hani söz vermiştik alem-i ervahta ,
bela demiştik el-estü birabbikum sualine ,
yaratıcı , rızık verici ve yegane kanun koyucu olarak Allah'dan başka ilah ve
önder olarakta onun Resulünden başkasını tanımayacaktık ...
hani söz vermiştik Erkam'ın evinde ,
hangi şart ve ortam olursa olsun
ilahi-i kelimetullah misyonunu yürütecek ,
musibetlerden yılmayacak ,
hiçbir tehditten korkmayacak ,
gerekirse ölümlerin en güzeline talib olacaktık ...
hani söz vermiştik Akabe tepesinde ,
kendimizi ve ailemizi koruduğumuz gibi
kanımızla canımızla koruyacaktık Resulullah'ı ...
hani söz vermiştik Akabe tepesinde
doğru olan herşeyde Resule itaat edecektik ...
Rabbani davayı elden ele , gönülden gönüle
balçıkla sıvanmayan hakikat güneşini
cihadsız ve şehadetsiz bırakarak lekelemiyecektik ...
hani söz vermiştik Medine'de ,
hani söz vermiştik
dünya kardeşliğinin en güzel teşekkül ettiği Medine'de ,
kıyamete kadar müslümanlar kardeş olcaktı ,
ve bizler muhakkak ki müminler kardeştir fermani ilahisine gönülden bağli olacaktık ,
vücudun azaları gibi ,
birbirimizin derdi ile dertlenip sevinçlerimize ortak olacak ,
komşusu aç iken tok yatan bizden değildir düsturuna
evrensel komşuluk bildirisine kardesliğin en alt eşiği olarak bakacaktık ...
hani söz vermiştik Rıdvan'da ,
başımızı tutamayan ellerimizi kökünden kurutacaktık ,
nemlenmemiş bir gözü ,
yara almamış çile çekmemiş bir bedeni mevlaya sunmayacaktık ...
doğarken nişanlandığımız ölümle cihad masasında
şehadet gömleğini giyerek
nikahlanacağımız günün hasretiyle yanıp tutuşacaktık
hani söz vermiştik ,
ayaklarımızı vura vura Mekke'ye girerken ,
dinimize namusumuza göz diken zalimler tekrar iş başına gelirse ,
mukaddes topraklara Ebreheler tekrar saldırırsa ,
bizde kanatlanıp uçacak
Mevlamızın Ebabil kuşları olamaya talib olacaktık ...
hani söz vermiştik veda haccında Resulullah'a ,
cahiliyye adetlerini bir daha diriltmemek üzere kökünden kurutacaktık ...
miras bırakılan emanetlere sımsıkı sarılacak ,
Ahkam-i Kuraniyeyi tüm dünyaya hakim kılacaktık ...
ahde vefa gösteremedik Allah'ım
zihinlerdeki hatırasını çoktan silmiştik ...
şehadet mi ,
çok uzaktı bizden tanımıyorduk onu ,
sözlüklerimizden bile çıkarmıştık
çile çekmeye yanaşmadık
öyle eğildik öyle eğildik ki ,
doğrulacak ne bir belimiz kaldıracak ne de bir başımız kaldı ...
utanıyoruz Allah'ım
nemlenmemiş bir gözle yara almamış bir bedenle
huzuruna varmaya utanıyoruz ...
ahde vefa gösteremedik Allah'ım bunu biliyorsun
ama şunu da biliyorsun ki rahmet deryanda ufacık bir damlayız
yüzümüz yerde ama affet Allah'ım ...
(alıntı)