AN CAN'a vurunca!
Rengarenk anılarla dolu hayatım herkes gibi. Olaylar yaşanıp duruyor dışımda ve ben bir parçasıyım olanların. Akıp giderken yolculukbazen takılır bir engele çekilirim yalnızlığıma. Kaleme dök derim içimi. Yüreğinde kurşun saklı küçük dal parçası
kâğıdın ak kanatlarında dolanır durur boş yere. Anlayamaz ki anlatsın derdimi. Bense kalemle kâğıdın buluştuğu ufukta aranırım bir şeyleri. Kelimeler düğüm olur
kelimeler açılmaz kapılar olur
bocalar kalırım. Sade bir sessizlik
ağırlaşan bir baş ve iç çekişler dolanır meydanımda. Sürer gider dalışlarım kendi boyutumda. Zaman durur
mekân durur
yerçekimi bile ortadan kalkar düşüncelerimin.
Sonra içimde bir ses yankılanır ansızın. Ne zaman çalacağı belli olmayan bir saatin gongu gibi çınlatıverir dünyamı. Yıllar öncesinden bir şiirde görür görmez vurulduğum bir sesleniştir soluduğum... Onca unutulup gitmişin arasına nedense katılmamıştır o bir kelimelik dev. Duyarım dört yanımda çağrısınısesleniş bir adımda fetheder dünyamı.
"Neredesin?"
Ses mânâsını giyerken benliğimdeşiddetli bir tokat olup iniverir yüzüme. Soğuk terler boşalır ruhumdan. Soluklarım kesiliverir. En uzak dağlarımın ardından sessizce süzülerek doğuveren bir dolunayın tılsımlı büyüsüne boyanır atmosferim. Giderek büyür
heceleri yankılanır beynimin kıvrımlı koridorlarında. Ürkerim. Bir yandan uçsuz bir merak duygusu kaplar yüreğimi. "Neredesin?"ler nabzımın atışına denkleşip damarlarımda dolaşırken
başka bir sesleniş çığlığımın peşine düşer.
"Ne haldesin?"
Boşluklarım anaforlaşırürküntüm korkulara kanat çırpar o zaman. Sarsılır benliğim tepeden tırnağa. Bir anda yaşarım her şeyi. Bir an
sadece bir ana sığar sonsuza uzayan zamanım. Nasıl olursa olur bilemem
bir daha geçerim ardımdaki yoldan şimşek gibi. İrademin eli değmemişken
dağarcık çıkınım açılıverir
dökülür orta yere hesabım. Şaşırırım. Bir yudumda içerim haşir meydanımın paniğini. Utançlarımdan kaçışlar ararım. Ne kadar örtsem ortadadır bütün yüzler. Nereye gitsem
hangi köşeye sinsem nafiledir
ezelden bilirim. Kalbimin tâ içinde binlerce kez yankılanır o ses.
"Neredesinne haldesin?"
Bir uçurumun eşiğinde aniden uyanmışcasına pırpırlanır içim. Can havliyle tutunacak bir dal ararım. Yılların sisleri arasına karışsa da bulmaya çalışırım vargücümle "Ardımda bırakmış mıyım?" diyerekzamanın boynuna asılan aslı nasip olur mu bilinmez-cennet meyvesi yüklü dalları. Yalandan kaçış mı
bir düşküne el uzatış mı
mahrum bir çocuğun mahzun başını okşayış mı elimin altında kökleşir bilemem. Tüm varlığımla avuçlar
asılırım. Bazılarını gösteriş suyu kurutmuş
bazılarını gıybet ateşi yakmış
bazısı da niyet toprağını bulamamıştır. Geriye kalana bakarım
boşa çıkar hesabım. Karışık duygular peşimdedir o zaman. Pişmanlıklar
elden kaçan fırsatlar yakar sinemi. Yüreğim sıkışır
her yanımı saran o sesten. Daha fazla dayanamam. Çareler ararım tam düşecekken. Ortalık kararır da kararır. Öyle ki hayat cümlemin son noktasını görürüm. Her şey bitti
derken sığınırım tüm gücümle şehadetime. İşte o an
o anda açılır önüme sırlı bir koridor. Neler olduğunun şaşkınlığındayken buraklaşır şehadetim. Yüreğimin en münteha yerinde besleyip büyüttüğüm imanıma götürür beni. Bir anda ışık dolar ruhuma. Ellerime rahmet değer
diner sancılarım. Umutlanırım. İçim yumuşar
çocuklaşır yüzüm. Bakışlarım bakışlarına karışır
sekinet olur iklimim. Yeniden nefes almaya başlar zamanım
dinerken fırtınalarım.
Sonra dünya gelirdalga dalga doldurur dünyamı. Silinir yaşanan o bir an. İçimde örtülü bir ürperti bırakır sadece. Giderek fısıltısı uzaklaşır kulaklarımdan seslenişin. Ruhumun duvarlarına çarpa çarpa küçülür
köşesine siner. Duyulmaz
adı anılmaz olur bir zaman. Unuturum. Tâ ki
bir daha ki an cana vuruncaya kadar.