”Günahlarına samimi olarak tevbe eden kimse hiç günah işlememiş gibidir.”
Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur: ”Herhangi bir kul, bir günah işlediği zaman güzelce abdest alır, sonra iki rekat namaz kılar ve günahtan bağışlanmasını dilerse, günahı bağışlanır.” (İbn Mace,Salat ,193).
Biz bu hadis–i şerifi bir müjde olarak kabul ediyoruz. Çünkü bazen günahın bağışlanıp bağışlanmadığı meselesi kişinin zihnini gereğinden fazla meşgul edebiliyor. Bazen günahlarımızı gözümüzde öyle büyütüyoruz ki Allah’ın sonsuz rahmet sahibi, Settar–ul uyub, Gaffar–ül zünub olduğunu, ayıpları örttüğünü, günahları bağışladığını unutuyoruz.
Yine Peygamberimiz (sav); ”Günahlarına samimi olarak tevbe eden kimse hiç günah işlememiş gibidir.” İbn Mace,Zühd,30) buyurmuştur. Allah (cc) o samimi tevbeyi bizlere de nasib eylesin.
Tabii tevbe edebilmek için önce iyiyi kötüden ayırt edebilmek, bunun için de dini hükümleri bilmek gerekiyor. Büyükler diyor ki: Asıl tevbe ‘pişmanlık’tır. Yoksa dilimizle “Tevbe ettim” demek değildir. Hepimizin hataları var, Allah(cc) bu dünyada iken fark etmeyi, pişman olmayı, nadim olmayı nasib eylesin.
“Allah’ım hakkı hak olarak bilip ona uyabilmeyi, batılı da batıl olarak bilip ondan sakınabilmeyi nasib eyle”.
İnsan hayatındaki pişmanlıklar kilometre taşları mesabesinde olabiliyor. İnsan yoğun pişmanlıklar yaşadığında, kendisine sadık kalabileceği kararlar alabiliyor. Böylece manevi olarak bir gelişme kaydedebiliyor. Söylemesi kolay, yaşaması zor.
Mevlam cümlemize günahlarından dolayı pişman olan kullarından eylesin..Amin