Secde; kesretin suskunluğu, yalnızlığın yok oluşu…
“Ben” hapsinden kurtuluş, varlığa vuslat…
Damla yalnızlığının vuslat denizine dâhil oluş…
Gönlü secdede olana kâinatın hangi köşesi gurbet, zamanın hangi karesi karanlık, mekânın hangi kesiti kesret?
Kâbe çok mu kalabalık, secdeden başka kim var orada; ne eş, ne dost, ne keder, ne kesret, ne yalnızlık…
Sizden, sevdiklerinizden, ihtiyaç ve musibetlerinizden haberdar bir Habir ve Latif var; neyleyeyim yalnızlığı, neyleyeyim kesreti…
Keder kimi kederlendirir, suri sevinç ne sevinç verir?
Nereye gideceğini bilerek yaşıyorsan, buraya neden geldiğini biliyorsundur;
Bilmiyorsan yalnızlıklarda yalpalamaya, kesrette koşuşturmaya devam…
Hüseyin Eren