Himmet Kadere bağlıdır
" Rasulüm de ki: Ben, ALLAH'ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda ve zarar verecek güce sahip değilim."
Ayeti kerimesi her şeyin Yüce ALLAH'ın takdirine bağlı olduğunu gösterir. Büyük arif Ibnu Ata (KS) " Hikem" adli eserinde şöyle der:
" Himmet ne kadar büyük olursa olsun kader sınırlarını geçemez."
Kamil Mürşit, müridin isteğine değil ALLAH-u Teala'nın onun hakkındaki takdirine bakar. İki türlü kader vardır :
Bir çesit kader vardır ki, onun gerçekleşmesi ALLAH tarafından kesin hükme bağlanmıştır. Bu hükmü verilen şeyin gerçekleşmesi kaçınılmazdır. Onu dua ve himmet değiştirmez. ( Kazâ-i mübremi)
Diğer bir çesit kader vardır ki, onun gerçekleşmesi bazı sebeplere bağlanmıştır. İste dua, himmet ve sadaka bu kısımda fayda verir. (Kazâ-i muallak)
Kadere bazı alimler kaza adını verir : Durum ve hüküm aynıdır. Hâl böyle olunca bazılarının:
" Benim mürşidim Gavstır; ALLAH-u Teala'dan her ne isterse olur. Bir bakışta kafiri imana getirir, fasığı takva sahibi yapar; tek başına bir orduyu yener!" demesi doğru değildir.
Bunlar ALLAH-U Teala'nin kudretinde olan şeylerdir. O dileyince en azılı kafir imana gelir, katı kalpler erir, kuru topraklar yeşerir. Fakat şunu unutmayalım:
ALLAH Dostları, kendi arzularından çok ilahi muradın gerçekleşmesine sevinirler. İstedikleri verilince bir sevinirlerse, verilmeyince on sevinirler. Çünkü, Yüce ALLAH'ın muradı onlar için her şeyin üstündedir.
Onlar bilirler ki Yüce ALLAH'ın murat edip yarattığı şey her zaman en güzel, en doğru, en hikmetli ve en gerekli olandır.
Büyük veli Mevlana Halid Bağdadi (k.s.) , kendisinden neslinin devamı için dua ve himmet isteyen Akka valisi Abdullah Paşa'ya şu cevabı göndermiştir:
"Biz kendimizi himmet ehli görmüyoruz. Ancak öyle olsa bile, istenilen şeyin meydana gelmesi sebeplere bağlanan bir kader (kaza-i muallak) olduğu anlaşılmadan himmet kullanılmaz.
Kesin olan kazayı (kaza-i mübremi) değil veliler, Peygaberlerin himmeti bile değiştiremez. Onun sonucuna rıza gösterip ALLAH-U Teala'ya teslim olmak gerekir.
Şunu belirtelim; nasıl ki velileri inkar etmek doğru değilse onlar hakkında itikadı bozacak inanışlara gitmek de doğru değildir. Bu konuyu ayırt etmek kişiye vaciptir.
Bu aşırı ve tehlikeli inanışlar daha çok velilere güzel zan ve aşırı muhabbet besleyen kimselere oluyor. Unutmayın ki, şeytan hile ve düzen sahibidir. İnsani helâke götürecek her yolu dener."
Kaynaklarıyla Tasavvuf ( Dr. Dilaver Selvi)