GÜNAHKÂR KİŞİ ŞEHİT OLUR MU?
İslâm’a göre kişinin yaptığı her iş ve söylediği her söz lehinde veya aleyhinde değerlendirilecektir. Ancak Al*lah’tan bir rahmet olarak kişinin yaptığı bazı iyilikler bazı kötü*lük*lerin günahına kefaret olur ve siler; yapılan kötü*lükler ise herhangi bir iyiliğin yok olmasına sebep olmaz. Nitekim Kur’an’da, “Şüphesiz iyilikler kötülük*leri yok eder” (Hûd, 11/114) denilmiş, Hz. Peygamber de, “Kötülüğün ardından bir iyilik yap ki, onu silsin”[207] ifa*desiyle bu âyeti tefsir etmiştir. Dolayısıyla kişi, günah*kâr da olsa, büyük günah da işlemiş olsa, şehitlik gerekti*ren sebeplerden biri ile ölürse şehit olur ve şehit muame*lesi görür.[208] Yani şehit sayılmak için Müslüman olmak ye*terlidir. Elbette hem Müslüman hem de dini bütün, iba*detlerine devam eden, inanç ve amelinde has*sas, asrın gerektirdiği İslâmî hizmetlerde koşturan, kısa*cası dört başı mamur olan bir insan, bir de şehit olursa, daha büyük sevaplara sahip olduğundan daha yüksek mertebelere çıkması söz konusu olacaktır ve bunda garipsenecek bir şey de olmamalıdır.

İbn Abidin konuyla ilgili şu izahı yapar: “Günah, şe*hitlik sıfatını almaya engel değildir. Günahı olan kişi şehit olur (ve şehitlikten ötürü de o günahı affolmazsa) günah*kâr bir şehit sayılır. Günah fiili ile şehitliğin iç içe olduğu durumlar için ise genel kural şudur: İşlediği günahtan ötürü ölen şehit olmaz ancak, günah işlerken şehitlik se*beplerinden biri ile ölen şehittir, fakat yaptığı işin günahı üzerindedir. Meselâ gasp ettiği bir atla savaşan kişi öldü*rülse veya günah işleyen kişinin başına ev yıkılsa ya da zinadan hamile olan kadın doğum sırasında ölse şehittir. Ama karnındaki çocuğu düşürmeye kalkışan kadın, bu sebepten ötürü ölse şehit olmaz. Normal şartlarda gur*bette ölen ahiret şehididir. Ancak bir günah işlemek üzere yola çıkan kişi veya kocasına isyan ederek evden ayrılan kadın yolda veya gurbette ölse şehit olmaz.”[209]



Hz. Peygamber, A’rafta kalacak kişilerden söz ederken şöyle buyuruyor: “Bunlar anne-babalarına isyan edip Al*lah yolun*da şehit edilen kişilerdir. İsyanları onları cennete gir*mekten alıkoyar, şehitlikleri ise onları cehenneme gir*mekten alıkoyar.”[210] “Şehitler cennetin kapısında bir nehirin kena*rın*dadırlar. Sabah akşam Allah tarafından rızıkları veril*mektedir.”[211] hadisinde, şehitlikle günahları affolmayan günahkar şehitler kastedildiği belirtilmektedir. Bunların günahları, günahı olmayan veya şehitlikle gü*nahları affolanlarla cennete girmelerine engel olmakta*dır.[212]

Bu duruma göre, şehitler arasında derece farkları bu*lun*maktadır. Nitekim Hz. Ömer’in rivayet ettiği bir ha*diste Hz. Pey*gamber şöyle buyuruyor: “Dört çeşit şehit vardır: 1.İmanı sağlam bir mümin, düşmanla karşılaşır ve öldü*rülünceye kadar Allah’a sadık kalır. İşte bu insanların kı*yamet günü gıpta ile gözlerini çevirip bakacakları şehit*tir. (Hz. Peygamber bunu söylerken, başını öyle kaldırır, gözle*rini yukarı diker ki, sarığı düşer.) 2.İmanı sağlam bir mümin, düşmanla karşılaşır, korkudan vücudu talh (muğaylan) ağacının dikeni batmış gibi titrer. Bu sırada gelen serseri bir okla hayatını kaybeder. Bu ikinci derece*dedir. 3.İyi amelle kötü ameli karıştırmış bir mümin düş*manla karşılaşır. Bu karşılaşma esnasında (sabır ve şeca*atte ve şehitliğin mükâfatını beklemede) Allah’a sadık ka*lır. Öldürülünce bu üçüncü mertebede bir şehit olur. 4. Günahkar bir mümin düşmanla karşılaşır, ölünceye kadar Allah’a sadık kalır. Bu da dördüncü derecededir.”[213]

Şehitler berzah âleminde bulundukları makam/yer yö*nün*den de derecelere ayrılmaktadırlar. Bazılarının ruhları kuş şeklinde bir bedende cennette dolaşır ve ondan ya*rarlanırlar. Bazıları cennete yakın olmakla birlikte kıya*mete kadar cen*nete alınmazlar. Bazıları, azap çekme*mekle birlikte kabir*le*rinde bekletilirler. Bazıları da cenne*tin kapısında bulunurlar ve ondan yararlanırlar.[214]

Hz. Peygamber, Allah yolunda savaşanların arasında öldürülseler bile, münafıkların şehit sayılmayacaklarını şöyle belirtmiştir: “Savaş veya savaşanlar üç çeşittir: 1.Bir mümin, malı ve canı ile Allah yolunda mücadele eder. Bir gün düşmanla karşılaşır ve kıyasıya savaştıktan sonra şehit edilir. İşte bu kıyamet günü iftiharla, Allah’ın arşı altında hazırlanan çadırda yerini alır. Peygamberler, sadece pey*gamberlik derecesiyle ondan üstündürler. 2.Bir mümin, bazen günah işlemekle birlikte, canı ve malı ile Allah yo*lunda mücadele eder. Bir gün düşmanla karşılaşır ve kı*yasıya savaştıktan sonra şehit edilir. Bir elbisenin kirden yıkanması gibi, kılıç darbesi onun hatalarını temizler. Cennetin, her birisi diğerinden faziletli olan sekiz kapısı bulunmaktadır. Dilediğinden cennete girer. Cehennemin ise yedi kapısı vardır. 3. Münafık bir adam, canı ve ma*lıyla mücadele eder. Bir gün düşmanla karşılaşır ve Allah yolunda öldürülünceye kadar çarpışır. Bu cehennemde*dir. Çünkü kılıç nifakı silmez.” [215]