13. Mübarek Günler
“Cuma günü veya gecesi ölene Allah şehit sevabı ya*zar ve kabir imtihanından korur.”[115]

Allah, zamanlar içinde bazı zamanlara, mekânlar için*de bazı mekanlara, insanlar içinde bazı insanlara, melek*ler için*de de bazı meleklere vs. üstünlük ve ayrıcalık ver*miştir. Günün içinde seher vakti, haftanın günleri içinde Cuma, yılın geceleri içinde Kadir gecesi, Regaip gecesi, Berat ge*cesi, ayların içinde Ramazan, insanlar arasında peygam*ber*ler, melekler arasında dört büyük melek vs. sayılabilir. Veri*len bu kutsiyet ve üstünlüğün, bizim an*la*yabileceğimiz tür*den herhangi bir nedeninin olması şart değildir. Çünkü Ce*nab-ı Hakk, yaptıklarından sorul*mayandır.

İşte Cuma günü böyle mübarek günlerden biridir; mü*min**lerin bir araya gelip değişik konuları konuşabile*ceği, gö*rü*şebileceği bir gün olduğu gibi, yapılan ibadet ve hayırların da sevaplarının katlandığı bir gündür. Zaten mübarek keli*mesi, çoğalmış, bereketlenmiş anlamına gelmektedir. Bazı kay*naklarda, Hz. Peygamber’in mi*raçta veya rüya âleminde, diğer ümmetlerin ömürlerinin yüz yıllarla sayılacak kadar uzun olduğunu görmüş ve bu uzun ömür boyunca onların çok fazla ibadet ederek çok sevap aldıklarını, ortalama alt*mış-yetmiş yıl ömrü olan üm*me*tinin sevap açısından onlar*dan geri kalacağını dü*şünüp üzülmüştür. Bunun üzerine, başta Kadir gecesi ol*mak üzere bazı gün, gece ve aylarda yapılan sevabın kat*lanarak verileceği müjdesini alıp sevin*miştir. Gerçek*ten de, Kadir gecesini ihya eden bir insanın, bin aylık (seksen küsür senelik) sevap aldığı belirtilmektedir ki, elli sene mükellef olarak yaşayan, dolayısıyla elli defa Kadir gecesini ihya eden kişi, yaklaşık dört bin (4 000) yıllık se*vaba nail olacaktır.

Cuma gününde Allah’ın mahlukatı yaratmayı bitirdiği, Hz. Adem’in bu gün yaratıldığı, yeryüzüne indikten sonra farklı yerlere bırakılan Hz. Havva ile bu gün bu*luştuğu, Kıyametin bu günde kopacağı vb. bazı hikmetler belirtil*miştir.[116] Konuyla ilgili şu iki hadisi vermek istiyo*ruz: “Hz. Adem Cuma günü yaratıldı, o gün cennetten yere indirildi, o gün tevbesi kabul olundu ve o gün vefat etti. Kıyamet de o gün kopacaktır. İns ve cinden başka her yaratık Cuma günü tan yeri ağardıktan gün doğuncaya kadar -kıyamet belki bu gün kopar endişesiyle- kulak ka*bartır. Bir de o günün içinde öyle bir saat vardır ki, her hangi bir Müslüman o saate denk gelecek şekilde namaz kılar ve Allah’tan bir şey dilerse Allah ona dileğini ve*rir.”[117] “Güne*şin üzerinde doğduğu günlerin en hayırlısı Cuma günü*dür. Hz. Adem bu günde yaratıldı, bu gün cennete kondu ve bu gün cennetten çıkarıldı. Kıyamet de Cuma günü kopacaktır.”[118] Farklı bir özelliğe sahip olan Cuma günü*nün, Yahudiler tarafından Cumartesiye, Hris*ti*yanlar ta*rafından da Pazara taşındığı ve bu konuda haksız olduk*ları da Hz. Peygamber tarafından belirtil*miş*tir.[119] Cahiliye döneminde Cuma gününe, “saygı göste*rilen farklı bir gün” anlamında Arûbe adı veriliyordu. Ayrıca Rahmet günü denildiğine dair rivayetler de bulun*mak*ta*dır.

Gizli olmakla birlikte, Cuma gününde bir icabet saati*nin bulunduğu da bilinmektedir. Belki de bütün gün şu*urlu bir şekilde ihya edilsin diye bu saat gizlenmiştir, Ra*mazan ayındaki Kadir gecesi gibi. Bu konuda Hz. Pey*gamber şöyle buyuruyor: “Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, Müs*lü*man bir kul namaz kılarken bu saate denk gelir de Allah’tan bir şey isterse, Allah ona istediğini verir. Hz. Peygamber eliy*le bu vaktin az bir zaman olduğuna işaret etti.”[120]

İmam Suyutî, Cuma günün önemi ve özelliklerini ele aldığı bir eser telif etmiş ve bu eserinde yüze yakın özellik saymıştır. Bazıları şunlardır: Cuma gününde ruhlar topla*nır, kabirler ziyaret edilir, ölüler bu günde kabir azabı çekmez, bu gün veya gecesinde ölen kabir azabında emin olur, bu gün*de cehennem kızdırılmaz, cennet ehli Cuma günü Rab*le*ri*ni ziyaret edeceklerdir.[121]

İşte, ya Cuma gününün bu önem ve özelliğinden ya da bilemediğimiz başka bazı nedenlerden ötürü Hz. Pey*gam*ber, bu günde vefat edenlerin şehit sevabı alacağını müjde*le*miştir. Hiç kimse öleceği zamanı tesbit etme imkânına sahip olmadığına göre, bu günde de can almak sadece Allah’a aittir ve bu sevabı da o verecektir.