açık bir çelişki değil mi?

    İman edenler, Yahudi, Hıristiyan ve Sabiinlerden ALLAH’a ve ahirete inanıp salih amel işleyenler için elbette Rablerinin katında mükâfatlar vardır. (Bekara 62, Maide 69)
    İslam dininden başka din isteyenlerin, dinlerini ALLAH kabul etmez. Bunlar ahirette en büyük zarara uğrayacaklardır. (Al-i İmran 85)
    Yahudiler, Üzeyir’e, Hıristiyanlar da İsa’ya ALLAH’ın oğlu dediler. Daha önce kâfir olmuş kişilerin sözlerini taklit ediyorlar. ALLAH onları kahretsin. Nasıl da [haktan bâtıla] döndürülüyorlar! (Tevbe 30)
    CEVAP
    Yahudi, Hıristiyan ve Sabiinlerden, kendi Peygamberleri zamanında inanıp salih amel işleyenler elbette Cennete gidecektir. Her Peygamberin kavminden, kendi zamanında iman edenler elbette Cennete gider. Bunun çelişki neresindedir?

    O âyetin meali şöyledir:
    ([Senden önce Peygamberlerine] iman edenler, Yahudi, Hıristiyan ve Sabiinlerden ALLAH’a ve ahirete inanıp salih amel işleyenler için elbette Rablerinin katında mükâfatlar vardır.) [Bekara 62, Maide 69]

    Hazret-i Musa zamanında, ona inanan Yahudiler ve Hazret-i İsa zamanında ona inanan Hıristiyanlar, elbette Cennete gidecektir. Çünkü, bütün Peygamberler gibi, Hazret-i İbrahim gibi, Hazret-i Musa da, Hazret-i İsa da Müslüman idi.


    Seni çok Özledim Annem

  5. #15
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar)

    Ateist diyor ki:
    Sual: Yer ve gök bazı âyetlerde altı, bazılarında sekiz yazıyor. Bu çelişki değil mi?

    Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. (Araf 54)
    O, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. (Hud 7)
    Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. (Yunus 3)
    Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratandır. (Furkan 59)
    Gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yarattı. (Secde 4)
    Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunan şeyleri altı günde yarattık. (Kaf 38)
    Göklerle yeri ve aralarındakileri altı günde yaratan Odur. (Hadid 4)

    Şu âyetlerde de 8 günde yaratıldığı söyleniyor:

    Siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip Ona ortaklar mı koşuyorsunuz? O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti. Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yer küreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler. Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı. (Fussilet 9,10,11,12)
    CEVAP
    Ateist toplamayı bilmiyorsa veya kasıtlı topluyorsa kabahat kimin olur? Arapça’da bir anlatış şekli vardır. Bunu bilmeyince ateist işte böyle zırvalıyor. Doğrusu, Yer küre ve içindekiler dört günde tamamlandı. Gökler de iki günde toplam altı gün eder. 7 âyette 6 gün deniyor. Fussilet’te ise detaylı olarak altı gün açıklanıyor. Bunun ikisi yer küre, ikisi içindekiler, iki günde de gökler. Hepsi altı gün.

    İşin uzmanı olan müfessir İmam-ı Kurtubi bu âyet-i kerimeyi şöyle açıklıyor:
    (Basra'dan Bağdat'a 10 günde, Küfe'ye de 15 günde gittim) denince, Bağdat’la Kufe arasının 15 gün olduğu anlaşılmaz. 15 -10 = 5 gün olduğu anlaşılır. Basra Bağdat arası 10 gün, Bağdat Kufe arası 15 gün denirse, toplam 25 olur ki yanlış olur. Çünkü Basra ile Bağdat arası 10 gün, Bağdat ile Kufe arası ise 5 gündür. (El-Câmiu li Ahkâm-il-Kur’ân)

    Âyet-i kerimede de durum aynen böyledir. 2 günde yeri, iki günde gıdaları ki toplam dört gün eder, âyette de bu bildiriliyor. Dört gün bildiriliyor. İki gün de gökler yaratılıyor. Toplam 6 gün. Hani 8 gün nerede?

    Tefsir uzmanı İmam-ı Beydavi de şöyle açıklıyor:
    Orada [yer yüzünde her mahlukatın] gıdalarını [iki gün yerin yaratılışı ile beraber toplam] dört günde yarattı.

    Tefsir uzmanlarının hepsi şöyle diyor:
    Böyle ifadeler, Arap dilinde de çok kullanılan bir üsluptur, mesela, Kufe’den Medine arası 20 gündür, Mekke ise 30 gündür denince, Kufe Mekke arası 50 gün anlaşılmaz. Medine'den Mekke arası 10 gündür toplamı 30 gündür. (Taberi, Beydavi, Kurtubi, Nesefi)

    Gün tabiri nedir?
    Ateist yine diyor ki:
    Sual: 1 gün dünyanın kendi etrafındaki 24 saatlik bir dönüşünden meydana geldiğine göre, dünya yaratılmadan önce böyle bir dönüş olamayacağından bu zamanı gün olarak hesaplamak mümkün mü?
    CEVAP
    Dünya günü, ahiret günü farklı olduğu gibi ALLAHü teâlânın indinde gün de farklıdır. Burada bildirilen gün için işin uzmanı müfessir İmam-ı Razi hazretleri (Burada gün demek, devir demektir, hâl demektir) buyuruyor. ALLAHü teâlâ için zaman mefhumu yoktur. “Ol” denince her şey olur. Buradaki “Ol” ifadesindeki günü 24 saat olarak algılamak yanlıştır. Hâşâ öyle emek sarf etmesi falan olmaz. Emek sarf etmek acizler içindir. Bir çok âyet de “Ol” denince her şey olur buyuruluyor.

    İşte birkaç âyet-i kerime meali:
    (O, [ALLAHü teâlâ] bir şeyi yaratmak istediği vakit ona “Ol” der, o da hemen oluverir.) [Bekara 117]

    (O, gökleri ve yeri hak ve hikmet ile yaratandır. “Ol” dediği gün her şey oluverir.) [Enam 73]

    (Bir şeyin olmasını isteyince, ona sadece “Ol” deriz, o da, hemen oluverir.) [Nahl 40]

    (O, bir şey yaratmak isteyince, “Ol” der, hemen oluverir.) [Yasin 82]

    (Dirilten de, öldüren de ancak Odur. Olmasını istediği şeye ol der, o da hemen oluverir.) [Mümin 68]

    (ALLAH’ın bir evlat edinmesi, olur şey değildir. O, bundan münezzehtir. Bir işe hükmettiği zaman, ona sadece “Ol” der ve hemen olur.) [Meryem 35]

    Hazret-i Meryem, (Ya Rabbi, bana bir erkek eli değmediği halde, nasıl çocuğum olur) dedi. ALLAHü teâlâ da, (ALLAH dilediğini yaratır. Bir işe hükmedince ona sadece “Ol” der; o da oluverir) buyurdu. (Al-i İmran 47)

    (ALLAH nezdinde İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. ALLAH onu topraktan yarattı. Sonra ona “Ol” dedi ve oluverdi.) [Al-i İmran 59]


    Seni çok Özledim Annem

  6. #16
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar)

    Ateist diyor ki:
    Sual: Tanrı, inanmıyorsan bir bilene sor der. Bir bilen kim ki?

    Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden (ona hükmeden) Rahmân'dır. Bunu bir bilene sor. (Furkan 59)
    CEVAP
    Bir bilene sor diye tercüme edilen kısmın, âyetteki orijinali, (Fes’el bihi habira) ifadesidir. Habir = haberdar olan, bilen veya her şeyi bilen demektir. Bir bilen diye tercüme edilince yanlış anlaşılabiliyor.

    Meal yazanların meşhurlarından Elmalılı Hamdi Yazır şöyle tercüme etmiş:
    Gökleri yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a hükmeden Rahmân'dır. Haydi ne dileyeceksen o her şeyden haberdar olan (Rahmân)dan dile. (Furkan 59)

    Eski İstanbul müftüsü Ali Fikri Yavuz’un tercümesi de şöyledir:
    O ALLAH'tır ki, göklerle yeri ve aralarında olanları altı günde yarattı; sonra Arş'ın üzerinde hükümran oldu. O Rahman'dır. Artık bu yaratma işlerini, her şeyi bilenden (Habîr'den) sor. (Furkan 59)

    Tercümenin birinde her şeyden haberdar olandan sor, ötekinden ise her şeyi bilenden sor diye tercüme edilmiş ki ikisi de aynı anlamdadır. Yani bu yaratılışları ancak ALLAHü teâlâ bilir demektir.

    Yine meal yazanların meşhurlarından olan Hasan Basri Çantay’ın meali de şöyledir:
    O, gökleri ve yeri aralarında olan şeyleri altı günde yaratan, sonra (emri) arş üzerinde hükümrân olandır. Rahmandır (rahmeti umumîdir). Bunu (Onun sıfatlarından) haberdâr olana sor. (Furkan 59)

    Bu tercüme ikisinden farklıdır. Parantez içine aldığı (onun sıfatlarından) ifadesi manayı değiştiriyor. Manasını değiştirse de, yine yukarıdakilere benzemektedir. ALLAHü teâlânın sıfatlarını iyi bilenler bunu ancak anlayabilir, [ateistler anlayamaz] gibi bir mana çıkıyor.

    Burada yanlış veya çelişkili bir durum yoktur. Buranın neresi tenkit ediliyor ki?

    devamı var..


    Seni çok Özledim Annem

  7. #17
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar)

    Ateist diyor ki:
    Sual: Bekara suresinde önce yerin yaratıldığı, Naziat suresinde ise göklerin önce yaratıldığı bildiriliyor. Bu çelişki değil mi?

    O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi. (Bekara 29)
    Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu ALLAH bina etti. Onu yükseltti, düzene koydu. Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı. Ondan sonra da yer küreyi döşedi. Yerden suyunu ve otlağını çıkardı. Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi. (Naziat 27-32)
    CEVAP
    Bekara suresinde bildirildiği gibi, önce yer küre, sonra gökler yaratıldı. Naziat suresinde de bildirildiği gibi otların, suların, dağların düzenlenmesi, yani yerleşime müsait hale getirilmesi ise göklerden sonra oldu. Yani en ufak bir çelişki yoktur. Her ilmin uzmanı olur. Tefsir ilminin uzmanları da aynı şeyi bildiriyorlar.

    Bu uzmanlar diyor ki:
    Yer, göklerden önce yaratıldı. Fakat henüz yerleşime, oturmaya müsait değildi. (İmam-ı Razî, Tefsiri Ebüssüûd ve Medârik)

    Konu ile az da olsa irtibatı olan şu bilgileri de verelim. Meal yazarlarından Hasan Basri Çantay şöyle diyor:
    Müfessirler, bu âyetteki dehâ lâfzının (ALLAH yeri yerleşime uygun hâle getirdi) anlamına geldiğini bildirmişlerdir. Nitekim başta Beydavi olduğu halde müfessirler de buna ve yerin bu yuvarlaklığına işaret etmişlerdir. Dehâ kelimesi dünyanın oval olduğunu göstermektedir. Dahy ve dahv kelimelerinde yayıp döşemek anlamı da vardır. Çünkü Arapça sözlüklerde görüyoruz ki o kelimenin mekân ismi olan medhâ deve kuşunun yumurtladığı yer demektir. Bundan mekânlık alâmetini alınca aslı olan dahv, dahy kalır ki onun anlamı da deve kuşu yumurtası olur. Nitekim bazı Arap ülkelerinde deve kuşu yumurtasına dahiv denir. Ahterî sözlüğünün müellifi Mustafa bin Şemsettin o eserinin 380. sayfasında der ki:
    Dahy, bir nesneyi yayıp döşemek, Naziat suresinin 30. âyeti olan (Hakkın Vel arda ba'de zâlike dehahâ) kavli de bundandır ki döşeyip yaydı demektir. Deve kuşunun yumurtladığı yer de, Medha-n neâme dir. Bu lügat dal harfinde olduğu halde orada Mim harfini ilgilendiren Medhâ’dan, hem o âyeti zikrettikten sonra bahsetmesi kelimenin o asıldan gelmiş olduğunun açık bir delilidir. Okyanus, Sıhâh-ı cevheri gibi sözlüklerde Medhâ, yine aynı manâda olmak üzere, zikredilmiştir. 968 Hicri tarihte ölen Afyonlu Mustafa bin Şemsettin dünyânın bir deve kuşu yumurtası gibi oval olduğunu bildirmiştir. Bunu üç asır önce açıklamıştır. Bu manâya göre âyet-i kerîmenin meali şöyle oluyor:
    Cenâb-ı Hak, göklerin kuruluşundan ve tanziminden sonra da yeri bir deve kuşu yumurtası haline yani oval şekle getirdi. (H.B.Ç.)

    Bu açıklamadan da anlaşıldığı gibi, yer küre var idi, göklerin tanziminden sonra yer küre oval şekilde tanzim edilmiştir. Hiçbir tenakuz olmadığını bu da göstermektedir.


    Seni çok Özledim Annem

  8. #18
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar)

    Ateist diyor ki:
    Sual: “Kur’anda, biz insanı en güzel şekilde kusursuz yarattık” deniyor. Sakat doğanlar olduğuna göre Kur’an yanlış yazmıyor mu?
    CEVAP
    ALLAHü teâlânın yaratması iki türlüdür. Birincisi, “Ol” der hemen o şey oluverir. İkincisi ise sebeplerle yaratır. Bu ikisinin arasındaki farkı elbette ateist bilemez. Her ikisini de ALLAHü teâlâ yarattığı halde bunlar farklı şeylerdir. Çocuk olması için ana ve babayı sebep kılmıştır. Ama Hazret-i İsa’yı babasız, Hazret-i Âdem’i ise hem anasız, hem de babasız yaratmıştır. Mucize ve kerametlerde sebepler ortadan kaldırılabilir. ALLAHü teâlâ, çok şeyi de sebeplerle yaratmaktadır. Mesela rızkı ALLAH verir, ama çalışmayı sebep kılmıştır. Çalışmadan rızık bekleyen açlıktan ölebilir. Hastalıklara şifayı veren de ALLAH’tır. Ancak doktoru, ilacı sebep kılmıştır. Doktora gitmeyen, tedaviyi ilacı kabul etmeyen hastalıktan ölebilir. Alkol ve zararlı ilaçlar almak, röntgen ışınlarının etkisinde kalmak veya yakın akraba ile evlenmek, iyi beslenememek gibi sebeplerle doğan çocuk kör de, sakat da olabilir. Sebeplerle yaratmak âdetidir.

    Bu ön bilgiden sonra sualin cevabına geçelim:
    Ateist, önyargılı olarak okuyor, inançsız olarak okuyor, yanlış tercümelerden okuyor, yanlış anlıyor. Suçu da Kur’an-ı kerime buluyor. Âyetin açıklamasından önce tercümesine bakalım:
    (Biz insanı ahsen-i takvim üzere [en güzel surette, yani boylu boslu, sureti güzel, organların yeri, sayısı, en iyi kullanmaya müsait tarzda, kâinatın bütün özelliklerini içine alacak şekilde] yarattık.) [Tin 4 Beydavi]
    Ahsen-i takvim = en güzel suret ne demektir? Kurtubi tefsirinde diyor ki:
    ALLAHü teâlâ kâinatta büyük âlemde yarattığı her şeyinden küçük âlem olan insanda da örneğini yaratmıştır. Bu âyet buna işaret etmektedir.

    Bir âyet meali de şöyledir:
    (Gerçeklere inananlar için, yeryüzünde [dağlarda, denizlerde, ağaçlarda, bitkilerde, madenlerde, hayvanlarda, Cenab-ı Hakkın mutlak kudretine, iradesine, rahmetine delalet eden] ve kendi vücudunuzda [Yaratılışınızın başlangıcından sonuna kadar ve insanı hayret içinde bırakan organların ve salgı bezlerinin işleyişinde] ALLAH'ın varlığına nice deliller vardır; bunları görmez misiniz? [Görüp de bununla bir yaratıcısının bulunduğunu anlamıyor musunuz?]) [Zariyat 20,21]

    İnsanın duygu organları, ışık saçan gezegenler gibidir. Kulak ve göz idrak edilebilenleri anlamakta, Güneş ve Ay yerindedir. İnsanın uzuvları çürüdüğünde toprağa karışır, Su, bedende bulunan kan ve rutubettir. Hava, ruh ve nefesidir. Ateşi safrasıdır. Damarları ırmaklar gibidir. Irmaklara kaynak derecesinde olan kara ciğer pınar gibidir. Çünkü damarlar kara ciğerden beslenir. Aynı zamanda deniz gibidir. Çünkü bedenin bütün damarları oraya bağlıdır. Irmakların denize dökülmesi gibidir. Kemikleri dağlara benzer. Dağlar, yerin direkleridir, uzuvlar ağaç gibidir. Nasıl ki ağacın yaprakları ve meyveleri varsa, her uzvun da bir işi ve eseri vardır. Vücuttaki kıllar, yeryüzündeki otlar gibidir. İnsan diliyle her türlü hayvanın ve diğer yaratıkların seslerini çıkarabilir. İşte koca kâinatta bulunan her şeyin bir örneği küçük âlem denilen insanda bulunur. (Kurtubi 4/95)

    Demek ki, küçük âlem olan insan, kâinattaki varlıklara benzemektedir. Bu bakımdan en güzel surette yaratıldığı bildirilmiştir. Doğarken her uzvu sağlam doğuyor denmiyor. Hilkat garibesi olarak ne sakatlar doğabiliyor. Bu da yine ALLAHü teâlânın kudretini göstermektedir.


    Seni çok Özledim Annem

  9. #19
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar)

    Misyoner diyor ki:
    Sual: “Hac suresinin, (İnkâr edenler için ateşten bir elbise giydirilecek ve başlarına kaynar su dökülecektir) anlamındaki 19. âyeti ile, Haşr suresinin, (ALLAH rahman rahimdir [esirgeyen, bağışlayandır]) anlamındaki 22. âyeti çelişkilidir. Affedici olan ALLAH, inkârcıları hiç cezalandırır mı?”
    CEVAP
    Çelişki bunun neresindedir?
    Affedici olmak, mazlumun hakkını zalimden almamak mıdır? Yahut hainleri, canileri cezasız bırakmak mıdır? Suçluları adaletle cezalandırmak, affedici olmaya aykırı olur mu? Dünyada suçluları cezalandırmayan bir nizam var mıdır? Cezasız, hukuksuz nizam olur mu? Bu cezalar, ülkenin kiminde hafif, kiminde ağır olur. Mesela bazı Avrupa ülkelerinde namusla ilgili suçların cezası az, fakat para ile ilgili olan suçlarınki ağırdır. Bu da onların paraya, namustan çok önem verdiğini göstermektedir. Katile ceza verilmiyorsa veya hafif ceza veriliyorsa, insana değer verilmiyor demektir. Ölen insanın bir değeri olsaydı, elbette katilin hak ettiği ceza verilirdi.

    Katillerin, canilerin ölümle cezalandırılmalarına da misyoner ateş püskürüp, (Katiller öldürülürse, dünyada insan kalmaz) diyor. Birisi, birisini öldürünce, kendisinin de muhakkak öldürüleceğini bilse, acaba başkasını öldürebilir mi? Buna rağmen öldüren çıksa da, çok az olur. Her suç için caydırıcı ceza vermek misyonere göre yanlışmış. Ceza verilmezse, katillik o zaman daha çok artmaz mı?

    Bir cani, çoluk çocuk demeden on kişiyi öldürüyor. Ceza olarak bu da öldürülmeli denince, (İnsanlığa yakışır mı) deniyor. Caninin on kişiyi öldürmesi insanlığa yakışır mı? Katliamlara son vermenin çaresi, öldürenin cezasız kalmamasıdır. Cezaların hafif olması, hapse girince bütün ihtiyaçların karşılanması suçları teşvik olmaz mı?

    Her şeyi yoktan yaratan Rabbimizin, emrini dinlemeyenlere ceza verme yetkisi yok mudur? Cezayı suçluların kendisi mi tayin eder?

    Demek ki, Kur’an-ı kerimde asla çelişki yoktur. Kendi başına tıp kitabı okumakla doktor, hukuk kitabı okumakla hakim olunamadığı gibi, meal okumakla da din öğrenilemez. Misyoner papaz gibi yanlış anlar. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
    (Rabbin elbette hem bağışlayan, hem de çok acı azap verendir.) [Fussilet 43]


    Seni çok Özledim Annem

  10. #20
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar)

    Misyoner diyor ki:
    Sual: Bize üç tanrılı diyorsunuz. Müslümanların ise çok tanrısı yok mu? Her şehrin bir Rabbi mi olur? İşte bir âyet:
    Bu beldenin [Mekke’nin] Rabbi. (Neml 91)
    CEVAP
    Tıp kitabını herkesin kolayca anlayamayacağı gibi, bir ilim tahsil etmeden ALLAH’ın kitabını, dinden habersiz bir yabancı nasıl anlayabilir ki? ALLAHü teâlâ buyuruyor ki:
    (Âlemlerin Rabbi olan ALLAH) [Neml 8]

    (Her şeyin Rabbi olan ALLAH) [Enam 164]

    (İnsanların Rabbi) [Nas 1]

    (Arş’ın Rabbi olan ALLAH) [Enbiya 22]

    Âlemlerin Rabbi olan ALLAHü teâlâ, cinlerin de, canlı cansız diğer varlıkların da Rabbi olduğu halde, niçin insanların ve Arş’ın Rabbi denmiştir?

    Ayrıca Kur’an-ı kerimin birçok yerinde Rabbike [Senin Rabbin] ifadesi vardır. Senin Rabbin demek, âlemlerin Rabbinden ayrı değildir. Senin Rabbin ile Mekke’nin Rabbi ifadesindeki Rab, farklı değildir. Farklı olmadığı halde niçin ayrı ifade kullanılmıştır? ALLAHü teâlâ mekandan münezzehtir. Kâbe, kıymetli, şerefli yer olduğu için Beytullah, yani ALLAH’ın evi denmiştir. Arş da çok kıymetli, şerefli olduğu için Arş’ın Rabbi denmiştir. ALLAHü teâlâ, Mekke-i mükerremeyi emniyetli kıldı. Orada kan dökülmez. Av hayvanları avlanmaz ve yaş bitkiler koparılmaz. Bunun için bu şerefli beldeden bahsederken, Mekke’nin Rabbi denmiştir.


    Seni çok Özledim Annem

Sayfa 2/4 İlkİlk 1234 SonSon

Benzer Konular

  1. ÖlÜmden kaÇiŞ yoktur
    By SiLa in forum Ölüm
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.12.08, 08:10
  2. Dinimizde uğursuzluk yoktur
    By SiLa in forum Hurafe & Bâtıl İnançlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.10.08, 09:36
  3. Hanif diye bir din yoktur
    By Konyevi Nisa in forum Dinimiz ve diğer dinler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.10.08, 12:06
  4. Tenasüh (Reenkarnasyon) yoktur
    By Konyevi Nisa in forum Büyü & Sihir
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.07.08, 17:45
  5. Dinimizde uğursuzluk yoktur
    By Konyevi Nisa in forum Büyü & Sihir
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.07.08, 17:37

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •