Kar, Beyaz; Toprak, Siyah; Hayatımız, Gri
Tarih: 18 Şubat 2008 Pazartesi
Kış, Çelikhan’da beyaz bir örtü, buz gibi soğuk hava değil; bir yaşam biçimi, hayatın her alanına damgasını vuran bir kültürdür. Hani kış biraz gecikse içimiz burkulacak “Nerde kaldın be mübarek.” diye söyleneceğiz. Bir metre beyaz örtü dünyamızdaki karanlıklar kadar ruhumuzdaki birçok hastalığı da örter.
Sobanın fırınında pişirilmiş üç baş patatesin tadını, kokusunu bilenler kışı bilir. Soğuktan morarmış nasırlı elleri çatır çatır yanan bir sobanın üstünde keyifle ovuşturmanın zevkini anlamamak mümkün mü? Muhabbet sofraları kurulur, tavşan kanı çaylar karıştırılır, tütün denkleri itinayla otomobillerin bagajlarına konulur, avcılar bir araya gelir kış boyunca keklik lakırdıları edilir.kuru ot ve gübre kokan ahırlarda bir çitle çevrilmiş bir köşeye yeni doğan kuzular, oğlaklar ve danalar konur, çocuklar okul çıkışı çantalarına binerek rüzgar gibi kayar. Yaşlılar küçük küçük adımlarla ikindi namazına yetişmeye çalışırken ansızın gelen bir “pat” sesinden sonra yerde yüz seksen derece uzanmış bir adamın orayı kayak pistine çeviren çocuklara söylediği bir çift söz anlayışla karşılanır.
Hayat ucuzdur memleketimde: kışlık bulgur, un, şeker, iki parça elbise, ineğin samanı,odun- kömür, üç kuruş çay parası… sonra değmeyin keyfine. Düşük bir hayat standardıyla mutlu olmayı biliriz. Kurtlar gibi acıkmış bir adamın akşam bulgur pilavına kaşık sallayışı en iştahsız adamı bile pilava saldırtmaya yetecek kadar şevk ve heyecan doludur. Yazın yağda kavrulmuş domates, biber, patlıcan; kışın pilav, ayran
Ya eyyühel zerde
Pilav derman her derde
Onu gördüğün yerde
Kaşıkla ha kaşıkla !
Şiiri memleketim insanına ilham vermiş olmalı. Hep yiyen, iştahını kaybeden, herkese duyurulur: Hayat burada, saadet yanıbaşımızda, kardeşlerim iştahlı, pilav soframızın tek ve tükenmez lezzet kaynığı…
Kışın hayatımızın rengi beyaz ve gridir. Kar, beyaz; toprak siyah; hayatımız giridir. Kömür külü gibi. Hayatın aşırı uçları bu memlekette harmanlanır. Çok sevindiğimiz gün derin bir sızının haberini duyarız. “Her lezzetten sonra bir acı, her acıdan sonra bir lezzet gelir.” Dört mevsim gibi, hayatımız gibi. Kışımız sert geçtiği için baharımız çok güzeldir. Yaşlılar takvim hesaplarına başladılar. İlk cemre düşmek üzere. Baharı ne kadar da özledik. Yılın ilk kardelenleri gönlümüzde açtı bile.
Celal Kaplan