Mekanların daraldığı ve zamanların dürüldüğü
depremler gibi gel ve titret içimizi Sevgili
Ta ki bülbüller bir Gül için söylesin en müstesna şarkılarını:
Kâşki sevdiğimi sevse kamu halkı cihân
Sözümüz cümle hemân kıssai cânân olsa
Güle söz verelim, defterimizdeki karaları aklamak için
Gülü sevdiğimizi söyleyelim, içimizdeki kirleri paklamak için
Aç bir karnı doyuralım Gül adına,
Hakkın da kuşları rızıklandırdığını hatırlayıp
Sıkıntıdaki dostun imdadına koşalım Gülü anarak,
gül alalım, gül satalım
Hayırlı işlere önayak olalım Gül çağında,
ta ki ateş vaktinde güller açsın yüzümüz
Bir merhabayı Gül hatırına söyleyelim küstüklerimize,
hani helal lokma yer gibi
Doğrulardan ve iyilerden çoğaltalım dostlarımızı Gül bahçesinde,
ta ki bir sarsılışla sarsıldığımızda arkadaşlardan saysın yıldızlar bizi.
Ve ağlayalım hasretiyle Gülün, ki arıtsın bağrımızın pasını yaşlar
Göz son kez kapanmadan, birkaç damla ile olsun
İnci, mercan hediye!..
Diyor ki Fuzulî:
Bir âşık varmış vaktiyle; muma benzeyen bir âşık
Mum gibi yalnız, mumleyin başında ateş
Yanar yakılırmış geceler boyu ve gönül ateşiyle
aydınlatmaya çalışırmış hicranın ve hasretin karanlıklarını
Hiç uyumaz, dilinde sevgili adı, göz kapıda, beklermiş durmadan
Gecelerden bir gece, belki bir vuslat gecesi olur da
sevgili geliverir diye umutlanır, bu umutla tıpkı mum gibi
can ipinden inciler döker, ve eteklerinde biriktirirmiş yığın yığın
Ta ki sevgili geldiğinde hazırlıksız yakalanmış olmasın ve
yüz görümlüğü olarak ayağına saçacağı incileri bulunsun
Gül yüzüne bakacak yüz ver bize!
Vuslat için aşk ver bize Allahım!.
İ.Pala