Namazla Akşamlamak

Namaz tüm zamanlara yayılan bir ibadettir. Sabah öğle ikindi akşam yatsı...


Kuşluk teheccüd... Bir namazdan boşalınca bir sonraki namaz devreye giriyor. Her vakit bize tanıklık ediyor... Her ana secde yükleriz... Çünkü zaman bize emanet... Sürekli namazla durulur ve donanırız... Namazı tüm zamanlara yayan zamana yenik düşmez... Namaz günü kuşatır...
"Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl; çünkü iyilikler (hasenat) kötülükleri giderir. Bu ibret alanlara bir öğüttür." (Hud- 114)
Güneşten öncede sonra da ayaktayız... Üzerine güneş doğmayan bir medeniyetin çocukları olarak aynı zamanda üzerine güneş batmayan bir disiplinden geliyoruz...
Güneş batsa da biz batmayız... Gurup güneşi yutmadan akşam namazı telaşı sarar bizi... Namaza doğruluruz... Akşamın tüllerinde ellerimiz Mevla'ya açıktır... Akşam namazı ile karanlığın üstüne yürüyoruz... Karanlıkta kaybolmayı kabullenmiyoruz... Biliyoruz ki; namazın nuru ile akşamlarını aydınlatanların gündüzlerinde yolları açıktır...
Akşam karanlığı çöktüğünde namaz elimizden tutar. Karanlıktan kirlilikten korkaklıktan korur bizi... Namaz gecemizi bir güvenlik iklimine dönüştürür... Gecenin hannaslarına hasudlarına hainlerine haramilerine karşı namazı kuşanıyoruz... Akşamın karanlığını yırtmak kâbusları kaosları dağıtmak için namazlı olmayı tercih ediyoruz... "Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden..." [113-3] Felahın rabbi olan Allah'a sığınıyoruz...
Akşamlarımıza el koymak isteyenlere inat namazla direniyoruz... Karanlığa yenik düşmediğimizi karanlık güçlerle iş tutmayacağımızı akşam namazı ile deklare ederiz...
Gün boyu bitmeyen işlerin baskısından maişet kaygısından sıyrılıp "paydos" diyerek ubudiyet ikliminde özgürleşmenin hazzını ve huzurunu yakalarız... Günlük hayatın gailelerinden gürültüsünden soyutlanıp Allah'a daha yakın olmanın bir fırsatıdır akşamları...
Evet aşkın bir sefer için akşam namazı iyi bir imkândır...

Günün ikinci yarısını ezanla açıyor ve kendimizi secde de buluyoruz... Karanlığı kıyamla karşılıyoruz... Akşamlarımıza kıymamak için bu kıyama mecburuz... Güneşin batışı ile yakalanan o anda dünyadan el çekip "Allah-u Ekber" diyerek yüceler yücesine sığınıyoruz... O'nun huzurunda el bağlıyoruz...
Yeni anlamların deryasına dalarken namaz taşıyıcı bir rol üstleniyor... Namaz meşalesi ufkumuzu açıyor yolumuzu aydınlatıyor... Anlamsızlığın anaforunda yok olmamak için akşamın eşiğinde anlam arayışını sabırla sürdürürüz...
Kendimizi gecenin kollarına terk etmeden önce ellerimizi Allah'a açıyoruz... Geceyi lehimize çevirmek başka türlü nasıl mümkün olabilir? Günün yorgunluğunu yorganda değil seccade de atmaya alışkınız... Gündüzün aksayan yanlarımızı akşam namazı ile onarırız... Akşamla aklanırız... Gündüz kirlenmesinden akşam arınması ile ancak kurtuluruz...
"Geceden gündüzü gündüzden geceyi çıkaran" Allah her an gündemde... Gündüzü geceye geceyi gündüze namazla bağlarız... Günün ikinci yarısına intikal namazla gerçekleşir... Gece programlarının açılışını namazla yaparız... Sofranın sohbetin seferin öncesinde akşam namazı vardır... Gece bizi sarmadan önce biz namaza sarılırız... Ve Rabbimize sığınırız...
Huşu ile kılınan bir namaz ile akşama "hoş geldin" diyeceğiz... Gündüz maratonundan sonra şimdi sıra gece miracındadır... Geceler yeryüzünün sustuğu gökyüzünün konuştuğu anlardır... Gök sofralarının serildiği bereketin sükûnetin sağanak sağanak yağdığı demlerdir...
Gece de bir ayettir...

"Sarıp- örttüğü zaman geceye and olsun." [Leyl- 1]
Akşamın rahminde olgunlaşan kişilikler fecirle birlikte yeni bir doğuşu gerçekleştirirler...
Günün sağlamasını akşam yapıyoruz... Akşamdan sabaha kadar yatırım gerçekleşiyor...
Çok sesli renkli ışıltılı bir dünyadan kendini bulma kendini dinleme ve kendinle yüzleşme fırsatını en iyi sunan akşam namazıdır...
Enfüsi bir açılımın ilk adımıdır bu namaz... Gün boyu ihmale uğrayan ruhun ihyasıdır aynı zamanda...
Gündüz sefer sorumluluğunda teklememek için gece takviyesi zorunludur... Müminler her türlü düşmanla verdikleri savaşımda yorgun düşmemek için gece donanımını önemserler...
Müslüman akşama ölü gibi girmez. Ölümün provası olan uykudan önce namazdadır... Akşamın sessizliği çökerken o ses verir... Gecenin koyu karanlığı bastırmadan önce o namazın nuru ile karanlığa müdahale etmiştir... Geceye teslim olmamış bilakis geceyi teslim almıştır...
Akşamlarımıza ne yüklediğimiz oldukça önemli... Çünkü sabahlarımız akşamlarımız mercek altında... Her şey kayıtlı kayıt dışı hiçbir şey yok... Her anımız ilahi mizanda tartıya vurulacak... İşte dünya hayatının keşmekeşi içinde Allah ile irtibatımızı kalıcı kılacak olan namazın ikamesidir... Her kıldığımız namaz yaşıyor olmamızın kanıtıdır...
Namaz nizamdır... Gecemize gündüzümüze çeki-düzen vermiş oluyoruz... Namazla kendimizi inşa eder arzın ıslahına ve imarına talip oluruz...
Namaz rayından çıkan hayatı mecrasına oturtmaktır... Daha doğrusu rotayı cennete doğrultmaktır...
Gecemize gündüzümüze yazımıza kışımıza ömrümüze ölümümüze mesaimize tatilimize özelimize genelimize namazı yerleştirmek durumundayız...
O zaman namaz bizi kuşatacak... Namaz bizi kuracak... Namaz bizi kılacak...
İçe ve dışa yönelik bir ıslah projesini bu sayede hayata geçirmiş oluruz... Sürekli acaba namazıma bir halel geldi mi endişesi ile tedirgin oluruz... Umulur ki işte o zaman namaz dışındaki zamanlarımız da namaz yerine geçecektir... Her an namazdaymışız gibi bir ruh halini kuşanmış oluruz... Hayatı namazlaştırdığımız zaman namazda hayatlaşmış olur...
Biz şu gerçeğinde farkındayız... Biz ikindi sonrası ümmetiyiz... Yani kıyamete en yakın ümmet... Akşam vakti bir nevi kıyamet vaktidir...
O halde kıyametten önce kıyam et...