Gölgenin Hüzün Köşesi..!!!
Senden artakalan düş vızıltılarıyla yazıyorum
Bazen elimde bir kalem umutsuzluğa tırmanıyorum
Ekim sonları bir tutam hüzün dökülüyor kalbime
Hani kuşlarda terk-ediyor ya senin gibi/ iki kere ölüyorum…
(bak yine yırtık ruhumun gölgesi çarpıyor aynalara…)

Ne yazık ki, karanlık hüküm sürüyor hala bedenimde,
Arsız bir kadının teninden damlıyor “aşk” denen o yanılgı…

—o aşk her neyse-çok sevgisiz geldi hep bana…

Ne yazık ki, karanlığı dahi seçemiyorum artık! (sayende sevgili)
Köşe başlarında bekleyen kadınların ruhunda düşlerimi arıyorum…

Bu sabah pencere önünden topladım sen olan yanlarımı
O kadar çok üşümüşler-ki güneş bile ısıtmıyordu/anlıyor musun?
Temmuz başları ekinler tarladan toplanıyor ya,
Hasat mevsimi de seni benden öyle bir alıyor-ki/ ölüyorum!
(işte sevgilim “sensizlik” mevsimleri de böyle düşman yapıyor, bana)

—bir daha sakın o aşkınla gelme bana olur mu? Sadece “sen” gel!