emeğine sağlık bizi bilgilendirdiğin için sağol
emeğine sağlık bizi bilgilendirdiğin için sağol
http://www.kevserdenizi.net/forum/
hey musluman kardeşlerim sızden bır rıcam var bol bol zekat verın zekatını fıtresını verenden allah razı olur
Emeklerinize sağlık faideli bir paylaşım.
Rabbimiz Din-i İslamı doğru anlayıp anladıklarımızla hakkıyla uygulayanlardan eylesin.
لا اله الا انت سبحانك انى كنت من الظالمين
Seni çok Özledim Annem
.
Selam verme ile ilgili hadis-i şerifler
'Ey inananlar! Evlerinizden başka evlere izin almadan, selam vermeden girmeyiniz. Eğer düşünürseniz bu, sizin için daha iyidir.' (Nur suresi: 27)
Selamın İslam toplumunda yaygınlaştırılmasını emreden ALLAH elçisi, bir hadisinde bunun toplumsal sonucunu şöyle açıklamıştır:
"Ruhumu kudret elinde tutan ALLAH'a yemin olsun ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir ameli size haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
hadis-i şerifine binaen selam verme dinimizde büyük bir önem arzetmiştir.
Dinimize göre selam vermek “Selamün Aleyküm” veya “Selamün Aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü” demektir. Hanefi mezhebine göre selam vermek büyük bir sünnet olup, selam almak vaciptir. Bir kişi bir zümreye selam vermişse; o zümreden bir kişi selama icabet ederse herkesin üzerinden vacip hükmü kalkmış olur. Ama kimse selamı almaz ise herkes yükümlü olmuş olur.
Günümüzde kullanılan "hayırlı sabahlar", "hayırlı akşamlar", "iyi günler", "iyi akşamlar", "günaydın" veya "tünaydın" gibi deyimler, selam verilenler üzerinde huzur, güven ve esenlik meydana getirebilirse de "İslam'a ait selam"ın yerini tutmadığında açıklık vardır. Belki bu deyimler asıl selamlaşmadan sonra dua ve temenni niteliğinde söylenebilir.
Selamlaşma dil ile olmalıdır. Bu konuda Tirmizi'nin bir rivayetinde Hadis-i ?erifte:
'Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin, çünkü Yahudilerin selamı parmaklarla işarettir, Hristiyanların selamı da avuçlarla işarettir.'
denmiştir.
Selam vermek toplumuzda olduğu gibi sadece bir yere girerken değil, aynı zamanda bir yerden çıkarken de yapılması gereken bir harekettir. Bir yere girerken verilen selamla çıkarken verilen selam arasındaki fark bir Hadis-i ?erif’te bakın nasıl belirtilmiş:
'Biriniz bir meclise gelince selam versin. Kalkmak isteyince de selam versin. Birinci selam ikinciden evla değildir. (ikisi de aynı derecede ehemmiyetlidir.) (Tirmizi)
Boş bir yere, eve veya camiye girdiğimizde bile selam vermek sünnettir. Umulur ki; orada bulunan melekler veya mü’min cinler bulunur da; selama cevap verirler.Selam bir duadır; böylece hiç bilmediğimiz ve görmediğimiz ama varlıklarına inandığımız meleklerin ve cinlerin dualarını üzerimize almış oluruz.
İ.H.L
.
Müminlerin Selam ve Güzel Sözleri Selam vermek müminlerin birbirlerine en güzel dilek ve temennilerini sunma şekillerinden biridir. Cennete girerken müminler selamla karşılanırlar, cennette de birbirleriyle selamlaşırlar. Selam verilen bir kişinin o selama daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermesini Allah (cc) Kuran’da şöyle buyurur: "Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah herşeyin hesabını tam olarak yapandır." (Nisa Suresi, 86) Müminler Peygamber Efendimiz (sav)’in sünnetini ihya etmek için ve güzel ahlaklarının bir gereği olarak karşılaştıkları kişiye ilk selam veren olmaya da dikkat ederler. Karşı taraftan beklemeden güzel bir tavır göstermek ve iyilik yapmak üstün bir ahlakın göstergesidir. Bir hadisinde Peygamber Efendimiz (sav), bu ahlakın güzelliğini müminlere şöyle anlatmaktadır: "Mümin din kardeşine rahatlık verir. Münafık ise uzak durur. Ve kardeşine sıkıntı verir. Mümin selâm vermekte atılgandır. Münafık ise bakar ki önce kendisine versinler." Hz. Enes (ra) (Ramuz el Hadis, s. 231) Peygamberimiz (sav)’in selamlaşmanın önemini hatırlattığı hadislerden bazıları ise şöyledir: "… Ebu Hüreyre (Radiyallahu anh)’den: şöyle dediği rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) buyurdular ki: “Nefsim, kudret elinde olan Allah’a kasem ederim ki siz iman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (kamil) iman etmiş olamazsınız. Size bir şey göstereyim mi; (öyle bir şey ki) onu yaptığınız zaman yek diğerinizi seversiniz? Selamlaşmayı aranızda yayınız." (İbni Mace/1. cilt/ s. 116, hadis no: 68) "... Abdullah bin Ömer (ra)’dan, şöyle derdi: Resulullah (sav) buyurdu ki: Selamlamayı çoğaltıp yaygınlaştırın, (muhtaçlara) yemek yedirsin ve Allah (Azze ve Celle)’nin size emrettiği gibi kardeşler olunuz. " (Mace, c. 9, s.6, hadis no: 3252) Peygamberimiz (sav)'in sünnetine uyan, Hz. İbrahim’in Kuran’da haber verilen konukseverliğini örnek alan müminler, öncelikle misafirlerini selamlayarak güzel bir şekilde karşılar; onlara saygı, sevgi, huzur ve güleryüz sunarlar. Allah (cc)’ın zikredildiği, anıldığı, güzel sohbetlerin yapıldığı evlerde müminler İslam adabının en güzel örneklerini yaşarlar. Nur Suresi’nde Yüce Allah (cc), müminlere ayrıca evlere girerken de selam vermelerini bildirir: "... Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından kutlu, güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklar, umulur ki aklınızı kullanırsınız." (Nur Suresi, 61) Rabbimiz, müminlerin evlere girdikleri zaman birbirlerine selam vermelerini, ancak bunu yaparken birbirlerine kutlu, yani kutsal ve güzel yaşama dileğiyle, Kuran'a ve dine uygun yaşama dileğiyle selam vermeye niyet etmeleri gerektiğini hatırlatmıştır. Bu yüzden selamın niyetine dikkat edilmesi de çok önemlidir. Müminler bibirleriyle karşılaştıklarında Yüce Allah (cc)'tan bir rahmet ve esenlik dilerler. Kendisine selam veren her kim olursa olsun selamı alırlar ve ona daha güzel bir şekilde karşılık verirler. Müminin bu tutumu, Kuran ahlakının insanlar arasındaki sosyal ilişkilere getirdiği güzelliklerden biridir. Selam ile, birbirini tanımayan insanlar arasında bir muhabbet, sıcaklık ve yakınlık kurulmuş olur. Bu ahlakın yaşanmasıyla, cahiliye toplumlarında yaşanan gergin, hürmet ve saygının gösterilmediği ortamlar Müslümanların bulunduğu yerlerde hiç bir şekilde oluşmaz.
Selam nasıl verilir ve selam nasıl alınır
Selam verme ve Selam alma nasıl olur
islamda selam nasıl verilir
Müslümanlar arasında selam vermek sünnettir, Bir dostluk ve hayır severlik alametidir. Selam almakta Farz'dır.(Farzı kifaye) Bir Hadisi şerifte şöyle buyrulmuştur.
Siz İman etmedikçe cennete giremezsiniz.Birbirinizi sevmedikçede gerkeç mümin olamazsınız. size bir şey göstereyim mi ki, onu yapmadığınız zaman birbirinizi sevmiş olalamzsınız: Aranızda selamı yayın.'Buhari
Selam vermenin bazı edepleri vardır. Bunlardan bir kısmı: Bir topluluğun yayına girilirken konuşulmadan önce 'Esselamü aleyküm" yada "selamun aleykum" içinde insan olmayan bir yere girildiği zaman "Esselamu aleyna ve ala ibadillahissalihin.'' diye selam verilir.
Gençler yaşlılara, süvariler yayalara, yürüyenler oturanlara, arkadan gelenler önde gidenlere selam verilir. Bir topluma verilen selamı 've aleykümüsselam' diye içlerinden birisi karşılık verirse, diğerlerinden selam alma görevi düşmüş olur..
Bir toplantıdan ayrılırkende selam vermek iyidir/sünnete uygundur.
Kendisine selam verilen kimse, daha güzel karşılıkta bulunarak şöyle der:
'Ve aleykümüsselam Verahmetullahi Veberakatüh.' Bunu söylemek yerine göre pek güzeldir. Bir kimsenin selamını getirip tebliğ edene 'VE ALEYKE VE ALEYHİSSELAM' diye karşılık verilir.
Bir mektupla selam yazılmış olursa ya dil ile ve ya yazı ile 'Ve aleykumüsselam' denilir. Selama karşılık veremeyecek durumda olanlara selam vermek mekruhtur. Onun için yemek yiyene, Kur'an Okuyana Hutbe dinleyene, namaz kılana selam verilmemelidir. Verilirse, cevaplanması mutlaka gerekmez. İşlediği günahı açıkçatan çekinmeden yapan kimselere (fasık) lara selam vermek mekruhtur.
Sonuç: Selam verip almak, bir dostluk belirtisidir, sevgi alametidir.
Fakat selam verirken aşağı doğru bükülmek mekruhtur. öyle ki, bazı alimlere göre, selam verirkek rukü haline yakın eğilmek, secde etmek etmek gibidir. Yaratıklara saygı için yapılacak bir secde ise imana aykırıdır.
Görmesekte birbirimizi,
Duyamasakta seslerimizi,
Sakın haa ayrıyız sanma,
Üzme güzel yüreğini, çaresiz yanma.
Bir kere gönle giren vuslatı bekler değil mi?
Söylesene; ayrı yerlerde olsakta baktığımız aynı gökyüzü değil mi?
.
Selamların En Güzeli ALLAHIN selamıdır.
ALLAH'ın selamı üzerinize olsun...
Gününüz mübarek olsun...
Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.
Üç taş, üç cam olmalıydı hayat.
En büyük kavgamız gazoz kapağından çıkmalıydı.
Ve en büyük acımız öğretmenimizin başka şehre tayini olmalıydı.
Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.
Uzayıp giden bir sızı halini alınca bu sessizlik bir çocuk ağlamaya başlar buğulanmış kalplerde.
Kırılgan zamanların yitik merhametiyle yüreklerde büyüttüğü bir yerdir o çocuk.
Adı: Zulümdür...
Adı: Gözyaşı...
Adı: Çaresizlik..